31. Bölüm (Düzenlendi)

44 7 1
                                    

Keyifle...

Ortamda güven eksikliğinin bir göstergesi olarak gruplar halinde kenarlarda hayli mesafeli toplaşmalar söz konusuydu. Emily'nin hangi gruba daha yakın olduğunu biliyordum ama onca değişkenliğe rağmen tanınabileceğimin verdiği yakalanma korkusu beni olduğum yerde hareketsiz kılıyordu. Derin bir nefes aldım. Ayaklarım şu anda hareket etmek için değil, geçici konulmuş bir süs eşyası gibi yere çakılmış duruyordu. Ayakta durmaktan dizlerimde karıncalanmalar hissediyordum ama burada bulunan toplantı adı altında katılım gösteren erkeklerin o kadar dikkati üzerimdeydi ki, yüzümün tamamını kapatan tülden dolayı mı yoksa kim olduğumu bilmenin verdiği çekingenlikten ötürü mü anlamadım, kimse beni oturmak için bir yere davet etmedi.

Büyük bir yer sayılmazdı, Muhtar'ın tahmin ettiğinden daha az kişi gelmişti ki tedbire öncelik vermiş olmalıydılar. Dışarıdan depo, görüldüğünde dikkatini pek üstüne çekmeyecek izbe bir görüntüsü vardı. Toplantıyı burada bilhassa yapılması anlaşılabilirdi, özellikle gelenlerin önemli, illegal işlerde epey nam salmış insanlardan seçilmesi es geçilebilecek bir ayrıntı değildi.

Umut ediyordum ki; kimsece bilinmemiş, görülmemiş ve diline hakim biri tarafından anında tanınma olasılığı olmayan Emily kimliğine ayak uydurabileyim. Bu gece sabaha kavuşurken ruhum hala bedenimde kalmış olsun. Zordu. Belki imkansıza yakın. Üstesinden gelmek istiyordum.

Orta yaşlı, göbekli, hastalıklı sarı yüzünü daha bir çirkin gösteren takım elbiseli bir adam yanımdan geçerken oldukça davetkar bir şekilde açık olan gerdanıma baktı. Daha şimdiden böyle gerilirsem gecenin sonu nasıl getirebileceğimi bilmemenin sıkıntısı ve o huzursuzluğu içimi karamsarlığa boğuyordu.

Loş ışıklar altında uzun bir masanın etrafında doluştuklarında beklediğimin rütbeli, sözü tüm gruplara geçen, genç, içindeki niyetin sinsice gözlerinde parladığı ama yüzündeki yakın anlatımdan karşısında duran rakibine bile niyetini geçirebilmek kabiliyeti olan adamın bana yaklaşmasıyla aldım nefes boğazımdan lav gibi akarak göğsümdeki sıkıntıyı ateşledi.

Bu adam Male York'tan başkası değildi.

Emily nasıl davranıyorsa o şekilde hazırladım kendimi, yüzümü kapatan tül ve ortamın bulanık havasını daha bir yoğunlaştıran boşluğu altında tanınmam mümkün değildi. Yüzünü kimselerin görmediği uyduruk dedikodudan haberdar, yaptıklarıyla herkesin takdirini kazanması saçmalığı da kısmen doğru sayılmalıydı. Buna ihtiyacım vardı. Otel odalarına davet ettiği birinin burada olma ihtimali sadece ayağımı kaydırmakla kalmazdı zira.

Male yanıma gelerek elini uzattı. Elimi ezberlediğim bir nezaketle eline bırakırken uzun gelen saniyeler içinde elime yumuşak ve çapkınlığını alelade ortaya seren gülümsemesini dudaklarından eksik etmeden öptü.

Bu tavrımın görevlerime uygun bir lazımat olduğunun bilincinde olsam da, sevda için iki yüzlü bir hareket derdim. Bir ihanet söz konusu değildi ama kalbimi bu anlatımla sakinleştiremiyordum maalesef ki.

"Sizi burada görmek zevkine nihayet ulaştım, uzun zamandır bu anı bekliyordum!" dedi içten bir hayranlıkla. Gözlerimi kıstım. Kısa kestirip kalanı arkaya doğru taradığı saçlarının geride bıraktığı çıplak yüzünü inceledim. Gözlerinin içi söylediklerine katılan bir samimiyetle yanıyordu. Yüzüne yayılmış hoşnutluktan, Muhtar'ın şimdi bir yerlerde alıkoyduğu kadına karşı, görmeden duyduğu sempatiyi fark ettim.

Ortamı şöyle bir kolaçan edip Male'ye dönerek, "Verimli geçecek bir gece, yine de tek bir kadın olarak burada bulunmaktan sıkılmadım değil!" dedim neşeli İngiliz aksanı bir dille. İngilizce konuştuğu için ona ayak uydurdum ama devam edecek olursa, içimde kontrol etmekte güçlük çektiğim heyecana yenik düşüp kendimi ele vermekten korkuyordum.

GünIşığı HanımefendisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin