"Abi dedem ciddi değildi değil mi?"
"Ne duyduysanız gerçek şilan.Burası tehlikeli olmaya başladı özellikle de Zerda için"
"Maran,mardinden gideceksek nereye gideceğiz?"
"Bilmiyorum ama en yakın zamanda gitmemiz gerek dedemi duydun"
Koltuğa oturduğumda Zeyneli etrafta göremedim.Son zamanlarda ağa ile araları iyi değildi.Yaptıklarını öğrenmişti.
Ellerimi yüzümün etrafında gezdirdim ve saatin geç olduğunu fakrettigimiz de maran ile odamıza gittik.
"Deden bu akşam gitmemiz gerek dedi"
"En fazla iki günümüz var sevgilim"
"Hepsi benim suçum Maran"
"Şşşt,sakın öyle söyleme,senin bir suçun varsa oda kalbimi çalman aşkım"
"Maran ya kötü birşey olursa,içimde çok kötü bir his var"
Maran iki dakika sessizce durduktan sonra ellerimi tuttu ve gözlerimin içine baktı.
"Hiçbir güç seni benden alamaz"
Elleri ile Belimi kavradiginda ikimizde sımsıkı sarılarak uyuduk.
Sabah olmuştu Bile.Gözlerimi onun eşsiz yeşil gözleri ile açmıştım.
Sanki hayatımda hiçbir sıkıntı yokmuşçasına.Oda eş zamanlı elleri ile yüzümü seviyordu."Uyandın mı güzelim"
"Korkuyorum Maran"
"Neyden,sevgilim"
"Olacaklardan,bize bişey olmasından.Korkuyorum"
"Şşşşt sakın,ben burdayken hiçbir güç sana zarar veremez"
"Şimdi ne olacak Maran,nereye gideceğiz"
"İstanbula gideceğiz"
Söylediği şey ile yüzüm asılmıştı.Aklıma direkt Ayça geliyordu,Ama gittiğimizden haberi olmazsa bizle uğraşamazdı.
"Noldu bitanem,yüzün düştü bi?'
"Yok sadece..."
"Evet?"
"Sadece gittiğimizden kimsenin haberi olmasın istiyorum"
"Zaten kimsenin haberi olamaz,biz baban ve dedenden kaçıyoruz sevgilim"
Ellerimi yüzüne götürdüm.
"Seni çok seviyorum"
"Bende seni çok seviyorum Zerdam"
İkimiz de yataktan kalkıp kahvaltı için masaya gittik.
Herkes hüzün ile bakıyordu.Ağanın gözleri dolmuştu.
Herkes sessizlik ile otururken,ağa bize döndü yüzünü."Ey bu gafil toprakların yabani gülü,ey şu bahçemdeki şanlı çınarın güzün döktüğü sarı yaprak.Ne nesillerdir Bu koca şehri kendimize ev edindiğimiz yedi göbek köseoğlu aşireti,Bir sen kaldın oğul geriye bir sen,Amma ne gördük bizim huyumuzu suyumuzu bilmezlerin etrafımızı çevirdiğini.
Bu sözüm sana değildir Zerda kızım ama o Deden olacak adam ve baban olacak niyata dır sözüm."Başını bana çevirdiğinde yüzüm kıpkırmızı olmuştu,dedem ve Babam yerine ben utanıyordum.
"Benim namusumu benim aşiretimi kim sorgular!Herkes yerini bilecek ama siz bugün yola çıkacaksınız.Buralara da o kendini bilmez Sadık ve niyat durana kadar gelmeyeceksiniz.Sözüm hepinizdir.Bavullarınızı hazır eyleyin!"
Ağa sofradan kalkarken siyah takım elbiseli bir adam da ona yardım etti ve odasına çekildiler.Geriye ise birbirimize bakan ben maran ve şilan kalmıştık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TÖREM
Ficção AdolescenteMardin'in dar sokaklarına sığdırılmış kocaman bir konak.. On dokuz yaşında zorla evlendirilen bir kadın. Hayatını intikam almaya adamış bir adam. İki yarım aşk,bir bütün hayat... " Bu kitap bir töre kurgusu üzerine uyarlanmıştır! •Kurgu tamamen bana...