⚜︎You Are My Home⚜︎

17. ✔꙳Bu karışıklık fazla tehlikeli.꙳

Saat öğleni geçmiş ikiye gelmişti. İki saat Taehyung'un gözetiminde kendimize ait çadırlar da dinlenmiş, şimdi ise ortak alan da öğrenciler ve arkadaşlarımızla toplanmıştık.

Rüzgar adeta hiç yok denilecek kadar azdı ve güneş tepemden bakıyordu. Bu yüzden sıcak beni terlettiği için üzerimde atlet ve kot şort'la toplanma alanına gelmiştim. Ama bir sorunum vardı ki sivri sinekler on dakikadır anamı sikiyordu.

Ellerimi saçlarımda gezdirip, kollarıma sivri sinek öldürmek için pat pat vurmaktan kollarım kızarmıştı. Kızlar kendi alemin de dedikodu yaparken, erkekler kendi aralarında telefonla birbirlerine bir şeyler gösteriyordu.

"Öncelikle Namjoon'un öğrencilerinin yatmak için yeteri kadar çadırı yok. Onlar ikişerli yattığı için sizde ikişerli yatacaksınız. Yedi kişi olduğunuzdan üç çadırı onlara vermenizi istiyorum." Taehyung'un dediği kelimelerle herkes oflarken burslu okuduklarını düşündüğüm gençler ayaklarını toprağa vuruyorlardı.

Ben ise iki kişi yatma planlamasıyla onunla yatabileceğimi düşünürken sırıtmadan edememiştim. Onunla aynı yer de üç gün yatarsam cenneti üç gün boyunca tada bilirdim.

"Biz hera'yla yatarız hyung." diyen yuna ile aklımda ki düşüncelerimle dudaklarımı derinlemesine yalarken bakışlarım onları bulmuştu.

"Peki mark'la hwa'da birlikte yatar."

"Ben Jimin'le kalmayı planlıyorum." diyen hwa'yla sertçe yutkunmadan edememiştim.

Onunla kalırsam uykusu derin olmadığından çadırda hareket dahi edemezdim. Gece Taehyung'un yanına gitmeyi planlarken böyle bir şeyin olmasını asla istemezdim, ki bana bakan Taehyung'u görmemle bakışlarının altında küçük bir öfkenin yattığını göre biliyordum.

"Horluyorsun sen hwa, uyurken ses sevmiyorum." diye öne atılıp konuştum. Bir kez aile yemeği için bize geldiklerinde horladığını anlatmıştı mark.

"Jimin saçmalama." diyen Taeyong'la başımı iki yana sallayıp gergin bir tavırla hala bana bakan adama bir şeyler yapması için baktım.

İstemediğimi gözlerimden anlamalıydı, onu istiyordum ben.

"Hwa, yeji ile kalıyor, mark'ta Taeyong'la. Konu kapandı şimdi çalı, çırpı toplamaya mangalı yakmak için. Etleri diğer taraf hazırlayacak." demesiyle bana arkasını dönmesi bir olmuştu.

"Peki Jimin nerede kalacak?" yeji'nin sorduğu soruyla kaşlarımı havalandırıp benimle demesi için bekledim.

"Benimle kalacak?" çok gecikmeden dediğiyle dudağımın kenarı kıvrılırken arkamı döndüm.

Onların da ikişerli farklı yöne gitmesiyle Taehyung'un, yanında ki Jungkook'a bir şey demesinin ardından farklı bir yöne yürümeye başlamasıyla kimseye belli etmeden peşine takıldım.

Yerden bulduğu odunları falan eline alarak ayağında ki spor ayakkabılarıyla yeri delercesine toprağa basıyordu. Ben ise ellerimi arkamda birleştirip odun falan toplamadan onu takip etmeye başladım.

Bu adam da beni çeken güçlü bir auro vardı. Aklımı başımdan alan, bunun ne tür bir çekim olduğunu anlamaya akıl yetmeyen türden di. Çocuksu tarafını bana göstermemesi gizli tutması, o yönünü fotoğraflar da görmem, bu yönünü canla başla savaşarak görme isteğimi de bir yönden arttırıyordu.

"Peşimde niye dolanıyorsun frezya?" bir anda arkasına dönüp sorduğu soruyla, yakalanmışlık hissi yüzünden yanaklarım kızardı.

"Haa dolanıyor muymuşum? Farkında bile değilim dostum." deyip elimi hava da salladım. Ardından alt dudağımı dişlerimle çekiştirip ısırırken sırıttım.