16.Bölüm

3.5K 87 24
                                        


Bölümün ortalarına yıldızlardan sonra bir şarkının adını  yazdım  onu dinleyip devamını öyle okuyun sevgilerrr...

Başımda hissettiğim büyük bir ağrı ile gözlerimi açtım.

"Sonunda uyandın"

Uzanmış olduğum koltuktan dogruldugumda gözlerimi acleyle etrafta gezdirdim.

"Neresi burası,nerdeyim ben."

"Sakin ol,düştün buraya getirdim bende"

Gözlerimi ellerine oje sürmekte olan Ayçaya çevirdiğimde oda bana baktı.

"Sen hangi yüzle beni bu eve getiriyorsun?"

Ojenin kapağını kapattı ve ayağa kalktı.
Bana doğru yürüyünce bende ayağa kalktım.

"Gel göstereyim sana"

Beni geride bırakıp yürümeye başlayınca bende arkasından yürümeye başladım.
Koridorun sonundaki odaya girmiştik.

Ayça ellerini iki yana açtı.

"Bak işte bu ev,bu oda,bu yatak...eğer sen gelmesen o gece Maran la olacağımız yer."

Durdu ve devam etti.

"Hatta sana ne yapacağımızı bile gösterebilirim."

Elini arka cebine götürdüğünde cebindeki telefonu çıkardı ve birşeylere bakmaya başladı.

"Evett,işte burda.Ah bu günü hiçbir zaman unutamayacağım öyle tutkuluydu ki.."

Elindeki telefonu bana uzattiginda açmış olduğu videoya bakakaldım.

Maran Ayça nın üstündeydi ve ikiside çırılçıplak..

Gözlerim dolmaya başladığında hala Ayça nın elinde olan telefonu hızla yere fırlattım.

"Noldu,gerçekler acıttı mi yoksa.."

Gözlerim dolmaya başladığında Arkamı döndüm.

"Ne zannediyordun ki,Maran gibi bir insan senin gibi bir Mardin güzeline mi bakacak tı.Kabul et artık seninle zorla evlendi ve ne yaparsa yapsın hepsi gelenekleri için."

Sinirle soluduğumda eş zamanlı yüzümü Ayça'ya döndüm.

"En azından şuan senin gibi çaresiz değilim"

Ayça söylediğim şeyin etkisinde öfke ile bakarken ben evden çoktan çıkmıştım.

Hızla merdivenleri inip bir taksi çağırdım ve taksiciye gelişi güzel bir yerde indirmesini söyledim.
Yarım saat sonra park gibi bir yerin yanında duran taksiciye parayı uzatıp arabadan indim.

Karşımda duran bir bank vardı ve bir çocuk parkı.
Yürüyüp banka oturdum.
Hafif tepelerin ardından görünen mavilik vardı birde,koca bir deniz.

Derin bir nefes aldım ve ayağımdaki spor ayakkabıları tek seferde çıkardım.
Ayaklarım yerdeki soğuk çimenler ile rahatlarken ellerimle yanağıma sürülen yaşlarımı silip karnımın üstüne götürdüm.

Avuçlarımın içine aldığım karnımın içindeydi,minicik ti ufacık...

"Özür dilerim,seni isteyemediğim için,zorla benim olduğun için özür dilerim.Belkide seni hiçbir zaman sevmeyeceğim belki belki hiçbir zaman bana anne diyemeyeceksin,Ama yemin ediyorum benim bir günahım yok,beni affet olur mu?..."

Ellerim hâla karnımın üstündeyken telefonum çaldı.

Maran arıyor..

Telefonu elime aldım ve açtım.

TÖREMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin