47. ✔ ꙳Hey, kalbim fısıldıyor!꙳

363 42 6
                                    

Başı göğsüm de hissettiğim ve belime sıkı sıkı sarılan ruhumla aydınlık oda da gözlerimi aralayıp etrafa bakındım. İki elim kürek kemiklerin de hizanlanmış güzel vücuduna sıkı sıkı sarılırken, ellerimi oynatıp çıplak tenini okşadım.

Okşamamla nefes hızı artarken belime sarılı elleri daha da sıkılaştı. Bu sırada tenin de ona dokunuşlarımla fark ettiğim şeyle kaşlarım çatılmış, uyku mahmurluğundan hemen çıkı vermiştim. Narin vücudunu hafif hafif elimle okşamaya devam ederken, başını göğsümden ayırıp terlemiş ve tam anlamıyla yanan bedenini yatağa bıraktım.

Vücudumdan kollarını ayırmak istememesi, beni biraz zorlamış olsa dahi kollarını vücudumdan ayırarak hemen yataktan endişeyle fırlamıştım. Işığa, zar zor etrafta ki bir kaç malzemeye çarparak ulaşıp yakarken, aydınlanan oda da bakışlarım yatakta acı iniltileri bırakmaya başlamış eşime, değerlime dönmüştü.

Teninin kırmızılığı uzaktan bile anlaşılırken ne olduğunu bir anda bilmediğim için korkuyla ellerimi saçlarıma daldırıp gözleri kapalı sevdiğimin yanına ulaştım.

"Jimin'im gözlerini arala bebeğim." konuşurken yatağa oturup alnına sıkı bir öpücük bırakmış, daha sonra elini tutarak bileklerine gelip nabız hızını ölçmeye çalıştım.

Dudaklarım teninin sıcaklığı yüzünden alev alırken nabız hızının fazla artışı beni oldukça korkutmaya yetmişti. Daha öncesin de veya seviştiğimiz dakikalar da ateşi olmayan güzelimin uykusunda neden bu kadar ateşlendiğini anlamaya çalışırken, tekrar ayağa fırlayıp koşarak odada ki banyoya girdim.

Duşakabine koşup kapısını açmayla suyu ılık suya ayarlayıp, odaya tekrar koşmaya başladım. Hızlı koştuğum için düşme tehlikesi atlatmam hızımı düşürürken, yatakta ellerini iki yanına koymuş uyuyan eşimin yanına geldim. Ardından eğilerek bir yerine zarar vermeden Jimin'i mi kucağıma alıp banyoya götürdüm.

"Jimin bana bak hadi. Uyan bebeğim, hadi frezyam." uyanmadan, gözlerini bile aralamadan ılık suya vücudunu sokmam tehlikeli olabilirdi. Bu yüzden onu kucağım da hafifçe sallayıp, seslenmemle gözlerini yavaşça aralamıştı.

"N-neredeyiz." uyku mahmuru sesiyle soru sorması yanağına ufak bir öpücük bırakmamı sağlarken, geniş duşakabininin içine girmiştim.

"Jimin, ateşin var güzelim yanıyorsun."

"Haa..." anlamsız tepkisi beni güldürse de ılık suyun altına bir hız girip gözlerini büyültmesini ve kucağım da çırpınmasını sağlamıştım.

"Çüşş, imdaat! D-dondum, dondum, dondum! Kurtarın beni!!" en yüksek ses tonuyla çığlık atıp bağırtısına konuşmasını katarak, ellerini omzuma koyup yardım dileme çabalarıyla bağırmaya devam etmişti.

"Jimin sakin ol lütfen, ateşin var bu suyun altın da duş alman gerek. Havale geçirmenden korkuyorum." ona derdimi anlatmaya çalışırken kucağımda çırpınışlarına devam ediyordu. Ağzına giren suları üfleyerek iterken, başını elimle uzaklaştırıp vücuduna su tutmaya devam ettim.

Alnını öpüp ateşi düşüyor mu diye kontrol ederken, tenini okşamayı ihmal etmiyordum. Anlamsız kelimeler sinirli olduğu için ve suyun altında olduğumuz için boğuk duyuluyordu ama imdat demekten de vazgeçemiyordu.

Adımı ağzına almıyor, beni hatırlamıyor gibiydi...

"B-ben, ben üşüyorum. B-ırak ben-" sesi bir anda yükselirken, yüzüme hapşırması susmasını sağlamış, hemen sonra dudaklarını yalayıp gözlerini kapamasını sağlamıştı.

Hırçınlığı bir anda duraksamıştı.

Titrerken dişlerinin sesleri suya karışıyordu ve artık başını tutamayacak hale gelmişti. Öyle ki saniyeler içinde başı omzuma düşmüştü.

⚜︎You Are My Home⚜︎Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin