Hastaneye gelmemle kendimi Taehyung'un, odasın da buldum. Ama açılmayan kapıyla kaşlarım çatılırken omzumda hissettiğim elle seri hareketle arkama döndüm.
"Doktor bey kafeterya da efendim. İsminiz nedir, randevunuz bulunuyor mu?" diyen tanımadığım kızla, onun kim olduğunu sorguladım.
"Ben, bay Kim'in tanıdığıyım, hasta görüşmesi için gelmedim. Kafeterya'ya gidiyorum, iyi günler size." diyerek yanından hızlıca ayrılıp, bir üst katta bulunan kafeterya'ya gitmek için insanların arasına sığışarak, asansöre bindim.
Zaten basılan düğmeye basma gereği duymadan, yanak içleri mi kemirmeye başladım. Acaba yanında kim vardı diye düşünmeden edemezken, aklıma düşen Jungkook'un olması morelimi bir anlık bozacak gibi olmasını sağlamıştı, ki transtan çıkmak için başımı iki yana sallamıştım.
Dalıp gitmek istemezdim, çünkü asansör ineceğim kata gelmişti. Hemen inmeyle sağ da kalan kafeterya'ya ilerleyip, bir kaç dakika büyük diğer hastane kafelerine göre şahşahalı kalan yere girdim.
Etrafa bakınmamla göremedigim bedenle, etrafımda tur attım. Tam karşımda boynunu iki yana çevirerek kırtlatan adamla kaşlarım çatılırken, omzuna masaj yapan parmakları görmemle ise içimde büyüyen öfkeye hakim olamayarak oraya doğru adımlamaya başladım.
Parmakların sahibi beni iyice gerip çıldırtırken, yaklaştıkça burnuma dolan güzel kokusuyla ise ayaklarım daha da hızlandı.
Resmen kokusu her kesin burnuna doluyordu. Bu haksızlıktı, o kokuyu bir tek ben ciğerlerime doldurup, solumalıydım. Burada ki hastaların veyahut arkadaşlarının bu kokudan haberi olmamalıydı, ama onun o, kendine has kokusunu herkes solumuştu.
İçim de büyük bir kıskançlık büyüyordu ona karşı. Öyle ki yanına varmamla arkasına geçip Jungkook, denilen adamın ellerini bir sinirle ittirdim. Ardından ellerimi omzuna yerleştirerek öyle bir sıktım, ki anında başı, omzunu uzaklaştırmaya çalışırken bana döndü. Gözüm dönmüştü bir kere sinirden, kıskançlıktan...
Gözlerimiz kesiştiği an parmaklarımı haraket ettirip, elleri mi kullanarak omzunu ovmaya başladım. Bana, beni gördüğü için şaşkın bakışlarıyla bakıyordu ve bu başımı omzuma doğru eğip gözlerimi transtan çıkması için açıp kapamamı sağladı.
"Ne yapıyorsun, aptal mısın?" büyülenmiş ve huzur dolu şaşkın bakışlarımızın arasına giren sandalye çekme sesi ve Jungkook denilen herifin sesiyle ona bakarak Taehyung'un omzunu ansızın tekrar sıktım.
"Jungkook, kelimelerimize doktor olarak dikkat etmeliyiz, biliyorsun. İlk öğrenmen gerekenlerden biri." diye konuşan Taehyung, omuzunda ki ellerimi tutarak önüne çekmiş, boş sandalyelerden birine beni yönlendirerek oturtmuştu.
"Seni kâle bile almıyorum Jungkook. Taehyung, sana süpriz yapmak istedim, işin bitmedi mi? Birlikte çıkalım, buradan." derken ellerimi tutan elleri okşadım.
"Dostum bu çocuk şu kampta ki değil mi?" söze atlayan bir diğer adamla adamı tanımak için baştan sona süzdüm.
"Evet Jimin, işleri ilerlettik. Sevgilim olur kendisi." diyen Taehyung'la, elini uzatan bedenin elini tek elimi Taehyung'dan kurtararak ona uzatıp sıktım elini.
"Demek bu adamı düşünceli hale sokan sensin hm?"
"Düşünceli mi? O kadar çok mu aşık olmuş bana bu bey?" Taehyung'a göz kırparak konuşmamla kıkırdamıştım.
"Ben namjoon bu arada, hatırlarsın aslında kampta tanışmıştık." yine Taehyung'la birbirine dolanan bakışlarımızın arasına giren sesle hala tuttuğum ele bakıp, tekrar elini sıktığım bedenin yüzüne baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
⚜︎You Are My Home⚜︎
FanfictionDoyur beni seninle, yürüyemeyecek hale getir beni... Doç. Dr ve hastası en fazla, ne kadar ileriye gidebilirdi ki? Doctor #4 minv #1 taemin #1 sad #7 psikoloji #9 bxblove #6 sad #2 vmin #13 Başlangıç: 06.Mart.23 Bitiş: 18.Mayıs.23