24. ✔ ꙳Oppa derken?꙳

306 36 24
                                    

Dokuz gündür Taehyung'un evin de kalıyordum. O eve geç geliyordu, ben de kitabımı yazıyordum. Babam'dan haber almıştım. Beni bekliyordu, ona gitmem için sabır çekiyordu. Onu tanıyordum. O Park Woo jin ise elinde işi aklında ben ayaklarına kapanmamı bekliyor, deli oluyordu.

Eskiden kartlarımı falan kapamamıştı, şimdi beni netçe çırıl çıplak bırakmıştı. Elimde ki kartları kapattırmış, kartların yanında üzerine olan hattımı da kapamıştı. Kesinlikle hiç bir yerden iş bulamamam için tanıdığı, tanımadığı herkesi de tembihlemişti.

Klasik bir babamıydı bilmem ama hiç etik değildi. Şimdi bana resmen sürün park jimin ne yaparsan yap, intikam buyur bu diyordu. Dediğini de yapıyordu. Neyse ki onu umursayacak yaşta değildim. O katı, elinin için de tutabileceği oğlan onu iki yıl önce terk ederken de, değildim şimdi yirmi dört yaşında da değildim.

Taehyung'un ofisine bile gitmişti. Beni sormuş, tedaviyi kestiğini açık bir dille belli etmişti. Bunu ise akşam onun geldiğin de öğrenmiştim. Bu işime yararmıydı? Yarardı. Çünkü onun dilin de bitse de bizim aramızda bitmemişti.

Taehyung onu umursayacak elbette değildi, ki umursamamıştı. Nereden mi biliyordum gece yatağın da saçlarımı okşamasından biliyordum. Babam ona, beni görürse bir yerde söylemesini istemişti ama Taehyung, benimle yatmıştı.

Biz güzeldik. Deniyorduk, denemeye çalışıyorduk. Belki şuan daha ilerideydik. Sanki bir şey bizi çekiyor gibi ona çekiliyordum. Bazen bir hafta da yemek yaparken benim sözlerimi o tamamlamış, ben ise onun sözlerini tamamlamıştım.

Bu gece seansımız vardı kaçtıktan sonra klinik yoğunluğundan seansı ertelemiştik ama şimdi bu gece yapacaktık. Ama ondan önce yapmak istediğim başka şeyler vardı.

Kitabımın iki gün de o gelene kadar yirmi bölümünü taslağa yazmıştım. Şimdi bir bölüm daha yazıyordum ve içim de bulunan bazen (kini) bazen ise hüznü belirtiyordum. Ben duygularımı sayfaya tam olarak aktarmalıydım ki, okurlara duygularım geçmeliydi.

Benim içim de katliyam yaşadığım noktalar da, onlar da bu duyguları yaşıyormuş gibi hissetmeliydiler. Fazla sonunu getirme azmim vardı galiba ve ilk aşk içeren kitabımın çok iyi olmalıydı,

Hızlı ve keskin, göz alıcı. Yanı sıra akılda kalıcı bir zariflik...

Bazı nokta da dans edecek kadar çılgın, bazı nokta da mendil kullanacak kadar duygusal. İçine serpiştirilmiş psikoloji. Ellerimden romanım akıyor, tıpkı bir çift buz pateninin üzerin de duygularını aktararak kayan bir patenist gibi.

Düşüncelerin arasında biraz daha yazmaya devam edip, ardından bilgisayarın başından ekranı kapatıp kalktım. Başımı dolaba çevirmemle burada hala kıyafetim olmadığı ve Taehyung'un kıyafetlerinin beni şuan sarmaladığı aklıma geldi.

Bununla huzurlu bir şekilde ayaklanıp dışarıya çıkmak için açık dolaptan kıyafet bakmaya başladım. Yarısı takımdan oluştuğundan takım eşofman bölümüne gelerek siyah, gri, lacivert gibi renklerin arasından bulduğum açık yeşil eşofman takımını elime aldım.

Ardından üzerimi çıkartıp, hemen yenileri üzerime giydim. Saçlarımı düzeltmemle aynadan kendime bakıp ayağımda ki siyah çoraplara baktım. Ve olduğuna kanaat getirmemle aşağı koşarak inip ayakkabı şifonyerini açtım.

Ayağıma olabilecek ayakkabı var mı diye bakmaya başladığım da benden iki numara büyük giydiğini fark etmiştim. Bu yüzden bir tane postal alıp ayağıma giyerek, bağcıklarını iyice sıktım. Ardından ise evden hatsız telefonumu falan alıp ayrıldım.
____________

⚜︎You Are My Home⚜︎Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin