Bir hafta sonra
Üzerimde ki kıyafetlerle bakışırken saatin bir olmasını bekliyordum. Bugün hastaneye gidecektim ve tedirgin olmadan edemiyordum. Taehyung'un işi olduğundan işine gitmişti ve ben ondan habersiz hastaneye gideceğim için de biraz geriliyordum.
Bir yandan da umursamıyordum. Altı üstü b12 diye düşünüyordum unutkanlığımın sebebi. Geçtiğimiz bir hafta boyunca iyice dalgınlaşmaya ve bir şeylerin yerini unutup, karıştırmaya başlamıştım.
Bunlar olabilecek şeylerdi tabi ki ama telefona bakarken bile dalıp, gitmem ve Taehyung'un sesine odaklana bilmem oldukça zorlaşmıştı. Başımın arada sırada dönmesi ise hastaneye gitme günümü erkene çekmemi sağlamıştı.
Bu bir hafta için de kitabımın 150 sayfasını yazmıştım. Sonuna gelmeme otuz sekiz bölüm kalmıştı ve oldukça güzel yazmıştım, kitabımı. Taehyung'la onu yollamadığım günden beridir hiç sevişmemiş, önce ki günleri de sayarsak üzerinden galiba baya geçmişti.
Sanki sex orucuna gitmiştik, sadece saçımı okşuyor benimle dertleşiyor. Elleri mi öpüyor ve dudaklarımda soluklanıyordu, işten eve geldiği vakit ve işe gideceği vakite kadar.
Bundan da mutluydum. Kendimi yıllar boyu o kadar yormuştum ki sanki dinleniyordum. Ona geçmişte ki adam sadece benimle sevişmek istiyordu dediğimi hatırlıyorum ve sanki o da bana gösteriyordu.
Beni sadece bedenim için değil, benliğimi de sevdiğini.
Bana aşkı öğretmişti, onunla gerçek aşkı tatmış öğrenmiştim ve öğrenmeye devam ediyordum. Öğrendiklerim ise her gün kalbimi ağzıma getiriyordu. Eve gelmesini o yokken sayıklıyordum bir nimet gibi.
O benim güzel kokulu nimetim di...
Biraz vakit geçmesi için telefona bakıp ardından ayaklandım. Beş on dakika erken gitmekten bir şey olmayacağı için üzerime montumu geçirip aşağıya indim. Aşağıya inmemle ise aranmam bir olmuştu. Kimin aradığını görmemle ise kıkırdamadan edememiştim.
"Alo aşkım?"
"Efendim, Taehyung? Beni çok mu özledin~" diyerek ona aegyo yaptım. Bununla bir kaç saniye susup ardından konuşmaya başladı.
"Jimin, ben yanında yokken niye bu ses tonunu kullanıyorsun? Deli mi edeceksin sen beni? Bilmiyor musun bu sesi duymamla yanına koşmak isteyeceğimi?"
"Biliyorum ama zaten koşmanı istiyorum." diyerek dudak büzdüm.
"Biliyorsun Jimin bugün dört gibi geleceğim. Bırakma şansım da yok ciddi hastalarım, bugün görüşecek olduklarım falan." demesiyle başımı görebilirmiş gibi salladım.
"Tamam, sorun yok. İşlerini güzelce hallet sevgilim."
"Bu akşam diyorum, dışarıda yemek yiyelim ne dersin?" hüzünlü sesime karşılık dediğiyle ciyakladım.
"Olur! Nerede yiyelim? Deniz mahsülleri olan bir yer olabilir veya, veya bilemedim şimdi!" telefonun diğer ucundan gelen kahkaha sesiyle alnıma vurdum yavaşça.
"İstediğin yer de yiyelim sen seç Reusturant'ı akşama kadar."
"Tamam, tamam ben halledeceğim." diyerek yüzüne telefonu kapadım. Ardından evden kendimi dışarıya atıp, telefona bakarken binadan da ayrılarak bir taksiye bindim.
Romantik bir yere gitmek istiyordum. Sessiz sakin, kırmızıların yoğun olduğu, sex kokusunu iliklerine kadar hissede bilecegimiz ama bir noktada da aşkın zirve yapacağı bir yer. Böyle bir yer zor bulunacağından özel bar gibi yerlere baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
⚜︎You Are My Home⚜︎
FanfictionDoyur beni seninle, yürüyemeyecek hale getir beni... Doç. Dr ve hastası en fazla, ne kadar ileriye gidebilirdi ki? Doctor #4 minv #1 taemin #1 sad #7 psikoloji #9 bxblove #6 sad #2 vmin #13 Başlangıç: 06.Mart.23 Bitiş: 18.Mayıs.23