Afra güzel yüzü ve mükemmel vücudu ile aklımı başımdan almıştı. Ama onda bundan daha fazlası vardı. Bana verdiği cevaplar, cool tavırları, gözlerindeki masumiyet... Karşımda hayatım boyunca birlikte olduğum kadınların hepsinden daha üstün bir kadın vardı. Üstelik bunun sıradan bir one-night-stand olmasını istiyordu. Eğer bunu başka biri söylese yarın sabah ondan kurtulmak ile uğraşmayacağım için zevkten dört köşe olabilirdim. Ama Afra ile bu geceden fazlasını yaşamaya hazır olduğumu şimdiden hissediyordum.
Şimdilik istediği gibi olsun. Yarın onu saklandığı delikten çıkaracak gücüm var, nasıl olsa...
"Hadi içeri girelim." Cevap vermesini beklemeden onu kucağıma alıp içeriye soktum. Bu bir rüya olmalıydı ve ben de rüyalarda görülen o en güzel meleği yatak odama taşıyor olmalıydım.
Onu yavaşça yatağa bıraktıktan sonra tekrar öpmek için dudaklarına yaklaştım. "Işığı kapatmayacak mısın?" Mükemmel bedeninden utanıyor olamazdı, değil mi?
"Hayır bu mükemmel vücudun her bir noktasını görmek istiyorum." Elimle elbisesini yavaşça yukarı kaldırmaya başladım. Parmaklarım iç çamaşırına değdiğinde durup gözlerinin içine baktım.
"Çok güzelsin Afra." Kafasını yavaşça kaldırıp beni öpmeye devam etti. Az öncekinden daha sert öpüşüyorduk. Bir ara dudağımı bile ısırdı. Elbisesinin eteğini beline kadar kaldırmıştım. Üzerine dantelli pembe bir çamaşır giymişti. Kalçasını sıkarken dudaklarımı boynuna indirip onu öpmeye devam ettim. Önce yavaşça sonra daha sert bir şekilde boynunu ısırdım.
"Bu elbiseyi nasıl çıkartacağım?" Yavaşça doğrulup elbisesini açacağım fermuarı gösterdi. Fermuarı indirip elbisesini kafasından geçirdim. Üzerine sütyen giymediğini görünce küçük bir şok geçirdim. Memeleri gerçekten de büyüktü. Karşımda sadece külodu ile yarı çıplak bir tanrıça gibi duruyordu.
"Hayal ettiğimden bile harika..." Onu rahatlatmak istiyordum oldukça gergin olduğunun farkındaydım. Belki de sürekli benim gibi tanımadığı insanlarla yatan biri değildi. Kafamı göğüslerinin arasına dayadım. Önce ellerimle iki göğsünü de avuçladıktan sonra sol göğüs ucunu dudaklarımın arasına aldım. Dilimle göğsünün ucunun etrafını yalayıp, göğüs ucunu içime çektim. Sonra aynısını diğer göğsüne de yaptım.
"İyi misin?" Yanlış bir şey yapıp onu korkutmak istemiyordum.
Kafasını salladı. "Harikayım. Ben neredeyse çırılçıplağım ama sen hala giyiniksin."
İstediğim cevabı aldığımda keyfim daha da yerine gelmişti. Doğrulup önce üzerimdeki gömleği çıkartıp yere fırlattım. Sonra kemerimi açıp pantolonumu indirdim. Üzerine doğru tekrar eğilirken ellerimi önce beline koydum. "Bacaklarını aç."
Dediğimi yaptı ama bacaklarını o kadar az aralamıştı ki arasına vücudumu yerleştirmem mümkün değildi. Ellerimle bacaklarını iki yana açtım. Bu kadar güzel bir kadın için çok utangaçsın Afra...
Son kalan iç çamaşırını da yavaşça aşağı doğru çekerek çıkartmaya başladım.
Umarım yanlış bir şey yapmıyorumdur, umarım yanlış bir şey yapıyorumdur...
Gözlerimi kapatıp kendimi akışa bırakmaya çalıştım. Hayatımda hiç tatmadığım muhteşem bir hissin ortasındaydım.
Acaba ona bunu daha önce yapmadığımı söylemeli miyim? Ama belki beni bu yüzden reddederdi. Okulda bu daha önce bir arkadaşımın başına gelmişti.
"Ses çıkarmamak için kendini kasma Afra. İstediğin kadar bağırabilirsin. Burada kimse bizi duyamaz." Nasıl bağıracağımı bile bilmiyorum ki!
Derin bir nefes aldım. Elleri ile külodumu indirirken hem heyecan hem de utanç hissediyordum. Saniyeler sonra çırılçıplaktım ve o parmak uçları ile bana dokunuyordu. Gözlerimi kapattım. Hassasiyet çok fazlaydı. Hissettiğim kadarıyla iki parmağını daha ileriye götürüp içime soktu.
"Gözlerini aç ve bana bak." Sesi yavaştı ama emredici bir tondan konuşuyordu. Dediğini yaptım. Nefesimi ayarlamakta zorlanıyordum.
"Bacaklarını daha çok açmanı istiyorum."
Zaten bacaklarım olabildiğince açık değil mi? Ne yaptığımı bilmediğimi anlayacak!
Bir kez daha elleriyle bacaklarımı iki yana ittirdi. Parmaklarıyla yaptığı hareketlerle kendimden geçmeye başladım. Az önce nasıl bağıracağım diye düşünen ben, dakikalar sonra karşısında zevkle kıvranıp bağırıyordum.
"Parmaklara devam mı? Yoksa dil mi tercih edersin?"
Dil mi? Buna ne cevap vermeliyim bilmiyorum. En iyisi buna devam etmesini söylemek.
"Böyle devam edebilirsin." Tüm vücudum alevler içerinde yanıyordu. Parmaklarının hareketleri ile senkronize şekilde kıvranıyordum.
"Ah-evet-evet!" Son evetten sonra kalbim göğüs kafesinden çıkacak gibi hissettim. Ellerimin altındaki çarşafları kavrayıp avuçlarımın içinde sıktım. Orgazm olduktan sonra inanılmaz bir gevşeme hissettim.
Az önce içime soktuğu parmaklarını yüzüme doğru getirip dudaklarımın üzerine koydu. "Kendi tadına bak." Dediğini yapıp parmaklarını yaladım.
"Şimdi zevk alma sırası bende. Merak etme seni de tekrar memnun edeceğim." Doğrulup boxerını aşağıya indirdi. Gözlerimi çıplak bedeninden özellikle de penisinden ayıramıyordum.
Ne kadar da büyük... Acaba canım çok acır mı?
"Niye öyle bakıyorsun? Daha önce benden büyük biriyle karşılaşmadın mı?"
"Be-ben." Gerçekten ne söyleyeceğimi bilmiyordum. Doğruyu söylersem beni ezik sanabilirdi. Yalan söylersem de doğruyu zaten az sonra anlayacaktı.
"Neden titriyorsun? Afra. Yoksa sen... Daha önce kimseyle birlikte olmadın mı?" O şaşkın gözlerle bana bakarken ben ne cevap vereceğimi düşünüyordum.
Sonra ağlamaklı bir ses tonuyla konuşmaya başladım. Bir ezik gibi hissediyordum. "Ben çok üzgünüm. Sana başta söylemem gerekirdi."
Yüzünde şaşkınlık ifadesi vardı ama bunu yarıda kesip gidecek gibi de durmuyordu. "Ben bilseydim eğer sana bu kadar agresif davranmazdım. Ayrıca bunu yapmak istediğine emin misin? Böyle bir anı senin için özel biriyle paylaşmak istemez miydin?"
Düşünmeden cevap verdim. "Benim için özel biri yok. Bunu yapmak istiyorum. Bak eğer bekaretimi aldığın için seninle sevgili olmaya çalışırım, sana musallat olurum diye korkuyorsan endişe etmene gerek yok. Dediğim gibi yarın ikimiz de farklı yollara gideceğiz ve birbirimizi bir daha görmeyeceğiz."
Bana tekrar yaklaşıp dudaklarımdan yavaşça öptü. "Bundan sonrasını yavaş yapacağız tamam mı? Canını acıtmayacağım." Kafamı salladıktan sonra bu sefer onu ben öptüm. Yavaş değil. Tutku ile dilimi ağzının içine uzattım. Onu tekrar istiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Afrâ
Romance(+18) Bir anlık zevk, sonrası pişmanlık... Babamla yaptığım basit bir anlaşma var. Üniversite diplomamı alabilirim ve o kimi seçerse onunla evlenmek zorundayım. Ama babamın seçtiği adamı gördüğüm saniye bundan kaçmak zorunda olduğuma emindim. Afra...