Ne yazıyorsam suçluları bu oynatma listesindeki şarkılar!!!
🪶 | Söyle Sunam, Nurettin Rençber.
24. YANINA YAKLAŞAN HERKESİ
DÜŞMAN SAYARIMPart - 1
Pembe, kalpli pijamamın üstüne krem hırkamı geçirdiğimde aynaya baktım. Dağınık topuzum ve akan makyajımla çok da iyi göründüğüm söylenemezdi. Sinirle gözümü ovuşturdum. Kıvanç, aşağıda olduğunu yazmıştı dört dakika önce. Yani pek de hazırlanmak için vaktim olduğu söylenemezdi. İçimden Kıvanç'a lanetler savurarak askılıktan sessizce montumu aldım ve parmak ucunda yürüyerek kapıya doğru ilerledim.
Aslında annemin uyuduğuna emindim ama yine de işi şansa bırakmak istemiyordum. Ne yapacağımı öğrenirse muhtemelen "Komşular ne der kızım?!" adlı nutuğunu atmaya başlardı ki bu, tercih ettiğim bir şey değildi.
Kalın tabanlı botlarımı ayağıma geçirdiğimde kenara bıraktığım poşetleri de hızla cebime sıkıştırdım. Boğucu bir heyecan, soğuğun yanında sarmıştı beni. Ne yapacağımı bilemiyordum. Sanki ilk defa onunla görüşecekmişim gibi bir his, göğsümde körüklendi.
Bir anda görünüp kaybolan bulutların armağanı küçük kar taneleri, dışarı çıktığımda beni karşılayan tek şey olmadı. Kıvanç, yine arabasına yaslı hâlde, bu defa üzerinde kalın bir kabanla duruyordu. Yeni tıraş olduğu her hâlinden belli olan suratında yer yer çizikler vardı, bunu, ona yaklaştıkça anladım. Cebimdeki poşetleri çıkardığımda genişçe gülümsedim yorgun yüzüne. Gözleri gözlerime değdiğinde duraksadı Kıvanç, durağı benmişim, hep ben olacakmışım gibi. Yutkunurken elimle kaldırımı gösterdim ve "Bak," dedim. "Burası bizim yerimiz. Bu kaldırımlar hep böyle kavuşmalarımıza tanıklık etsin."
Baktı ve anladı ne demek istediğimi.
Anladığını, benimkinin yansıması olan bakışlarından anladım.
Bana doğru yaklaşmaya başladığında hızla eğildim ve iki poşeti de hafifçe ıslanmış kaldırımların üstüne koydum. Yavaşça oturduğumda Kıvanç da aynı sakinlikle bana eşlik etti ve sokak lambalarının aydınlattığı bu izbe sokakta, gökyüzüyle olan arkadaşlığıma tanıklık etti Kıvanç.
Mavi gök, bir zamanlar benim tek arkadaşımdı. Her derdimi, hayalimi ona anlatır; beni sonsuzluğunun koynunda uyutmasını beklerdim. Ama bugün, gökyüzü beni kucaklamadı. Bilakis bugün kucaklamak istemedi beni bu sonsuzluk. Hatta kulağıma yaklaştı ve dedi ki; senin tek arkadaşın, sırdaşın artık ben değilim.
Anlatırsan başka biri de seni dinleyecek.
Nefesim boğazımda tıkandığında montuma sarıldım ve sessizliğime eşlik eden Kıvanç'ın omzuna yasladım başımı. İlk başta tüm vücudu kasıldı. Gerildi. Sanki namlunun ucunda belirivermişti vücudu da, onun şaşkınlığı sarmıştı bedenini. Fakat çok geçmeden vücudu gevşedi. Yavaşça bana doğru kaydı ve başının yan tarafını, tamamıyla başımın üzerine yasladı.
"Ben seni yargılamam," dedi aniden konuya girerek ve yanağı, birkaç defa saçlarımın üstünde gezindi. Pürüzü teni biraz da saçlarıma takıldı. "Bunu biliyorsun, değil mi? Benden bir şey saklamana gerek yok."
Sözleri üzerine sesli bir şekilde burnumu çektim ve omzunda daha rahat bir konuma geldim.
"Ya çoktan sakladıysam ve bu şey, öğrendiğinde çekip gitmene ve beni istememene sebep olursa?" diye ben de direkt olarak ne düşünüyorsam söyledim ona.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kantinci Komando - Texting +18
Short StoryEvde, boş vakitlerinde sıkılan ve üniversitesi online olmuş bir kız eğlenmek için ne yapabilir? Bizim kızımızın, askerliğinde kantinci olan bir adamla eğlenmek istediği doğru, peki; ya yazdığı adam kantinci değil de bir komandoysa? Münire: PATATES M...