Özgürlük

972 22 0
                                    

En son istediğim şeylerden biri günlerimi Afra'yı görmeden, onunla konuşmadan ve ona dokunmadan geçirmekti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

En son istediğim şeylerden biri günlerimi Afra'yı görmeden, onunla konuşmadan ve ona dokunmadan geçirmekti. Ama buna mecburdum. Bir geleceğimiz olabilmesi için onu şimdilik bırakmak zorundaydım.

Onu eve bıraktıktan sonra eve girene kadar arkasından izledim. O tekrar ne zaman göreceğimi bilememek canımı acıtıyordu.

Ama önce çözmem gereken bir Faruk meselesi vardı. Doğruca Faruk'u görmeye hastaneye gittim. Faruk ile yüzleşmemin vakti gelmişti. Önce onu Afra ile nişanı atması ve bıçaklama olayını unutması için ikna etmem gerekiyordu. Afra ile birlikte olduğumu anladığı için bana ne tepki vereceğini kestiremiyordum. Ama her şeyi göze almış durumdaydım. Tek umrumda olan Afra'nın bu işten en az zarar ile kurtulmasıydı.

Hastaneye gittiğimde Faruk yatakta omzu sarılı bir şekilde yatıyordu. Hemen yanı başında ise Aslı vardı. Aslı ben geldiğimde konuşmamız için bizi yalnız bırakarak odadan çıktı.

Faruk'un beni gördüğünde sinirli değil gayet normal bir yüz ifadesi vardı. Ben bir şey söylemeden o her zamanki gibi gevşek gevşek konuşmaya başladı. "Sonunda teşrif ettin demek."

"Nasıl oldun?" Haline bakılırsa oldukça iyi görünüyordu ama yine de sordum.

"İyiyim. Doktor istediğim zaman çıkabileceğimi söyledi. Ama çok yorgun hissediyorum. Hasan günlerdir g*tümden kan alıyordu. Sonra da kızı gelip beni bıçakladı." Sonuna kadar hak ettiğin şekilde... Asıl soru Hasan Faruk'tan ne istemişti?

"Dubai'de ne oldu?"

"Ne olmadı ki? Gerizekalı herif bana bir sürü iş kitledi. Bir günde 5 milyar dolarlık iş bağlamamı istedi. Böyle bir şeyin imkansız olduğunu söylediğimde gidip işi kendi yaptı. Sonra da nişanı atmak istediğini söyledi." Demek Hasan, Faruk'un işe yaramazın teki olduğunu sonunda anlamıştı. Bugün aldığım en güzel haber buydu. Sonunda Faruk ve Afra'nın arasındaki nişanlılık durumu son bulmuştu. Benim bir şey yapmama gerek kalmamıştı.

Gülümsememi gizlemeye çalıştım. "Demek ki istediği imkansız değilmiş. Kendi yaptığına göre."

"Adam damat değil amele arıyor. S*kerler böyle işi. Ama onlara günlerini göstereceğim. Yeni bir düşman kazandılar."

"Polis geldi mi? Bir şey söyledin mi?" Bundan sonra tek ilgilendiğim Afra'nın başına bir iş gelmemesiydi.

"Merak etme. Küçük or*spunu ihbar etmedim. Ama Onur söylesene kuzeninin nişanlısını s*kmek nasıl bir duygu? Seni ahlaki değerleri olan bir adam sanıyordum. A*cık peşinde dolaşan şerefsizin tekiymişsin." Sözleri beni çok sinirlendirdi. Bunları bana söyleyecek son kişiydi.

"Faruk! Benimle doğru konuş. Bunları masum bir kıza tecavüz etmeye çalışan biri mi söylüyor? Benim durumumda hiç değilse karşı tarafın rızası vardı."

"Aman her neyse. O kızı s*kip s*kemen umrumda değil. Hatta iyi yapmışsın. O a*cığa iyi para bayılmıştım. Bari boşa gitmesin. Ama eğer bir daha onunla görüştüğünü duyarsam sonuçları senin için kötü olur." Sonuçları kötü olur demek işini, kariyerini ve paranı kaybedersin demekti. Bunun olacağını biliyordum. Afra'dan vazgeçmem mümkün değildi ama işleri yoluna koymak için de biraz zamana ihtiyacım vardı.

"Ne kadar içerideyiz?"

"Çok. Çok fazla. Kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez diye Hasan'a iyi para yedirdim."

Afra'nın babası Hasan akıllı bir iş adamı ve aynı zamanda parayı seven bir adamdı. Bizim saf Faruk'u kandırıp böyle bir evliliğin ikisi için de çok iyi getirisi olacağına inandırmıştı. Ama sonuçta Faruk'un artık işe yaramadığını düşündüğü noktada ona postayı koymuştu. Faruk yine bir işi eline yüzüne bulaştırmıştı ve yine işleri yoluna koymak için bana ihtiyacı vardı. Bunu elime geçen bir koz olarak kullanıp Faruk ile bir anlaşma yapmalıydım. Ben ona kaybettiği parayı geri kazandırırsam o da Afra ile olan ilişkime söz söyleyemezdi. Eğer beni şirketten bu noktada atmaya karar verirse batmadan çıkması mümkün değildi. Onun bana ihtiyacı vardı. Benim de yıllardır emek verdiğim işimi elimde tutmam ve Afra'yla birlikte olmam gerekiyordu. Bir an önce işleri yoluna koymak zorundaydım. Kendim için, Afra için, ilişkimiz için...

Gözlerimi açtığımda nerede olduğumu algılamam dakikalar sürdü

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Gözlerimi açtığımda nerede olduğumu algılamam dakikalar sürdü. Hayaller evinde hayallerimin erkeği ile geçen 1 hafta son bulmuştu. Babamın evine geri dönmüştüm ve önümde aşmam gereken engeller vardı. İlki de bana tecavüz etmeye çalışan ve çocukluk arkadaşımla yatan nişanlımdan kurtulmaktı.

Üzerimi değiştirip doğruca babamın çalışma odasına gittim. Dubai'den dönmüştü ve öğrendiğime göre o gün evdeydi. Babamın özel korumaları çalışma odasının kapısında benim geldiğimi haber verdiler.

"Görüşmeyeli nasılsın prensesim?" Beni görünce ayağa kalkıp kollarını iki yana açtı. Yanına gidip onu kucakladım. Söze nereden başlayacağımı düşünüyordum. Faruk'un bana tecavüz etmeye çalışmasından mı? Onu bıçaklamamdan mı? Faruk'un Aslı ile beni aldatıyor olmasından mı? Hangisinden başlamalıyım?

Ben seçimimi yapmadan babam söze başladı. "Sana bazı kötü haberlerim var güzel kızım. Hadi şuraya otur." Kendi masanın başındaki sandalyesine oturup bana da masanın önündeki koltuklara oturmamı işaret etti. Dediğini yaptıktan sonra tekrar sözlerine devam etti.

"Ben çok büyük bir hata yaptım. Seni Faruk ile nişanlandırmam bir hataydı. Onunla nişanınızı iptal ediyorum." Duyduklarım bende şok etkisi yarattı. Daha ağzımı bile açmamıştım ama artık özgürdüm.

"Biliyorum çok şaşırdın. Ama daha dikkatli olmalıydım. Küçük prensesim için daha uygun birini seçmeliydim. Bir sonraki sefer daha dikkatli olacağım ve asla böyle bir durumla karşılaşmayacaksın. Seni üzdüğüm için özür dilerim." Daha sevincimi doyasıya yaşayamamışken babam bir sonraki seferden bahsetmeye başlamıştı bile. Şimdiden beni vereceği yeni damat adayını düşünmeye başlamış olması beni hayal kırıklığına uğratsa da Faruk'tan sonunda kurtulduğum için çok mutluydum.

Tüm gücümü toplayıp konuşmaya başladım. "Baba ben şaşırmadım. Faruk'un ne kadar işe yaramaz bir adam olduğunu ilk saniyeden anlamıştım. Beni daha çok üzen şey bu sözlerin. Tekrar hiç tanımadığım, bilmediğim ve üstelik benden yaşça büyük biri ile nişanlanıp evlenmek istemiyorum. Bana seçim hakkı tanımak zorundasın."

Babam ciddiyetini koruyarak gözlerimin içine baktı. "Seninle anlaşmamızı biliyorsun. Evleneceğin kişiyi ben seçeceğim. Bir hata yapmış olabilirim ama anlaşmamız baki. Yine de haklısın, sana da seçim hakkı tanıyacağım." Bunu duymak biraz içimi rahatlatmıştı. Tüm bu söyledikleri bana yarın bir eş adayı bulup tekrar evleniyorsun demeyeceği anlamına geliyordu. En azından ben buna inanıyordum.

Faruk ile olan diğer detaylara hiç girmemeye karar verdim. Faruk bir şekilde babama gerçek yüzünü gösterip nişanı iptal ettirmeyi başarmıştı. Daha çok onunla uğraşmak istemiyordum. Babamı yanaklarından öpüp odasından ayrıldım. 

AfrâHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin