Dakikaların ardından geldiğim hastane de Jimin'i acile almışlardı. Bütün teknikleri yapıp kolundan iki tüp kan almışlar ardından koluna serum bağladıklarını uzaktan göre bilmiştim.
Büyük bir endişe içinde olanları izliyordum. Doktor'un perdeyi kapatmadan önce gördüğüm değişen suratından, yolunda gitmeyen bir şey olduğunu anlamıştım.
Ne olduğunu bilmiyordum ama yolda kendine gelecek gibi olup bir kaç saniye titrediğini fark etmiştim. Alkol zehirlenmesi yaşadığını düşünmek saçma geliyordu, çünkü bir çok kişinin kullandığı alkollerden kullandığına emindim.
Meraktan içim içimi yerken bir o yöne bir bu yöne gidip geliyordum. Aklıma bir an babasına haber vermek gelse de bundan uyanınca hoşlanmayacağını bildiğim için öyle bir şey yapmamıştım.
Babasından hoşlanmadığını biliyordum. İkinci seansta babasının bulduğu doktor olduğum için beni bu yüzden istemediğini hareketleriyle belli etmişti. Zaten zamanla babasından bahsetmemle de değişen yüzüyle ve tavırlarıyla da kendini açıkça belli etmişti.
Zihnim de dönüp duran bileşenli düşüncelerle kolumda ki kol saatine baktım. Saatin ikiye geldiğini fark etmemle, hastane de iki saattir beklediğimi fark etmiştim. Ne Doktor'un ne hemşirenin bir şey dememesi beni oldukça karanlığa daldırırken bir on dakika sonra gelen Doktor ve hemşireyle hemen yanlarına vardım.
"Merhaba, Taehyung bey siz olmalısınız değil mi?"
"Evet benim Jimin'in, hastanın durumu nasıl?" sorduğum soruyla beraber, bu fasları çabuk geçmek için hızlıca konuşup diyeceklerini bekledim.
"Jimin beyin durumu zamanın da gelmeseydi çok daha kötü olabilirdi. Kanında test sonucuna göre bir takım uyuşturucu madde bulunduğu saplandı." ne bulunmuştu?
"Şuan durumu iyi bir saat kadar sonra gözlerini aralar."
"Saçmalamayın doktor, ne uyuşturucusu?"
"Dediğim gibi Bay kim." beni sadece iki kelime ile yanıtlamasıyla meslektaşım olan adamın sözüne itimat etmem gerektiğini anladım.
"Peki bağımlılık gibi bir şey söz konusu mu?"
"Hayır merak etmeyin. Tek gecelik bir şeye benziyor, kanına karıştığı an ağır gelmiş. Bu yüzden tekran almadığı sürece bu illeti bağımlılık olmayacak." demesiyle hemen başımı salladım.
"Onun yanında bekleye bilir miyim?"
"Tabi." diyerek gitmesiyle bir oda kadar uzaklığım da olan bölüme gidip perdeyi hafif aralayarak yanına girdim.
Beyaz teni iyice solmuş, gözleri kapalı öylece uyuyan oğlanı görmemle yanına yaklaşarak elini tuttum. Pembe dudakları solmuştu iki saatte, saçlarında ki terler onun ne kadar zorlandığını bana gösteriyordu.
Keşke ona, o an babası ile ilgili bir şey söylemeseydim. Bana inat, sinirle gitmişti oradan. Başka kelimeler kullanmamı beklerken kendisi için tek bir kelime diyememiştim.
İçim pişmanlıkla dolarken uyuşturucuyu nereden bulduğunu düşünmeye çalıştım, nasıl alabilir, kullana bilirdi böyle bir illeti anlayamıyordum. O beş şerefsizin verdiğini düşünmek ise ellerimi kasmamı sağlıyordu.
Jimin bunun gibi bir belanın ağırlığıyla baş edebilecek kadar güçlü değildi. Gözlerimin önüne şimdi fark etmesem zamanla oluşacak değişimler gelirken sertçe yutkunmuştum. Tanrı'ma şükrediyordum ki böyle bir şeyi ilk anda yakalamıştım doktor'u olarak. Yoksa sonuçları düşünemiyordum, düşünemezdim.
Gözlerim güzel yüzünü turlarken vücudun da gezindi. Kontrol için pantalon'un içinden çıkan atletle beli açığa çıkmıştı. Ellerimle bacaklarına örtülen pikeyi yukarıya doğru çekip görünen tenini örttüm. Tekrar benim ellerimden küçük olan ellini tutup avcuma hapsettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
⚜︎You Are My Home⚜︎
FanficDoyur beni seninle, yürüyemeyecek hale getir beni... Doç. Dr ve hastası en fazla, ne kadar ileriye gidebilirdi ki? Doctor #4 minv #1 taemin #1 sad #7 psikoloji #9 bxblove #6 sad #2 vmin #13 Başlangıç: 06.Mart.23 Bitiş: 18.Mayıs.23