BÖLÜM 15 - SENİN GİBİ

7.9K 781 211
                                    

"Gözlerinde gördüm, değildin."

Sözler beynimin içinde yankılandı. Nefesim ağırlaşırken korku beni ele geçirdi. Nasıl bilebilirdi?

Mateo başka bir şey demeden pencereye döndü. Yüz ifademi düzgün tutmaya çalıştım ama pek başarılı olduğum söylenemezdi.

Kollarımı kendime sararak tırnaklarımı elbisenin kumaşına geçirdim. Yüzümde zorla bir gülümseme oluştu.

"Ne demek istediğini anlayamadım?"

Mateo yine bir şey demedi. Evan bile Mateo'nun dediğine şaşırmış gibiydi. Breena Mateo'ya saldırırken o da orada olmalıydı.

Kendimi dik durmaya zorladım ve çocuklara yaklaştım. Elimi Mateo'nun omzuna koyarak bana dönmesini sağladım.

Beklemediğim şey gözlerindeki yaşlardı. Panikle onu kendime çevirdim ama yüzünü başka yöne doğru çevirdi. Çenesini tutarak bana bakmasını sağladım.

Yaşlar gözünden akmak üzereydi ama kendisini tutuyordu. Dişlerini dudaklarına geçirmişti ama bu gidişle onları kanatacaktı.

Ellerimi yanaklarına koydum ve yavaşça okşadım. Evan arkamda sessizce duruyor ve bizi izliyordu. Bakışlarını sırtımda hissedebiliyordum.

"Ağlayabilirsin."

Neden kendini tuttuğunu anlamamıştım. Aslında belki de önümde ağlamak istemiyordu. Benim farklı biri olduğumu söylemişti ama hâlâ bana içerlemiş gibiydi. Sonuçta ruhum farklı olsa da beden aynı bedendi. Şahsen Mateo'nun ona dokunmama izin vermesine bile şaşırıyordum.

"Babam erkekler ağlamaz derdi."

Söyledikleri şaşırmama neden oldu. Ağlamakla erkekliğin ne alakası vardı. İnsan insandı. Herkesin duyguları vardı ve herkes özgürdü bu konuda.

Kaşlarım hızla çatıldı. Grandük'ü tanıma vaktim olmamıştı ama ölürken yanında hıçkıra hıçkıra ağlamıştım. Her şey bir anda içimde dökülüvermişti.

Belki de söyleyeceğim sözler hakaret niteliğindeydi ama kendimi tutamadım. Evan bana kızacaksa bile söyleyecektim.

"Hayır, ağlayabilirsin. Sadece baban insan duygularından mahrum olduğu için öyle söyledi. Sen bir insansın, çocuksun, daha on üç yaşındasın ve ağlayabilirsin."

Mateo yüzüme birkaç saniye baktı sonra yaşlar gözünden süzüldü. Ağzından bir hıçkırık çıkınca ona hemen sarıldım. Sırtını okşarken ona rahatlatıcı kelimelerle özürler mırıldanıyordum.

Evan bir şey diyecekse de sonraya saklıyor olmalıydı. Babasına bağlı mıydı bilmiyorum ama ona hakaret ettiğim için bana kızabilirdi. Yine de atmosferi bozmadı.

Mateo boynumda ne kadar ağladı bilmiyorum ama hiç yorulmadım. Hic usanmadan onu sakinleştirdim. Bir süre sonra susmuştum ama hâlâ sırtını okşuyordum.

Mateo geri çekildiği zaman ona güven verici bir gülümseme verdim. Mateo da hafifçe gülümsedi ve bu bile benim için bir umuttu. Mateo kesinlikle fazla gülen biri değildi ama bana sunmuştu.

Evan sakince abisinin yanına gidip ona sarıldı. İkisine bakarken sevgi kalbime doldu. En azından kardeşler olarak ne kadar fazlasıyla yakın olmasalar da birbirlerine sahip çıkıyorlardı.

Evan ve Mateo ayrılınca Mateo'ya bakıp derin bir nefes aldım.

"Gerçekten tekrardan özür dilerim. Kendimde değildim ve özel bir durumum vardı. Lütfen böyle bir şey yaşanmasına karşın tedbirli olun."

GRANDÜŞES'İN İMTİHANIWhere stories live. Discover now