Afrâ

Onu Bulmalıyım

Dün gece sayabildiğim kadarıyla beş kez boşaldım. Kişisel rekorum falan olabilir. Yatakta iki kez, Jakuzide ve salondaki koltuklarda birer kez, bir kez de gün doğarken terasta birlikte olduk. Tek bir gece için çok fazla. Ama Afra gibi mükemmel güzellikteki bir kadınla birlikteyken normal bir rakam olabilir. Üstelik bakireydi. Şaka gibi... Dün gece Afra gezegeninde daha önce kimsenin görmediği o muhteşem topraklara ayak basan ilk astronot bendim. Tüm gece aramızda anlaştığımız one-night-stand politikasını gözden geçirdim, bir açık aradım. Ona bana kim olduğu hakkında ipucu vermesi için sorular sordum. Ama bir daha görüşmemek konusunda çok kararlıydı ve asla bir açık vermedi. O da benden etkilenmişti ama neden bir daha beni görmek istemiyordu? Neden bu kadar kararlıydı?

Şu düştüğüm duruma kendim bile inanamıyorum.

Yıllardır kaç kadınla birlikte oldum sayamadım. Ama asla bir sonraki görüşmeyi isteyen ben olmadım. Hatta çoğu zaman kızlar uyanmadan uyanır, odadan ayrılırdım. Sabah uyanıp o garip konuşmaları yapmaktan nefret ederdim. Ama bu sefer benden önce uyanıp giden karşı taraf olmuştu.

Afra bambaşka bir şeydi. Nadir bulunacak güzellikte bir kadındı ve o kendini vermek için beni seçmişti. Bir kadınla birlikte olduğum için kendimi şanslı hissettiğime inanamıyorum.

Konu sadece seks de değil. Ben ondan 7 yaş büyük olmama rağmen o çok olgundu. Zekiydi. Cooldu. Komikti. Onunla konuşurken hiç bir kadınla olmadığım kadar rahattım.

Gecenin başında masum bir melek gibi utanıyordu. En son terasta kendinden çok daha emin, ne istediğini ve ne yaptığını gayet iyi bilen bir kadına dönüşmüştü.

Masum bir kızı dönüştürdüğüm şeyi düşünüp gurur duymam normal mi? Bunları düşünmek yerine onu nasıl bulacağımı düşünsem daha iyi olur. Onu tekrar görmek istiyorum. Onunla konuşmak istiyorum. Onu tanımak istiyorum. Onunla tekrar birlikte olmak istiyorum. Soyismi yok, telefon numarası yok. Yalnızca adını ve arabasının plakasını biliyorum. 34 PAK 04. Plakasından onu bulabilirim sanırım.

Düşüncelerimin arasında telefonumun çaldığını farkettim. Arayan Faruk'tu.

"Alo." Sesim yorgun ve uykusuz çıkmıştı.

"Neredesin?" Benim aksime Faruk'un sesi çok enerjik geliyordu.

"Sana da günaydın."

"Bugün ne olduğunu hatırlıyor musun? Birkaç saat sonra nişanım var. Saat neredeyse öğlen oldu. Otelde misin hala?" Saate baktığımda 12'yi geçtiğini gördüm. En azından 6 saat uyumuştum.

"Evet. Sen hazırsan geliyorum senin odana. 10 dakikaya." Hızlı bir duş alıp hazırlanmak için 10 dakika yeter ve artardı bile.

Saat sabahın 6 buçuğu. Ben hayatımda ilk kez bu eve geceden kalma bir şekilde gizlice giriyorum. Babam görse kalp krizi geçirebilir. Neyse ki tüm olanlardan sonra Banu teyze bana bunu çok görmedi ve dışarı çıkmama yardım ettiği gibi içeri girmeme de yardım etti. Daha doğrusu yardım etmesi için birini görevlendirdi.

Odama geldiğimde önce kendimi duşa attım. Tamamen bitik haldeydim. Bir gram uyku uyumadan tüm geceyi geçirmiştik. Gecenin izleri tüm bedenimdeydi. Boynumda, göğüslerimde, hatta kasıklarım da bile diş izleri vardı.

Bunları akşama kadar 5 kat makyajla kapatmam gerekiyor.

Neyseki koyu göz halkalarımı kapatmak için daha önce şu herkesin ölüp bittiği güçlü kapatıcılardan bir tane ben de almıştım. Parmaklarımı izlerin üzerinde gezdirirken Onur'un bedenimde bıraktığı etkiyi hatırlamaya çalıştım. Çok zor olmadı zaten hemen hemen 30 dakika önce tam olarak o etkinin içindeydim.

Harika bir gece... Tüm cinsel fantezilerimden bile daha harika... Belki de hayatımda ilk ve son kez böyle hissediyorum. Drama dolu hayatımdan uzakta geçen büyülü birkaç saat... Yabancı bir adam bana hayatımın en tutku dolu anlarını yaşatıyor. Belki başka bir dünyada Onur ile mutlu bir hayatım olabilir.

Seks mükemmeldi. Onunla olmak çok kolaydı, çok doğruydu, çok eğlenceliydi. Ama en başından beri bir geleceğimiz olmayacağını ikimiz de biliyorduk. Hele ki birkaç saat sonra nişanlanacağım gerçeği karşımda kötü bir şaka gibi duruyorken...

Bornozuma sarınıp kendimi yatağa attım. Belki 1-2 saat uyursam kendime gelebilirim diye düşünmüştüm. Telefonun sesini duyup uyandığımda saat neredeyse 12 olmuştu. Bu saate kadar beni kimsenin uyandırmamış olması çok ilginçti. Patates kafalı nişanlım için güzellik uykusuna falan mı yatıyorum sandılar?

Arayanın Aslı olduğunu gördüğümde hemen cevaplama tuşuna bastım. "Neredeyse kapatıyordum. Neden açmıyorsun? Sana bir şey oldu sandım."

"Uyuyakalmışım." Sesim inanılmaz yorgun ve uykulu geliyordu. Kalkıp biran önce 2 shot espresso içsem iyi olacak.

"Neredesin? Akşam neler oldu? İnanılmaz uyumlu görünüyordunuz. Onur çok iyi tipmiş. Seni hiç öyle görmemiştim Afra." Sesini heyecandan ayarlamakta zorlanıp sonunda bağırmaya başlamıştı.

"Evdeyim. Yani sabah eve geldim."

"Neeee? Bana her şeyi anlatıyorsun. En baştan."

"Akşam sen gittikten sonra Onur'un odasına çıktım. Sonra birlikte olduk. Birkaç sefer. Sonra sabah eve geldim."

"Şaka değil mi? Şaka."

"Değil."

"Kızım sen kafayı mı yedin? Bugün nişanlanıyorsun ve senelerdir biriyle yatmak için vaktin varken nişanından bir gün önce mi yaptın bunu?"

"Biliyorum. Ama ondan çok etkilendim. Kendime engel olamadım."

"Engel olamadım değil. Engel olmak istemedin Afra. Babana ceza vermek için yaptın bunu değil mi?"

"Aslı yeter bilmiyorum. Başta öyleydi. Ama sonra aramızdaki çekimi sen de gördüğünü söyledin. Karşı koyamadım. Daha önce hiç böyle bir şey hissetmemiştim."

"HaHaHa İnanamıyorum sana Afra. Aman kızım boşver iyi yaptım. Bu kadar beklemen hata. Hayatta bir kişiyle birlikte olacaksın diye bir kural mı var?"

Tabi ki de yok... Yani babam hariç. Gerizekalı Faruk yoksa neden gelip bana bakire olduğuna sevindim desin. Kesin babam söyledi bunu ona. Babam nereden biliyordu ki? Yatılı okulda attığım adımları mı takip ettiriyordu? Ondan her şeyi beklerim.

"Akşam geleceksin değil mi? Burada bir destek iyi olur."

"Geleceğim tabi ki. Hatta şu an elbisemi seçmekle meşgulüm. Hadi ben kapatıyorum görüşürüz. Canını hiç bir şey için sıkma sakın."

Canımı sıkmıyorum. Aslında keyfim oldukça yerinde... Yani akşamı düşünmediğim saniyelerde...