Emir vermekten hoşlandığı açık ve netti. "Elini buraya koy." Elimi tutup penisinin üzerine götürdü. Ellerimin arasındaki penisine önce yavaşça dokundum. Sonra tamamen kavrayarak sıkmaya başladım.
"Az önceki gibi arkana yaslan." Bir kez daha emir verdi ve ben de dediğini yaptım. Üzerime eğilip dudaklarımı tutkulu bir şekilde öpmeye devam etti. Sonra boynuma yöneldi.
"Bacaklarını az önceki gibi açmanı istiyorum. Çok aç, tamam mı?" Kafamı sallayarak bacaklarımı açtım. Üzerime eğildiğinde penisinin ucu bacaklarımın arasındaki ıslak bölgeye değiyordu, yani vajinama. Yavaş yavaş daha ileriye gitmeye başladı.
"Canın acıyor mu?"
"Çok az."
Yavaşça geri çekildi. "Çok üzgünüm. Elimden geldiğince yavaş olmaya çalışıyordum."
"Lütfen devam et. İlk sefer böyle olacağını biliyorum." Cinsel sağlık derslerinde bunun üzerinden geçmiştik. Sözlerimden güç alıp tekrar yavaşça içime girdi. Bu sefer ilkinden daha ileri gitmişti. Çok hafif de bir ritim yakalamıştı.
"Böyle iyi mi?"
"Ha-ri-ka." Gerçekten de iyi hissetmeye başlamıştım.
Parmaklarımı kasıklarından kaslı karnına doğru hareket ettirdim. Sonra omuzlarından geçirip boynuna doladım. Sadece gözlerinin içine bakıp anın tadını çıkartmaya çalıştım. Onun da hoşuna gittiği belliydi, sesler çıkartmaya başladı. Yüzünü vücuduma yaklaştırıp göğüslerimin arasına koydu. Göğüslerimi avuçlayıp ortaya doğru bastırdı. Bedenlerimiz tamamen bütünleşmiş, aynı ritimle hareket ediyorduk. Boynumu ısırması beni deli etmişti. Kulağına "Evet" diye bağırdım.
Bir anda aniden geri çekilip üzerimden kalktı. Yanlış bir şey yapmış olmalıydım. "Ne oldu?"
"Prezervatif almam gerek." Tabi bu aklıma gelmemişti. Dediği gibi gidip eşyaları arasından prezervatif aldı. Ambalajını açıp, şeffaf şeyi penisinin üzerine geçirdi. Tekrar içime girdiğinde prezervatif hissi hoşuma gitmedi. Tenini hissetmek çok çok daha iyiydi.
Ritmini arttırdığında artık canım acımıyordu ama az önceki kadar da zevk vermiyordu. O doruk noktasına ulaştığında beni belimden sıkıca kavrayıp kendine çekti sonra da bedenini üzerime bıraktı.
"Çok çok özür dilerim. Canını acıtmadım değil mi?" Ağırlığını bana verdiği için beni incitmekten korkmuştu. Hızlıca doğrulup yanıma uzandı.
"İyiyim canım acımadı. Ama az önce orgazm olmadım."
Gözlerini şaşkınlıkla açtı. "İlk seferde, yani sana dokunurken olmuştun değil mi?"
Başımı sallayarak onayladım. Yüzümü ellerinin arasına aldı. "Merak etme, daha gece uzun... Sana onlardan birkaç tane daha yaşatacağım. Hızlı olduğu için özür dilerim. O kadar güzelsin ki kendimi kontrol etmekte zorlanıyorum, özellikle de vücudumun belirli bir bölgesini."
"Aslında uzunlukla ilgili değil. Çünkü bana dokunurken daha kısa sürmüştü. Sanırım prezervatiften hoşlanmadım."
Sözlerim karşısında gülüşünü saklamadı. "Ona şimdilik yapacak bir şey yok. Prezervatiften hoşlanmıyorsan doğum kontrol hapı içmeye başlamasın. Tabi eğer bunu yapmaya devam edeceksen."
Yüzümü astım. Bunu yapmaya devam edecek miydim? Eğer babam ya da müstakbel nişanlım duyarsa ne olurdu?
"Yüzünü asma. Seni mutlu etmek için her şeyi yapacağım. En son ana kadar prezervatif takmam. Yani senin orgazm olduğundan emin olduktan sonra takarım tamam mı?" Yüzüm bunun için asılmamıştı ama beni düşünmesi hoşuma gitti. Gülümsememe engel olamadım.
"Bak sen ya... Demek bu kadar nefret ettin. Hemen gülümsemen geri geldi. Çok komiksin. Madem bu kadar sevecektin neden bu kadar bekledin?"
Bu sorusuna ne cevap verebilirim ki? Zaten her halükarda biriyle yatacaksam, patates çuvalı görünümlü nişanlım yerine yakışıklı biriyle birlikte olmak istedim? Hiç senin kadar yakışıklı birini görmedim? Sana karşı çok güçlü bir çekim hissettim? Seni görünce azdım? Bu cevapların hiç biri ol-maz !!!!!!!!
Uzun bir düşünme arasından sonra daha fazla bekletmeden ona bir cevap verdim. "Sanırım ben çok seksüel bir insan değilim."
Cevabım karşısında kocaman bir kahkaha patlattı. "Seksüel değil misin? Birkaç dakika önceki halini görmesem bu sözlerine inanırdım."
"Ergenliğe geç girdim."
Gözleri korku ile açıldı. "Ergenliğe geç mi girdin? Sen kaç yaşındasın?"
"18."
"Ben ilk kez biriyle seviştiğimde 13 yaşında falandım. Kimse ergenliğe 18 yaşında girmez."
"Tamam her neyse şimdi bunu mu tartışalım? Karşıma birlikte olmak istediğim kimse çıkmadı işte."
Bunu duymak hoşuna gitmişti. Çünkü bu cevabım ondan ne kadar etkilendiğimi kanıtlıyordu. "Yani beni görene kadar?"
"Gerçekten buna devam edecek miyiz?" Yanımdaki çarşafa uzanıp üzerime çektim.
"Nefes almadan benimle sevişmek mi istiyorsun?"
Pervasızca konuşması hoşuma gidiyordu. Ona istediği gibi bir cevap verdim. "Evet yapmadığım zamanların acısını çıkartacağım."
"Sen kimsin ve nereden çıktın?"
"İşte bu asla yanıtlamayacağım bir soru." Yattığım yerden kalkıp üzerine çıktım. Eğilip önce onu dudaklarından öptüm. Sonra dudaklarımı vücudunun üzerinde gezdirmeye başladım.
--------------------
Merhaba sevgili Afra okuyucuları <3
Hikaye hakkında neler düşünüyorsunuz?
Şu ana kadar en çok neyi sevdiniz? ve ya Nelerden hoşlanmadınız?
Neler gelişebilirdi? ve ya Neler eksikti?
Bana özelden ya da buradan yazın lütfen. Çok çok teşekkürler... ❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Afrâ
Romance(+18) Bir anlık zevk, sonrası pişmanlık... Babamla yaptığım basit bir anlaşma var. Üniversite diplomamı alabilirim ve o kimi seçerse onunla evlenmek zorundayım. Ama babamın seçtiği adamı gördüğüm saniye bundan kaçmak zorunda olduğuma emindim. Afra...