"Ayağa kalk." Sesim biraz sert çıkmıştı. Az önce itiraf ettiğim duygulardan sonra kendimi farklı hissediyordum.
Dediğimi yapıp ayağa kalktı. Onu hemen arkasındaki camın önüne doğru yürümeye zorladım. "Arkanı dön ve kollarını kaldır." Onu cama tamamen yasladım. Üzerindeki dar bluzu çıkartıp yere attım. Yine sütyen giymemişti. Benimleyken sütyen giymemesini çok seviyordum. İki bacağının arasına kendi bacağımı koyup iki yana aralamasını sağladım. Eteğini ve iç çamaşırını kalçalarından aşağı indirdim. Kendi pantolonumu da aşağıya indirdikten sonra kalçalarını kendime doğru çekip belini aşağıya doğru bastırdım.
"Sıkı dur. Yemek soğumadan bitirmemiz gerek. Anlaşıldı mı?" Az önce parmaklarım onun içindeyken fark ettiğim kadarıyla oldukça ıslaktı.
"Evet." Mırıldanarak cevap verdi.
"Aferin." İçine kayarak girdim ve o da inlemeye başladı. Ellerimi göğüslerine koyup sertçe sıktım. Patlamaya hazır bir bomba gibiydim. Hiç bir kadını Afra'yı istediğim kadar istememiştim. O benim için mükemmeldi. Çıplak sırtından dökülen koyu renk saçları, avucumun içindeki kocaman göğüsleri, önümde duran kıvrımlı kalçaları, karşımızdaki ışıl ışıl İstanbul manzarası... Kalçalarını sıkıca tutup onu kendime sertçe çekip geri bıraktım. İkimiz de orgazm çığlıkları attıktan sonra içinden çıkıp onu doğrulttum. Kendime çevirip dudaklarını yumuşak bir şekilde öptüm.
"Lütfen bana doğum kontrol hapı kullanmaya başladığını söyle." Kaşlarını yukarı kaldırıp kafasını iki yana salladı. Bunu bu şekilde yapmaya devam edemezdik. Kendime prezervatif kullanmadığım için çok sinirlenmiştim. Her seferinde ertesi gün içtiği hapların onu istenmeyen bir bebekten koruyor olması için dua etmeye başladım.
"Yarın kadın doğum uzmanına gidip söylediğin gibi hap içmeye başlayacağım." Yanağına bir öpücük kondurup kafamdaki düşünceleri uzaklaştırmaya çalıştım.
"Yemeğe geçelim mi?" Gülümseyerek kafasını salladı. Üzerini giyinmesine yardım ettikten sonra masaya geçtik.
Yemekten sonra salondaki koltuklara oturup ilk buluşmamızın tadını çıkartmaya devam ettik. Onun için küçük bir hediye almıştım. Kutuyu sakladığım yerden çıkartıp ona verdim.
"Bu ne?"
"Senin için. Küçük bir hediye."
"Bana hediye mi aldın?" Gözleri hediye aldığı için sevinen küçük çocuklar gibi parlıyordu.
"Hadi açmayacak mısın?"
Turkuaz mavisi kutunun kurdelesini çözüp açtı. Karşısına çıkan pırtlanta taşlarla süslü anahtar şekilde klasik Tiffany&co kolyeye baktı.
"Onur, bu harika bir şey." Kutunun içindeki kolyeyi çıkartıp o saçlarını tutarken ben de boynuna taktım. Uzun boynundan aşağıya sarkan pırlanta taşlarla süslü kolye o güzel göğsünün üzerinde hayal ettiğim gibi çok güzel görünüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Afrâ
Romance(+18) Bir anlık zevk, sonrası pişmanlık... Babamla yaptığım basit bir anlaşma var. Üniversite diplomamı alabilirim ve o kimi seçerse onunla evlenmek zorundayım. Ama babamın seçtiği adamı gördüğüm saniye bundan kaçmak zorunda olduğuma emindim. Afra...