Bu benim ilk töre kurgumdur.Hatalarım varsa af ola
İyi okumalar sevgiler..Taşlı duvarın içine gömülü açık olan pencereden içeri giren serin yeller Ellerimin Buz kesmesine yeterliydi.
Sessizce oturduğum yerden camdan dışarıyı izlemeye devam ettim.
Keşke hayat bu oturduğum sandalye kadar rahat olsaydı ama değildi."Zerda ablam hatçe hanımım sizi sofraya bekliyorlarmış,bekletmeden gitsek ha?"
Mercanın sesi gelmişti kulağıma,aynı zamanda sandalyemin kollarında bir el hissetmiştim.
Mercan konağın hizmetlilerindendi.
Çok fazla samimi değildim bahar daha yakındı her zaman bana.
"Gidelim Mercan gidelim.Bekletmeyelim"Her zamanki gibi sıkıntılıydım.
Bacaklarım uzun zaman önce bir kaza sonucu kırılmışlardı.Odamdan çoktan çıkmıştık.Konağın taşlı duvarları arasında uzun uzadıya serili olan merdivenin döşemelerinden iniyorduk zor bela.
Zenginlik yoktu bizde.Sehrin en zengini ağalardı ve benim ailemde Sökmenli ailesiydi.Ama gel görki koca korkut sokmenli kendinden başka birini düşünmezdi bu hayatta.Yavaşca yemek masasına yaklaştığında durdu ve geri çekildi Mercan.
Sessizce bekliyorduk.Hep beklemeyi öğrenmiştik zaten.Sevgili korkut sökmenli yani bizzat dedem olacak adam masaya gelmeden kimse birşey yiyemezdi, çıt dahi çıkamazdı sofrada.
Ve sonunda beklenen o an geldi.korkut dedem masaya geldi ve herkes ayağa kalktı.
Gözleri önce bir masada dolandı sonrasındaki Her zamanki gibi beni buldu.
Derin bir iç çekip konuştu.
"Saygıda kalmamış artık"
Bana bakarak söylüyordu.Susmayı öğretmişlerdi hep bize ne olursa olsun susmayı.
Dedem yerine oturduğunda herkes teker teker oturmuştu.
Masada sessizlik hakimdi tek ses çatal ɓıçaklardan çıkan seslerdi.
Elime iştahım olmasada kaşığı aldım ve geleneksel bakır kaselere konulmuş çorbadan zorlada olsa bir kaşık almaya çalıştım.
"Kimse tabağında bir dirhem bile lokma bırakmayacak duydunuz mu?"
Herkes ağzının içinde sessizce onayladı onu.Aile algısı her insanda farklıdır.Ama benimki bambaşkaydı.Eğer Ağaların halen daha hüküm sürdüğü bir şehirde yaşıyorsan bir kadın olarak hep ezilirdin.
Yemek istemesende sofrada olmak zorundaydın,senin özel bir hayatın olamazdı.Odan bile sürekli kontrol edilirdi.Gerçi taş duvarların birleştirdiği bir hapishane ne kadar bir oda olabilirse işte.Benim adım zerda.Daha 18 yaşına yeni basmış bir genç kızım.Gerçi bizim adetlerimizde bu yaşta kocanın evinde çocuğuna bakarak bir hayat sürdürmek gerekirdi.
Ailenin seçtiği bir koca,ailenin seçtiği bir hayatı yaşamaya mahkumsunuzdur.
Benim hayatımda böyle başladı işte tek bir suçum vardı eğer işlediysem.Aşık olmak..
1.Buçuk yıl önce.."Daha ne kadar bekleyeceğiz gülbahçem.Ne zaman seni istemeye geleceğim?"
"Olmaz Baran başın belaya girer beni sana vermezler"
"Vermezlerse kaçırırım bende"
"Baran seni böyle bir tehlikeye atamam şuan bile diken üstündeyiz"
"Seni onlara bırakmam zerda "
Ellerini yüzüme getirdiğinde arkamda abimin sesini duydum.
"Senin bu oğlanla ne işin var lan!"
"Abi ben "
Beline götürdüğü eliyle kemerinin dibinden siyah silahı çıkardı."Zerdayı konağa götürün,onu. Hesabını sonra keseceğim"
Yanındaki iki siyah takım elbiseli adamlar bana doğru yaklaşırken abim silahı Barana doğru çevirdi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TÖREM
Teen FictionMardin'in dar sokaklarına sığdırılmış kocaman bir konak.. On dokuz yaşında zorla evlendirilen bir kadın. Hayatını intikam almaya adamış bir adam. İki yarım aşk,bir bütün hayat... " Bu kitap bir töre kurgusu üzerine uyarlanmıştır! •Kurgu tamamen bana...