44.Bölüm

907 24 6
                                    

Dirseğimi camdan yapılma masanın üstünden indirdiğimde tam karşımda gözlerimin içine bakan Alp sessizligi bozan ilk kişi oldu.

"Hiçbirşey yememişsin?"

"Pek aç hissetmiyorum"

"İyi misin hasta değilsin demi?"

"Sadece yemek istemiyorum Alp"

Sesim olduğundan daha ciddi ve hoşnutsuz çıktığında Alp yüzündeki telaşı silip oturduğu sandalyede dikleşti.

Aklımda hâla olanlar vardı.

"Alp acaba Mah'ı mi çağırsak?"

"Neden birden mah'ı dilinden düşürmez oldun?"

"Yok yani sadece burda arkadaşım yok ve ne bileyim işte merak ediyorum"

"Mah'ı dert etme o hepimizden daha akıllı bir kızdır"

"Anlamıyorsun Alp benim abim b-"

"Haydi şu önündekileri ye bende şirkete bir uğrayayım"

Konuyu değiştirip yerinden kalktı ve mantosunu giyinip saçlarımın tepesine minik bir öpücük bırakıp evden çıktı.

Evin sessizliğini ilk defa dinleme fırsatı bulmuştum.Hatta evde ilk yalnız kaldığım gündü.Sanırım alışmaktan başka şansım yoktu.

Önümdeki tabağı elime alıp mutfağa doğru ilerlerken karnıma giren ağrı ile olduğum yere saplandım.

"Ah"

Elim karnımın üstüne gittiğinde kramplar önce karnıma daha sonra belime doğru ilerliyordu.

Hafifçe koltuğun kenarına tutunup derin bir nefes aldım ve dikleştim.Korkmaya başlamıştım,daha önceki gibi olamazdı bu defa olamazdı bu defa sevdiğim adamdan olan ve çok istediğim bu bebeği kaybedemezdim.

Kendime geldiğimde üstüme kabanımı giyinip konaktan çıktım.

Telefonuma gelen mesajla bir dakikalık bir duraksama yaşadım.

Alp: zerda evde tek kalman ilk günden doğru olmaz yengemlere gitmen en iyisi olacaktır.Zaten onların haberi var seni bekliyorlar

Mesajı beğenip yolumu Alp'in dediğini yaptım.Bu Konak bizimkinin neredeyse iki katı büyüklüğündeydi.
İçeri yavaşça girdiğimde karşımda duran Mah bana kısa bir bakış attı ve geri dönüp merdivenlere ilerledi.İlk basamağı çıktığında hızlı bir şekilde koluna girdim.

"Mah biraz konuşabiliriz miyiz?"

"Ne konuşacağız?"

"Şey ben..."

"Eğer hâla şu dünkü kıskançlık meselesi ise olgunlaşınca yanıma gelmeni tavsiye ederim"

Yüzümdeki sakinlik ve acıma duygusu bir anda kesilirken yüzüme bakan yüzüne elimle çarmak istesemde bir an için bunun doğru olmayacağını idrak etmiştim.Ama bu kız fazla olmaya başlıyordu.

"Bak mah istediğin gibi algılayabilirsin bu insanlık hali fakat istediğin gibi anlamak ve istediğin gibi anlayıp sonra da karşıma geçip ahkâm kesemezsin hem..."

Birkaç saniye üstünde gözlerimi gezdirip tekrar gözlerini buldu gözlerim.

"Hemde aynı yaşta olmamıza rağmen hiçbir olgunluk belirtisi göstermeyip düşünmeden ve dinlemeden hareket etmeni bir kenara bırakıyorum benim saçma sapan ergen triplerle seni kıskandığını düşünecek kadar çocuksun."

Yüzündeki sinirli ve gergin ifade kızarmış Yanaklarının verdiği sıcaklıkla daha da geriliyordu.

"Madem kartları açık oynuyoruz o zaman şunu unutma sevgili yengeceğim..."

Bir kat çıktığı merdiveni bir adımla geri inip benimle aynı hizaya gelince yavaşça kulağımın yanına yaklaştı.

"Buralara fazla alışmasan iyi edersin...Zira kurunun yanında yanan yaş sen olursun"

Birşey dememe fırsat vermeden hızlıca yukarı çıktı.Kafami arkasından olumsuz bir anlamda sallarken son söylediği şey aklıma takılmıştı.

Kurunun yanında yanan yaş derken Neyden kastettiğini anlamamıştım.Birisi yanacak mıydı yani?

Düşüncelerimi bir anlığına mah ile konuştuğum aklıma gelince kafamdan attım.Nede olsa doğru yolu bulamayacak kadar kör bir yapısı vardı.

Tekrar önümü dönüp oturma odasına ilerledim.Konağın büyüklüğü insanı ferah hissettirsede nedensizdir konaklar hep içimi ürpertirdi.

"Zerda"

Arkamdan gelen kadın sesi ile yüzümü çevirdim.

"Efendim bende sizi arıyordum"

"Ortada dolanma buraya gel"

Ciddi yüzünü parçalamak istiyordum,şu sıralar duygularım olduğundan daha baskın yaşanıyordu sanki...

Saatlerce orda oturmuş daha sonra telefonuma gelen mesajla Alp'in birazcık dakikaya geleceğini öğrenmiştim.

"Ben artık kalkayım efendim"

"Zerda?"

Bana seslenmesi ile koltukta duran çantamı koluma takmış sonra yüzüne değmişti yüzüm.

"Alp'e layık ol,güzel şeyler giyin özellikle de geceleri onu tatmin et.o benim oğlum gibi bize ilk gecenizden bile bahsetmedi bu nasıl iş?Onu mutsuz edersen bizde seni mutsuz ederiz.Bu gece bütün hünerlerini sergileyeceksin Alp senin yanına geldiğinde onunla güzel vakit geçireceksin ve ben yarın Alp'e gece ne olduğunu soracağım.Umarim anlamışsındır gelin!"

Beni ikaz eder gibi tavsiyeler verirken birisinin sanki boğazımı sıktığını hissediyor gibiydim...

"Pe-peki efendim"

Sırtımı ona taraf dönüp hızlıca kapıdan çıktım..

Oy yorum unutmayın
Seviliyorsunuz 😊😊

TÖREMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin