Felix kafa sallayıp işine devam eden Hyunjin'i izlemeye başlamıştı. Onun çekmecesine koyduğu eşyalara bakıyordu.
Final
.
.
."O kelepçeyle ne oynanıyordu Hyunjin?"
"Gösteririm bir ara, şimdi boşver onu."
Çekmecesine eşyaların hepsine koyduktan sonra kapatmıştı. Oturduğu yerden kalkarak yatağın ucundaki Felix'in üstüne doğru yürümüştü. Üstüne doğru eğilip ellerini onun yanına koymuştu. Yatakla arasına almış olduğu Felix, yatağa kendisini biraz eğmişti.
Eğmesi ile Hyunjin biraz daha onun üzerine gitmişti. Felix'de iyice yatağa uzanıp ellerini onun boynuna getirmişti. Kendisine doğru çektiğinde üzerindeki Hyunjin'in dudaklarına kendi dudaklarını hafifçe sürtmüştü.
Hyunjin ise hiç vakit kaybetmeden Felix'in dudaklarına sertçe kapanmıştı. Öncelikle nazik olan öpüşmeleri emme ve dişlemelerle gittikçe alevleniyordu.
Saçlarında ara sıra çekiştirmeler hissediyordu Hyunjin. Her hissettiği asılmada kafası geriye düşüp sonra tekrar yerini alıyordu. Felix'in alt dudağını dişleri arasında ezerken Felix aldığı haz ile boğuk inlemeler bırakıyor, onun üst dudağını kendi dişlerinin arasına almaya çalışıyordu.
Uğraşları çok uzun sürmeden Hyunjin onun dudaklarından ayrılıp yanaklarından çenesine doğru kaydırmıştı öpücükleri ni. Sonrasında ise kafasını geriye çekip üstünden kalkmıştı.
"Hapçiuuuvv! Kalk ayağa bebek, işlerimiz var."
Hapşırdığında burnunu çekerek Felix'e karşı konuşmuştu. Felix'de ayağa kalkıp odadan çıkmak için yavaşça adımlayan Hyunjin'e yataktaki nerf tabancasını doğrultmuştu.
Hyunjin görmediği için rahatça sırtına bir kurşun atmıştı. Attığı gibi hızlı gelmesi nedeniyle Hyunjin küçük bir acı hissetmişti.
"Uwww!"
Sırtını ileri doğru çekip elini oraya getirmişti. Felix'de elindeki tabancanın ayarını çekip yatağa fırlatmıştı silahı. Hyunjin'in yanına ilerleyerek tuttuğu sırtına öpücük bırakmıştı. Ardından onun yüzüne bakarak konuşmuştu.
"Çok mu acıdıı?"
"Biraz."
"Ama öptüm geçti, değil mi?"
"Evet geçti bebeğim."
Karşısında ki Felix hafifçe gülümseyip elini onun sırtına koyarak odadan çıkmışlardı. Saat 20:13 dü ve yemek yiyeceklerdi. Bunun için aşağıdaki yemek masasına doğru gidip Felix ile karşı karşıya oturmuşlardı.
Tam istenilen yemekleri çalışanlar önlerine koyduğunda yemeye başlamışlardı. Evin duvar köşelerinde küçük sarı ledler vardı ama pek aydınlattıkları söylenemezdi. Onlar yerine masadaki şamdanlar aydınlatıyordu yemek masasını. Aynı şekilde masaya konulmuş birkaç gül yaprağı vardı.
Yemeklerini yemeye devam ederken Felix'in gözü ayrıntılardan kaçmıyordu. Üzerindeki siyah eşofman ve beyaz sweat ile hoş görüntüsünü koruyordu, Hyunjin ile benzer kıyafetler giydikleri için ortamda daha sıcak bir bağ oluşuyordu. Kıyafetleri ortamın romantikliğine pek uygun değildi, ama kimsenin umursadığı söylenemezdi.
Hyunjin'in de üzerinde siyah eşofman ve düz bir bol gri tişört vardı. Sürekli sol eli siyah eşofmanın üzerine gidip sol bacağını kaşıyordu. Stresli olduğu her halinden belliydi.
Yemeklerine devam ederken sessizliği bozmuştu Hyunjin.
"Felix,"
'efendim' anlamında gözlerini ona çevirdiğinde Hyunjin heyecanlı şekilde yerinden kalkmıştı. Felix'in elini tutarak onuda masadan kaldırmıştı. Kendisi onun karşısına geçip başını aşağıya eğerek nefes almıştı.
Felix'in önünde diz çökerek siyah eşofmanının cebinden kırmızı şık bir kutu çıkartmıştı. Kafası aşağı eğik şekilde kutuyu Felix'in gözleri önüne serip kapağını açmıştı.
İçinden beyaz ışık eşliğinde çıkan şık, sade ama güzel yüzüğü göstermişti.
"Benimle evlenir misin?"
Felix olayın şokunu hala yaşarken gözleri dolu şekilde yüzüğe bakıyordu. Kafasını yavaşça sallayıp kısık sesiyle konuşmuştu.
"Evett.."
Söylediği kelimelerden sonra gelen patlama sesi ile üstlerine gül yaprakları düşmeye başlamıştı. Hyunjin hafifçe gülümseyip alt dudağını dişleri arasına sıkıştırmış tı.
Yüzüğü kutudan alıp Felix'in yüzük parmağına geçirerek ayağa kalkmıştı.
Ellerini yüzüne kapatmış olan Felix'in ellerini yavaşça çekip eğik olan kafasını kaldırarak dudaklarına küçük bir öpücük bırakmıştı. Bıraktığı öpücükle beraber Felix kafasını onun omzuna gömüp ağlamaya başlamıştı.Heyecan ve mutlulukla titreyen ellerini Hyunjin'in boynuna dolamıştı. Hıçkırıkla ağlıyordu. Hyunjin're sakinleştirmek adına elleriyle bel boşluğunu okşuyor ve saçlarına küçük öpücükler bırakıyordu.
"Bebeğimm.."
Felix hiç taviz vermeyip ağlamasına devam etmişti, ama bu da çok uzun sürmemişti. Kafasını onun omzundan çekip kafasını eğerek bakışlarını eline getirmişti. Yüzüğüne bakarken fısıldamıştı.
"Ç-çok güzel.."
Titreyen sesiyle parlak yüzüğe karşı konuştuğunda Hyunjin onun kafasını kaldırıp elleriyle ıslak yanaklarını silmişti.
"Evlenicek miyiz şimdi biz?"
Kısık ve titreyen sesiyle Hyunjin'in gözlerine bakarak konuşmuştu. Kafa sallama ile onay aldığında dudaklarını birbirine bastırarak Hyunjin'in belindeki ellerini kendi elleri arasına almıştı.
"Gidelim mi odamıza? Konuşuruz biraz.. bu konuyla ilgili..?"
Hyunjin kafasını sallayıp onun yüzük olan elini kendi eline kenetlemişti. Birlikte üst kata çıkmaya başlamışlardı.
~~~
Son!
Şaka şaka espritasyon yaptim😄
İlk basada final yazdım korksunlar bunlar dedim
Nasılda inandiniz amaa, hepinizi kandirdimm😎😎
Finalin nefesi ensenizde ama hemen olucagini söyleyemem
O değilde evleniyolarr👏👏😱😱😻
Bundan sonrasindada birkaç yere kaos aticam bilginize 👍
Yb gecikti bu arada hepinizden özür diliyorum, önemli işlerim vardı🥺😽
Neyse hadi bakalım derslerinize cok calisin kendinize iyi bakın bu yazar sizi çooook seviyorrr sakın unutmayın!!😚🌺💗😻😘😽💋💍🌺😘💗🌺💋💗😘🌺💋💗😘🌺💋💗😽🌺💍💗😻🌺💋💗😘💗💍💋🌺😘💗🌺💋💗😘🌺😽🌺💗😽💗😽🌺💍😻
Sınır 75 oy 320 yorum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Little Boy ✓ | Hyunlix Daddykink
FanficLittle Boy •Gerçekle bir bağlantısı yoktur. •Smut, şiddet vb. •Kopyalanması veya konunun izinsiz alınması yasaktır.