36. ✔ ꙳Neyim var?꙳

407 36 40
                                    

Bugün hastaneye gitme günümdü. Bu yüzden üstüme siyah bir atlet geçirip, altıma siyah paraşüt pantalonumu giydim. Elime uzunluğu dirseklerime kadar olan yarım parmak eldivenleri mi takıp, ayakkabı olarak botlarımı giydim.

Üzerime siyah hırka mı giyip, evde kimse olmadığından erkenden evden çıktım. Bugün mark ve sevgilisiyle buluşacaktım hastaneye gitmeden hemen önce. Sevgilisini tanıştırmak istediği için bana Taehyung'dan, ulaşmış ve onunla buluşmam için yalvarıp yakarmıştı.

En sonunda idolü olmamdan beni vurması yüzünden de dayanamamıştım. Derinden girmişti... Tabi bir de babamdan bana bir şeyler söyleyecekti. İşin içine bu da girince dayanamamıştın işte.

Dört hafta önce Taehyung'a, beni herkesin içinde öptürmemim sonucunda babam beni aramaya başlamıştı. Gazetelerde boy boy babamın adı altında öpüşme fotoğraflarım yayılmıştı.

Taehyung'a, ne oldu dersem ilk iki gün sakinlik olsa da üçüncü gün hastası olduğum ortaya çıkmıştı. Bu süreçten ilk on gün hastane denetiminden geçmişti. Ağır bir ceza veya hastaneden ayrılmasına bile gidiyordu ki iş hastanenin en iyi Doktor'u olduğu için küçük bir ihtarla kurtulmuştu.

Başını büyük bir belaya sokmuştum ve bunun altına benim için girmişti. Hala düşündükçe bir çığlık atasım geliyordu.

Tabi onunla hastane de tedavi görmediğim için hastanede ki pek çok kişi beni bilmiyordu ama bir anda haberlere çıkan doçent doktor ve hastası adı altında ki haberler her şeyi ortaya dökmüştü. Taehyung, ise ifşa edeni arasa bile bulamamıştı.

Zaten başta haberler yüzünden canı sıkkın olsa dahi, günden güne benimle geçirdiği zamanlarla olanları sorun etmeyi bırakmıştı. Bir haftadır da eşcinsel olduğu için görüşmeyi iptal edenlerle yollarını ayırmışlar, kalanlarla sorunsuzca devam etmeye başlamıştı.

Düşüncelerimin arasından bindiğim arabanın yarım saatin ardından durduğu kafe ile ücreti ödeyip, taksiden inmiştim. Yayın evimden aldığım maaşımla bu defa kendi paramı kullanmıştım. Kafeye ilerlememle gördüğüm mark ve yanında bulunan üç kişiyle kafeye hızlıca girerek yanlarına gittim.

"Hyung, hoş geldin!" sandalyeyi çekip oturmamla mark'ın ciyaklaması kulağımı çınlattı. Ufakta olsa canım yanmıştı...

"Naber, mark?" kısaca hemen soru sordum, fazla uzatmak istemiyordum. Saat dört otuza geliyordu, bu yüzden çok vaktim yoktu.

"İyiyim canım hyung'um. Sen nasılsın o haberler falan?" demesiyle yüzü düşerken, ben ise omuz silktim.

"Onları artık sıkıntı etmiyorum mark. Hadi beni arkadaşınla tanıştır, bana bakıyor şapşal şapşal." diyerek kıkırdadım.

"Bu Hyunchuk, iki hafta önce sevgili olduk. Çok şapşal değil mi? Çok sevimli! Hyunchuk bu da benim idolüm Park Jimin, zaten tanırsın. Onu tanımayan yok. Hele ki benim sevgilimsen her daim çoktan tanımışsındır. Hadi şimdi tanıştığınıza göre bana pasta, içecek ne varsa söyle hyunchuk." hızlı hızlı söylenmesiyle hyunchuk'un gözleri büyüdü.

"Bu ilişkinin zengini sensin, bana senin ısmarlaman gerek." hyunchuk'un kısık sesle söylenmesiyle, onu duyarak kıkırdadım.

"Çocuk haklı hadi bana da kahve söyle ve şu anlatacaklarını anlat." deyip hyunchuk'a destek olarak göz kırptım.

Bunu dememle ise beni ikiletmemiş garsonu çağırarak çikolatalı bir kaç içecek ve kahve mi söyleyip derin bir nefes alıp vermişti. Tatlıydı, bu halleri. Ona bakarken gülümsemelerimin arasından bana bakmasıyla, gözlerinde tedirginliği hissettim. Sonra ise yanında ki bedene bakmasıyla anlamıştım, anlatacakları aile konuları olduğundan hyunchuk'un yanında konuşmaya çekiniyordu.

⚜︎You Are My Home⚜︎Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin