Yol trafikli, gideceğimiz yer de çok yakın değildi. Yaklaşık 1 saat 15 dakika sonra adanın en güzel köşelerinde yer alan Resort otelin içine girmiş bulunuyorduk. İrem ile taksiden inip lobiye doğru ilerledik. Aniden İrem yarı yolda durup takside telefonunu unuttuğunu anladı.
"Ben hemen gidip gelirim. Sen lobidekilere geldiğimizi haber ver."
"Emin misin? Seninle gelebilirim. Telefonunu çabucak buluruz.
"Yok yok o kadar merdiven çıktık. Sen git ben geliyorum." İrem geldiğimiz yoldan geri dönmeye başladığında ben de lobiye doğru ilerledim.
"Merhaba, bizim rezervasyonumuz vardı."
"Afra Hanım değil mi?" Beni nasıl tanıdıklarını anlamamıştım ama evet diyerek cevap verdim.
"Benimle gelin lütfen."
"Arkadaşım İrem'i beklesek, o geldiğinde gideriz."
"Lütfen beni takip edin. Arkadaşınızla ilgilenecekler."
Arada kalsam da daha fazla itiraz etmedim ve adamın peşinden gitmeye koyuldum. Beni açık havada uzunca yürüttükten sonra Restauranta çıkarttı. Orada kimse olmaması çok garipti. Koca otelde yemeğe gelen tek bir kişi bile yok muydu? Masaların en sonunda, vadinin ucunda tek bir masa vardı. Tüm manzarayı karşısına alan özel bir masaydı. Görevli beni o masaya doğru yönlendirdi.
"Arkadaşımı almaya mı gidiyorsunuz?"
Gülümseyerek cevap verdi. "Evet Afra Hanım. Siz lütfen manzaranın tadını çıkartın." Güneş saniyeler içinde battı ve hava en güzel renklerine büründü. Bu ana kendimi kaptırmış elimdekiler için teşekkür ediyordum. Gözlerimi kapattım ve keşke Onur da burada olsa diye düşündüm. Bu güzel anda ondan başka biriyle olmak istemiyordum. Bir anda esen birlikte arkamdan bir elin belime dolandığını sardığını farkettim. Korkuyla irkildim ama bu dokunuş bana çok tanıdık gelmişti. Kafamı hafifçe sağa çevirdim ve burnuma gelen amber kokusunu içime çektim. Dileğimin saniyeler içinde kabul olmuş olması beni inanılmaz bir şaşkınlığa ve aynı zamanda mutluluğa uğratmıştı.
Onur beni yavaşça kendisine döndürdü. Ellerini saçlarımın arasına doladı. Ben de kollarımı onun ensesinden geçirdim. Gözlerim hala kapalıydı. Orada turuncu ve pembe bulutların altında onun kollarının arasındaydım. Başka istediğim hiç bir şey yoktu.
"Burada ne işin var?" Sakince mırıldandım.
"O gönderdiğin fotoğrafı görünce dayanamadım ve yanına geldim." Sözleri beni gülümsetmişti. Nerede olduğumuzu İrem'den mi öğrenmişti? Doğru ya İrem neredeydi? Sonunda anın büyüsünden kendimi çıkartıp gözlerimi açmayı başardım. Onur'un üzerinde smokin vardı ve çok yakışıklı görünüyordu.
"Neden smokin giydin?"
"Hadi masaya geçelim." Elimi tutup beni masaya doğru yönlendirdi. Sandalyemi çekip oturmamı bekledi. Masaya oturduktan sonra İrem'in hala gelmemesini anlamlandıramıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Afrâ
Romance(+18) Bir anlık zevk, sonrası pişmanlık... Babamla yaptığım basit bir anlaşma var. Üniversite diplomamı alabilirim ve o kimi seçerse onunla evlenmek zorundayım. Ama babamın seçtiği adamı gördüğüm saniye bundan kaçmak zorunda olduğuma emindim. Afra...