6. Bölüm (Düzenlendi)

210 22 2
                                    

Keyifle...

Buraya ikinci gelişimdi. İlkinde dedemin evde erkek bulamadığı için acil birkaç kağıt parçasının birilerine ulaşması yüzünden ben ve Ahsen'i hiç istemediği halde gönderdiği bu yerde elbette ki Karamamba ile karşılaşmayı beklemiyordum. Hiç önemsemediğimden kağıtların içinde barınanlara bakma gereği duymamıştım, işin içinde tuhaf bir şeyler olduğunu maalesef ki Nasuh beyin bizi kapıda karşılaşmasıyla anlamış ama geç kalmıştım.

Nasuh bey ben daha içimde bir şeyler daha geçirmeden Ahsen'in elinden emanetleri alırken Ahsen'in o zaman ona bakışlarını asla yadırgamamış, belki bir miktar korktuğu için Nasuh beye öylesine garip baktığını sanmıştım. Aklım kağıtlarda olmasaydı şayet o bakışlarının varmak istediği yeri elbette ki görebilirdim lakin o kadar takılı kalmıştım ki orada yazılanlara günlerde nasıl geri alabilirim diye epey düşünmüş, her yolu denemiştim.

Kuşkularımı kamçılayan sadece kağıtları Nasuh beye getirmemiz olmamıştı, dedemin erkek bulamadığı söyleyip bizi gönderdiği yerden geri dönüş yaparken Mehmet'in gün boyu asla evden ayrılmadığını öğrenmemdi. Dedem bize Mehmet'ten çok daha güven duymuş, onun bakma ve anlama ihtimaline karşı, zararsız gördüğü bizi tercih etmişti. O kağıtlara hiçbir zaman bakma fırsatım olmamıştı ama dedemin evde olmadığı bir gün canıma susamış gibi gizlice odasına girmiş ve edepsizce ve terbiyeden bir hareketlerle her karışını aramıştım.

Nihayetinde aradığım şeyi bulurken bir kopyasını dedemde bulacağımdan emindim zaten. Dedem işini sağlama almayı biliyordu.

"Gecenin bir vakti oldukça uygunsuz görüneceğinden lütfen evinize gidin!" dedi adam. Düşüncelerimden sıyrılırken adama baktım. Geri dönmem için elini öne doğru uzattı. Kabaca kovuyor da gibi de algılanabilirdi.

"Boş boğazlığa gerek yok, etrafta senden başka kulaklara sahip kimse de yok, bir uygunsuzluk çalkalanacak olsa baş şüpheli sen olursun. Fazla lakırdı etmeden patronunu çağır bana!" dedim karşı koymasına izin vermeyeceğimi sert bir dille.

"Hanımefendi," dedi sabır der gibi. "Uzaklaşın buradan."

"Buradan elim boş dönersem kalacak bir yeriniz olmasından endişe duymalısınız, kim olduğumu bilip hadsizlik ettiğinizi düşünmek istemem!"

"Ayaküstü kaçıncı azarın bu?" diyerek geniş kapının arkasında görünen Karamamba, hemen yanında sağ kolu olan adam kenara çekildi. "Beni bu kadar görmek istediğini bilseydim yormazdım buralara kadar." Açık seçik yüzünü seçmeme yarayan hemen solunda ki duvarda asılı duran kandildi. Kendi yerini benden ötürü küçümsermiş gibi bakışları etrafta dolaştı. "Sizin için hizmete yetersiz kalacak!"

"Yorulacağımı hesaba kattıysan madem konuşmak için zamanın olacağını düşünüyorum," dedim. Adamına gözleriyle gitmesini işaret ederken ev gibi gereçlerle dizayn edilmiş depoya girmem için elini buyur der gibi uzattı. Önden ilerlerken derin bir nefes verdiğini işittim.

"Neden burada olduğumu tahmin diyorsun," dedim içeriyi incelemeden yüzüne dönerek. Görmek istemediğim lazımatlarla doluydu. Muhtar'ın sözlerini anımsadım. Bir gün bu adamlarla karşı karşıya kalabilir, birimiz ötekinin canına kast edebilirdi. Ona silahımı tutmak istemediğimi fark ettim.

"Şu aptal izdivaç, seni ayaklarıma getirteceğini bilseydim öncesinde bir şeyler ayarlamaya çalışırdım." Şaka yaptığımı falan mı sanıyordu? Ellerini arkada birleştirdi. "Umarım doğru sanıyorum."

"Bana tahammül edemediğini biliyorum," dediğimde kafasını beni onaylarcasına salladı. "Ama yüzsüzsün! İleri gitmek için harekette bulunursan seni durduracağımı bilmen lazımdı."

GünIşığı HanımefendisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin