Onur'a sürpriz yaparak işten birkaç saat erken çıkmıştım. Önce markete uğrayıp güzel bir beyaz şarap aldıktan sonra gönderdiği konumun yolunu tuttum. Oraya vardığımda kapıyı heyecanla çaldım. Bir an önce kendimi onun kollarına atmak istiyordum.
Kapıyı açtığında yüzünde şaşkın bir ifade vardı. Beni öpüp içeri aldığında tedirgin bir şekilde konuşmaya başladı.
"İçeride komşularımız var." Ona baktığımda benden gözlerini kaçırdı. Sanki suç üstünde yakalanmış gibi muzip bir ifadesi vardı.
Bahçeye geçtiğimizde şezlonglarda yatan iki bikinili kadın olduğunu gördüğümde gözlerim yuvalarından çıkacak kadar açıldı.
"İşte komşularımız." Bizi henüz fark etmemişlerdi ama sesimi çıkartırsam bu çok uzun sürmezdi.
"Sen bu kadınlarla güneşleniyor muydun?"
"Saçmalama. Drone'ları düşmüş çatıya. İçeride çocuk onu alıyor. Kızlar da onu bekliyor."
"Ahh merhaba." Kızlar beni fark ettiklerinde neşe ile el salladılar. Bana karşı bile bu kadar samimilerse biraz daha geç kalsam Onur'u çiğ çiğ yerlermiş.
Onur az sonra drone'u ile yanımıza gelen çocukla konuşmaya başladığında ben de kızlarla sohbet ediyordum. Onlara göre ben adanın yerlisiydim ve bana bir sürü soru sordular. Yarım saat kadar onlarla çene çaldıktan sonra neyseki kısa cevaplarımdan mesajı anlayıp bizi yalnız bırakıp çıkıp gittiler.
"Komşuların ilk günden evin yolunu ezberlediler."
"Komşularımız." Onur ellerini belime koyup beni kendine yasladığında çoktan dokunuşu ile gevşemeye başlamıştım.
"Nereden benim komşum oluyor?"
"Burada benimle kalırsan senin de komşun olur."
"İrem'i bırakamam." Alt dudağımı sarkıtarak cevap verdim. Ben de sürekli Onur ile uyumak isterdim ama arkadaşımı da satamazdım.
"İrem zaten birkaç gün sonra dalış kampına gidecekmiş."
"Aa bana bundan bahsetmemişti. Kaynaşmışsınız bakıyorum." Sözlerim bittiğinde dudaklarıma küçük öpücükler kondurmaya başlamıştı.
"Evet artık benden nefret etmiyormuş."
"Buna sevindim." Ellerimi boynuna dolayıp onu sertçe öpmeye başladım. Küçük değil büyük ve kesintisiz bir öpücüğe ihtiyacım var gibi hissediyordum.
"Hey, yavaşla. Sana yemek yaptım." Beni durduğunda nefes nefese kalmıştım ve durduğumuz için de çok mutsuzdum.
Beni elimden tutup mutfağa doğru sürükledi ve elime tabakları tutuşturdu.
"Hadi bunları bahçedeki masaya taşı. Ben de yemeği getireceğim."
Dediklerini yapıp bahçedeki sofrayı kurmasına yardım ettim. Bana leziz bir lazanya yapmıştı. Yanına da aldığım şarabı servis edip afiyetle yedik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Afrâ
Romance(+18) Bir anlık zevk, sonrası pişmanlık... Babamla yaptığım basit bir anlaşma var. Üniversite diplomamı alabilirim ve o kimi seçerse onunla evlenmek zorundayım. Ama babamın seçtiği adamı gördüğüm saniye bundan kaçmak zorunda olduğuma emindim. Afra...