BÖLÜM 27 - KAYIP

6.1K 601 204
                                    

Aceleyle bütün çekmeceleri karıştırdım ve her şey yerlere saçıldı. Kalp atışım bu sefer korkuyla hızlanıyordu. Hiçbir çekmecede günlüğü bulamadım. Daha birkaç saat önce çekmeceyi açmış ve ünlüğe bakmıştım ama yoktu.

Kimin almış olabileceğini düşünürken aklıma Maddie geldi. Maddie odama en sık giren kişiydi ve belki de o almıştı ama odaya biri girseydi duyacağımdan da emindim. Derin nefesler alırken burnuma dolan çürük kokusuyla aklıma daha da bulandı. Sahiden odadaki bu çürük kokusu da nereden geliyordu?

Sanki kokuyu def edebilecekmişim gibi elimi havaya savurdum ve ani bir hışımla odadan çıktım. Koridordan kimseye bakmadan geçtim ve merdivenlerden indim. Maddie muhtemelen mutfaktaydı. Mutfağa hızla ilerlerken bir hizmetçiye çaptım ama özür dilemeden mutfağa koştum.

Mutfağın kapısını aniden açınca mutfaktaki herkes bana baktı. İlk defa mutfağa geldiğimden şaşkın hâldeydiler. Gözlerim Maddie'yi ararken onu göremedim ve endişem daha da körüklendi. Defteri bulup kaçmış olabilirmiydi?

Peşin hüküm veriyordum ve bunun farkındaydım ama günlükte yazan şeyler yıllarca saklanmış gerçeklerdi, birinin onu bulup yayması an meselesiydi. Kendime kızdım. Neden defteri çekmeceye koymuştum ki? Fazla güvenmiştim kendime. Eğer daha korunaklı bir yere koysaydım kaybolmazdı.

Sağımda duran kıza döndüm. Kız ani hareketimle irkildi ama aldırmadım. Gözlerinin içine bakarken hızla konuştum.

"Maddie nerede?"

Kız bilmiyorum der şekilde omuz silkti. "Bilmiyorum madam."

Sıkıntılı bir şekilde iç çekip soluklandım. Gerçekten yapmış olabilir miydi? Ama niye Grandük'ün günlüğünü çalsındı ki? Grandük ile benim gibi birkaç gün tanışabilmişti o kadar. Ben evlendiğimde Maddie de yeni bir hizmetçiydi.

Ocağın başında duran kız konuşmaya başlayınca ona baktım. Kızı hemen tanıdım, o işe aldığım tecrübesiz genç kızdı. Daha on altı yaşında kızıl saçları ve yüzündeki çilleriyle dikkat çeken bir kızdı.

"Maddie... Acil bir işi olduğunu söyleyip gitti. Sanırım ahırın olduğu tarafa yönelmişti."

Ona hızlıca teşekkür edip hiç sorgulamadan bahçeye çıktım. Ahırın olduğu tarafa giderken terleyen ellerimi eteğime sürtüyor ve rahatlamaya çalışıyordum.

Ahırın kapısına geldiğimde içeriden bir ses duydum. Bir kıkırdamaya benziyordu. Kapıya yaklaşıp içeriyi dinledim. Bir kadın sesi geldiğinde onun hemen Maddie olduğunu anladım ve ahırın kapısını itip içeri daldım.

Maddie samanların üstünde turmuş yanında genç bir adamla sohbet ediyordu. Adamın üstündeki kıyafete bakılırsa uşaklardan biriydi.

Maddie sese bakıp beni görünce yüzündeki bütün kan çekildi ve yaslandığı yerden doğrulup ani bir hareketle kalktı. uşak da Maddie'nin yaptığı harekete karşılık benim olduğum tarafa bakınca aynı şekilde kalktı. İkisi de büyük bir suç işlemiş gibi duruyordu.

Ağzım biraz açık kalmıştı doğrusu. Maddie'nin biriyle flört edeceği aklıma gelmezdi, özellikle de malikânede çalışan biriyle. Sonuçta oldukça iş odaklı biri gibi duruyordu. Boğazımı temizleyip sırtımı dikleştirdim. Ben de şu anda berbat bir hâldeydim.

Maddie gözlerinde yaşlarla konuşmaya başlayınca gerildim. "Çok özür dilerim... Çok çok özür dilerim madam. Amacım asla böyle değil-"

"Defteri sen mi aldın?"

Maddie yaşlı gözleriyle şaşkınca bana baktı. O anda direkt anlamıştım onun olmadığını ve daha da gerildim. Kim almıştı o zaman?

"Ne... Ne defteri madam?"

GRANDÜŞES'İN İMTİHANIWhere stories live. Discover now