Bölüm 58 Esaret

646 51 6
                                    

Ben ne olmayı becerebilmiştim ki? Ne bir evlat, ne bir kardeş, bir arkadaş, ne bir eş, ne de bir anne...
Ben hiç biri olamamıştım, her şeyi elime yüzüme bulaştırmıştım. Boğazımda bir yumru vardı, o muydu çığlıklarımın nedeni? Yoksa dokuz ay karnımda taşıdığım parçanın ellerimde nefes alamıyor oluşu muydu? Almıyor oluşuydu.

Öfkemle damarlarımdaki kan kaynıyor, her yeri parçalamak istiyordu. Kalbimdeki ağrı ve sızı devam ediyordu, gözlerim ara ara kararıyor, kapanmak için beni zorluyordu, mideme kramp girmişti. Nefesim kesilmişti, o nefes almayı bıraktığı an bende bırakmıştım sanki. Aleda çığlık çığlığa ağlarken ellerimi saçıma daldırarak çektim, elime gelen, köklerinde kopan saçlarımı hissettim.

Bize doğru atılan atışla başımı kaldırdım, Vivet öfkeli bir şekilde bize bakarken bağırarak ellerini havaya kaldırdı, üst üste şimşek çakarken hedefi bendim. "Seni yılan!" Dionysus ayağa firladığında eş zamanla bende ayağa kalktım, Ayaz peşime fırlarken onu itekledim. Dionysus üçümüzü bariyer içine alırken öfkeyle nefes alıyordum, bebeğime yaptıklarının bedeli ödeyeceklerdi! Bütün gücümle ikisine saldırdığımda fazlasıyla güçsüzdüm, giderek üzerime gelirlerken ekip ve Ayaz deli gibi bağırıyor, bariyeri indirmeye çalışıyolardı. Bir elimle birini diğer elimle diğerini tuttuğum için onlara karşı güçsüzdüm.

Dayanamazken şokla geriye sendeledim, ikisinin oluşturduğu büyük top beni hedef almıştı, bana doğru ilerleyen topla herkes bağırdı, ölüme o kadar yakın hissettim ki kendimi.
Herkes bağırıyordu, Dionysus'un yüzüne zafer oturmuştu, kazanmış mıydı? Benim ölümüm onun zaferi olacaksa ölmek istemiyordum.
Hayır hayır!

Kazanamazdı.

Üzerime düşen iri gölge buna engel oldu, bariyer aşağı indiği an ekip aynı anda Dionysus ve Vivet'in üzerine atladı. Ben önümdeki gölgenin çöküşünü şokla izlerken kucağıma serilen bedeni tuttum.

"Abi!" Şok içinde seslenirken gözleri kapanan Adar'a inanamaz gibi baktım.

"Hayır hayır! Yapma! Yalvarırım yapma!" Diye bağırdım. Atlas, abim...

"Viata Aleda!" Ayaz mırıldanırken hızla Atlas'ın yanında parlayan Aleda'ya baktım, kolunda beliren minik ize şokla baktım. Demeter.

Atlas birden hıçkırdı, ağlamaya başladığında Ayaz ikisini de kucağına almak için yeltendi, abimi yere bırakıp hızla bebeklere koştum, ikisini de kucağıma alırken Ayaz'dan uzaklaştım. "Dokunma! Benim onlar. Dokunma." Diye bağırdım, dokunmasın, zarar verirdi. Zarar verirdi.
Kafam karmakarışıktı, bir yanda abim, bir yanda bebeklerim. Adar'la mükemmel bir abi-kardeş ilişkisi içinde değildik lakin o benim abimdi. Gözleri hafif aralık olan Adar ağzını hafif aralamış, nefes almak için uğraşıyordu. Atlas'a baktım tekrardan.
Atlas yaşıyordu.

Adar'ın yanına çöktüm, gözleri hafif aralıktı. "Abim. Yalvarırım, yalvarırım gözlerini kapatma." Eli yüzüme tırmandı, yanağıma uzanmak istiyordu, eline destek vererek avucunu yanağıma yasladım.
İçimdeki bu boşluk duygusu, nefesimi tıkarken gülümsedi. "Sana sahip çıkamadım, iyi bir abi olamadım." Göz yaşlarım yüzünü ıslatırken abim saniyeler içinde aniden, ne olduğunu anlamadan hayata veda etmişti. Ölmüştü.
Ben, ben ne tepki vereceğimi asla bilmiyordum! Büyük bir haykırış yine ve yine dudaklarım arasından fırlarken başımı abimin göğsüne yasladım, bebekleri sıkıca kendime bastırırken ikisi de ağlıyordu. Bana seslendiklerini duyuyordum, seslenişler duyuyordum lakin onları umursamayacak kadar kendimden geçmişim. Büyük bir gürültüyle Aleda ve Atlas boğazlarını acıtacak derecede çığlık attı. Başımı kaldırıp karşıya baktım, Dionysus ve ordusu...

Açılan portallardan fırlayan yaratıklar bize doğru koşarken gözlerimi Asena ve Aybar'a çevirdim. Bebekleri ve Adar'ı işaret ettim. Asena bebekleri kucaklarken Aybar Adar'ın yanına ilerledi. Hızla ayağa fırladım, Ayaz'da eş zamanla peşime gelirken ikimizde birbirimizin elini tutarak boştaki elimizi havaya kaldırdık.
Yer delinirken fışkıran su sürünün bir kısmını sürükledi, Atalan hızla şekil değiştirirken dönüştüğü uçan yaratıkla fırladı, arkamızda açılan portaldan fırlayan periler ve ateş, su, hava, toprak krallığı askerleri arkamızda siper olmuştu.

Gecenin Mührü (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin