32. ✔⚡︎ ꙳A-acıyor...꙳

417 37 19
                                    

Taehyung'a uzanıp verdiğim derin öpücüğün ardından Jungkook'a, baktığım da yüzünde ki karışık ifadeyi görmüştüm. Bununla umursamaz tavrımla üst kata çıkıp, bilgisayarın başına kurulup işimi halletmeye başlamıştım.

Bir yarım saatin ardından ise Jungkook ailesi aradığı için buluşma saatlerini söyleyip duyduğum kadarıyla evden ayrılmıştı. Bu yüzden aklım aşağıda olmadan rahatlıkla klavyede ki tuşları tuşlamaya devam etmiştim.

Ertesi gün ise yine bilgisayar başındaydım. Yazdığım sahnelerle dudaklarımı ısırmadan duramazken, yazdıklarımın üzerinden geçerken fark ettim. Yaşlar sanki bir nokta da karışıyordu... Dudaklarım başrolün küçüklük yaşını hatırlamaya çalıştı, yaşımım aklıma karışık bir halde akın etmesiyle sertçe yutkundum.

Parmaklarım başıma ulaşıp ovarken, bir kaç dakikanın ardından hızlıca yazmaya devam ettim. Parmaklarım işinin ehliydi, yaş karışıklığını ilk sayfalara bakıp hallettikten sonra bu zamanı yazdım.

Yanında mutlu olduğum adamı kattım. Ona karşı içim de kopan kıskançlığı, ateşi, hüznü içime akın eden karışık duyguların tamamını. Bazı noktalar da daldığım ekranla ellerimin hareketsiz kaldığını ansızın belime dolanan ve boynumu öpen adamla transtan çıkarak anladım.

"Dalmışsın Jimin, iyi misin?" kulağıma fısıldayarak konuşmasıyla yüzümü ona doğru çevirdim.

"İyiyim aşkım, sadece düşünüyordum. Bilirsin bu işte en çok düşünmek gerek." diyerek göz kırptım.

"Beni düşün o zaman işe yarar eminim." demesiyle kıkırdadım.

"Zaten seni düşünüyorum şapşal." deyip itirafta bulunmamla, dudaklarında şeytani bir gülüş belirdi.

"Neyimi düşünüyorsun baklım en çok? Çıplak, ateşli yoksa derinleri mi-" dediklerine devam etmemesi için dudaklarının üzerine işaret parmağımı koydum.

"Beni ne kadar sevdiğini düşünüyorum." diyerek gözlerine bakmaya devam ettim.

"Seni? Galiba şu kadarcık." diyerek parmaklarıyla küçücük bir hareket yaptı.

"Yah kim Taehyung, parçalarım seni!" yaptığı hareket yüzünden çığırıp omzuna vurarak onu kendimden uzaklaştırdım.

"Dur dur şaka yaptım. Sevgim ölçülemez sana karşı Jimin... Sen benimle birlikte olmaya çalışırken bile istedim seni, sana dokunmamak öyle zordu ki ben zor dayandım. Ben yasak olanı yapacak kadar sevdim seni." demesiyle ayağa kalkarak omzuna vurmaya devam ettiğim elim havada kala kaldı.

"Sen ahh, sen çok pisliksin." diyerek dayanamadım, gözlerimden yaşlar aktı birden. Ardından ona sıkıca sarılıp boynuna başımı gömerek kokusunu içime çektim, boynuna öpücükleri mi bırakmaya devam ederken.

"Güzelim bugün biliyorsun Jungkook'la buluşacağım, oradan dönene kadar kendi haline takılırsın. Ben evimize gelince, birlikte yine güzel anlar geçiririz." demesiyle aklıma yine düşen müze gezisi yüzünden oflayarak boynundan geri çekildim.

"Gitmesen olmaz mı? Oyun oynardık. Yine tek başına kalmak istemiyorum Taehyung?" ellerimi yanaklarına yerleştirip gözlerimi tatlı bir halde açıp kaparken sordum ona.

"Bebeğim gelirim dedim şimdi Jungkook'a, vazgeçmek olmaz. Biliyorsun beni kendine örnek aldığını, mesleki bakımdan hayran olduğu birinin onu yarı yolda bırakması üzer onu." diyerek beni ilerletip yatağa oturtmuş, ardından alnımı öpüp, önüme çömelmişti.

"Taehyung, gitme diyorum." diye tekrarladım çünkü o hayranlık başka bir boyuta ulaşmış derece de diyemedim, yüzüne karşı.

"Aşkım bir sorun mu var?"

⚜︎You Are My Home⚜︎Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin