Kavuşma - II (+18)

2.4K 20 0
                                    

Afra'nın odasında geçen süre boyunca biri gelip kapısını açmadığı için şansımıza şükrettim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Afra'nın odasında geçen süre boyunca biri gelip kapısını açmadığı için şansımıza şükrettim. O biri beni içeri alan çalışanları da olabilirdi, daha da kötüsü babası da olabilirdi. Aslında o kollarımın arasında bana dokunmaya başladığında her şeyi göze almıştım.

Birbirimizi görmeden geçen 2 haftanın sonunda tekrar birlikteydik. Onunla geçen tüm ahlaksız dakikalar beni kendime getirmişti. Buna ihtiyacım vardı. Afra'ya ihtiyacım vardı. Seks sonrası ayılsam da bir sabah kahvesi içmenin iyi olacağını düşünüp Afra'dan bize kahve getirmesini istedim. Küçük bedeni ile üzerimden kalkıp yatağın ucuna oturdu. Yatağın yanında duran t-shirtünü giyerken çıplak silüetini izlemek, onun benim için mükemmel kadın olduğunu düşündürmüştü.

Kahveleri getirmek için odadan ayrıldığında telefonuma gelen mesaj ve e-mailleri kontrol ettim. Sakarya'dan döndüğümüzden beri işler çok yoğundu. Faruk'un kaybettirdiği milyonları yerine koymak aylar değil belki yıllar alacaktı ama zararı en aza indirmek için elimden geleni yapıyordum. Gece gündüz çalıştığım 14 günün sonunda Afra'nın mükemmel vücudu ve harika dokunuşları ile kendime hak ettiğim ödülü vermiş gibi hissediyordum.

İşin kötü yanı ona doymak mümkün değildi. Onun bende yarattığı etkiyi hatırlamak ondan bir kez daha ayrı kalmayı zorlaştırıyordu. O yüzden ona gizli gizli görüşmeyi teklif etmeye karar vermiştim. Bu noktada onun elinden tutup, ilişkimizi ailelerimize itiraf etmemiz ikimiz açısından da bir kaos yaratabilirdi. Bu kadar işin arasında bir kaos ise benim istediğim son şeydi.

Odanın kapısı açıldığında Afra elinde metal bir tepsi ile geldi. "Oda servisi." Sesi oldukça neşeli geliyordu.

Tepsinin üzerinde sadece kahve yoktu. Yanına küçük atıştırmalıklar ve meyveler de getirmişti.

"Senden mükemmel bir ev hanımı olur." Yatağa çıkıp tepsiyi kucağıma koyduktan sonra bana şüpheci bir bakış attı. Aslında onu hiç bir zaman ev hanımı olarak hayal etmemiştim. Afra bunun için fazla zekiydi. Ama eğer onunla evlenirsem ve o tüm gün evde oturup akşam benim gelmemi bekleyecek olursa buna itiraz da etmezdim.

Ben getirdiklerini yerken o yalnızca kahve içiyordu. "Sen neden yemiyorsun? Al şunu." Dudaklarının arasına bir dilim elma götürdüm. Sözümü dinleyip elmadan bir parça alıp çiğnemeye başladı. Elime bir parça da muz alıp ona doğru tekrar uzattığımda kafasını geri çekti.

"Kahve ile iyi gitmiyor. Başka verme."

"Neden akşam o kadar içtin?"

Gözlerini devirdi. "Bir nedeni yok. Son zamanlarda hayatım stresliydi."

"Ama artık değil. Faruk'tan da kurtuldun."

"Seni gecenin bir vakti buraya getirttiğim için bana çok kızdın mı?"

Güzel ve masum yüzüne dikkatlice baktım. Omuzlarına dökülen koyu renk saçları odaya giren güneş ışığı ile parlıyordu. Daha yeni uyanmıştı ve hiç bir çaba göstermeden nasıl bu kadar güzel olabiliyordu? Çocukluk odasında değerli bir bebek gibi duruyordu.

Ben ne yapıyorum? Nasıl bu kadının tek bir mesajı ile km'lerce yolu göz açıp kapayıncaya kadar gelebiliyorum? Nasıl kendimi onun yanında bu kadar huzurlu hissedebiliyorum? Peki o benim için neler hissediyor?

"Buraya gel." Tepsiyi kenara koyup ona kucağıma oturmasını işaret ettim. Kucağıma oturduğunda ellerimi beline sardım. Her zamanki vanilya kokusuna dün gece onu yıkarken kullandığım duş jeli ve sabahki seksten kalan terlemizin kokusu karışmıştı. Her ne kadar daha sevişeli 1 saat bile olmasa da kalçalarının kucağımda olması tekrar sertleşmeme sebep olmuştu.

"Sana kızmadım. Sadece sarhoş olup bana mesaj atmana neden olan şeyi merak ediyorum." Parmaklarımla nazikçe saçlarını kulağının arkasına geçirdim.

Bir süre tereddüt etse de konuşmaya başladı. "Sana zaman vermemi istemiştin ama ben sabretmekte zorlanıyordum. Çünkü... Çünkü seni çok özledim." Gözlerimin içine bakmak yerine çıplak göğsüme bakıyordu. Masum ve utangaç bir çocuk gibiydi.

Onu boynundan öptükten sonra elimle çenesini yukarı kaldırıp bana bakmaya zorladım. "Ben de seni çok özledim."

"Gerçekten mi?" Güzel yeşil gözleri kocaman açıldı.

"Evet. Seninle uyumayı özledim... Seninle konuşmayı özledim... Seni öpmeyi özledim..." dudaklarımı boynunda biraz gezdirdikten sonra devam ettim.

"Sana dokunmayı özledim." Elimi t-shirtünden içeri sokup çıplak göğsünü avucumun içine alıp sertçe sıktım.

Gözlerini kapatıp alnını dudaklarıma yasladı. "Biraz daha kalacak mısın?"

"Evet bunu bir kez daha yapacak kadar kalacağım." İki elimi de t-shirtünün içine alıp göğüslerini avucuma aldım. T-shirtünü kafasından geçirip onu çıplak bıraktığımda göğüs uçlarını ağzımın içine alıp emmeye başladım. Derin bir iç geçirip ellerini penisimin üzerine indirdi.

"İstediğim bu değil."

Gözlerini şaşkınlıkla açıp sordu. "İstediğin ne Onur?"

Önce onu dudaklarından öpüp sonra da göğüs uçlarını tekrar yaladıktan sonra sorusuna cevap verdim. "Şimdi göreceksin. Arkanı dön."

Dediğimi yapıp yatağın ucunda ayaklarının üzerinde yükseldi. Arkasına geçip ensesine bir öpücük kondurdum.

"Bacaklarını aç. Bana kendini bir kere daha göster." Kalçalarından üzerindeki şortu ve iç çamaşırını kaydırıp çıkarttım. Yatağın tam karşısındaki aynadan çıplak bedeninin yansımasını ikimiz de görebiliyorduk.

"Hadi itiraf et. Karşımda çıplak kalmayı seviyorsun." Gülümseyerek kafasını salladı.

"Aynadan sana nasıl dokunduğumu izlemeni istiyorum." Bir elimi göğsüne götürüp yavaşça göğüs ucunun etrafında gezdirdim. Sonra parmaklarımı yavaşça bacaklarının arasına götürüp içine soktum. Karşımda kıvranmaya başladığında benim de kendimi tutmam zorlaşmıştı.

"Çok güzelsin Afra." Gözlerini kapatıp ona yaşattığım duygunun tadını çıkartmaya devam etti.

"Gözlerini aç ve kendini izle. Sana nasıl dokunduğumu izle." Gözlerini açıp tekrar dediğimi yaptı. Kendini böyle görmek onu daha da azdırmıştı.

"Ah-Onur-Ah." Adımı sayıklamasını seviyordum.

"Sana benden başka kimse dokunmayacak değil mi Afra?"

"Ah-Onur. Daha hızlı. Ah"

"Soruma cevap ver Afra." Parmaklarımı çok az yavaşlatmıştım. Bana itaat etmesi için ona işkence ediyordum.

"Hayır. Buna izin vermem."

"Aferin sana." Hızı tekrar arttırdığımda dayanacak nefesi az kalmıştı. Son kez çığlık atıp orgazm oldu.

"Dur, dur, dur. Oldum. Şu an çok hassas." Parmaklarımı içinden çıkartıp alnına bir öpücük kondurdum. Bir süre hareketsiz durduktan sonra doğrulmasına yardım ettim. Düşüncelerimi söylemek için uygun ortam hazırdı.

"Afra seninle topluluk içinde görünmemiz şu an için mümkün değil ama bu kadar ayrı kalmamamız gerektiğini düşünüyorum."

Gözlerime dediklerimi çözmeye çalışır gibi baktı. "Benim gizli kız arkadaşım olur musun?"

AfrâHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin