24.Bölüm

2.3K 58 14
                                        

Sabahın yüzüme değdirdiği güneş ile en derin rüyalarımı da alıp kaçmıştı uykum.
Ellerimi yatağın diğer tarafına uzattığımda elime gelen boşluk hissi ile gözlerim doldu.

Maran çoktan gitmişti.Elime aldığım telefonuma baktığımda Marandan mesaj vardı.

Maran:sevgilim İstanbuldayım,direkt şirkete geçtim.Seni çok seviyorum dikkat et kendine ve lütfen babannem ile kavga etme.

Siz:tamam.Sen dikkat et kendine .

Tamam desemde tamam değildi artık fazla olmaya başlıyordu Zeynel.
Yataktan kalkıp geceliklerimi çıkardım ve üstüme bembeyaz kollarında tülden oluşan çok zarif bir elbise giydim.
Siyaha yakın koyuluktaki saçlarımı üstüme saldım.
Kirpiklerimi kıvırdı ve hafif bir turuncuya ile dudaklarıma renk kaçtıktan sonra odadan çıktım.

Merdivenlerde Mustafa ile karşılaştım.

"Bende sizi uyandırmaya geliyordum hanımım"

"Ben kalktım gerek yok,"

Mustafa yana çekildiğinde merdivenden inmeye devam ettim ve hemen karşımda duran uzun yemek masasına doğru ilerledim.

"Zerda,hoşgeldinn"

Silan hiçbir zaman yüzündeki gülümsemesinden eksilmeyerek söylemişti.
Çok tatlı kızdı.

"Hoşbuldum Şilan"

Koskoca masada sadece üçümüz vardık.
Maran in dedesi çoktan gitmişti.

"Zeynoşum,benim artık kalkmam gerek e malum yolum uzun"

Yüzümü konuşmakta olan Şilan a çevirdim.

"Nereye?"

"Muğlaya bi arkadaşımın nişanı var Onun için gitmem lazım.A bak ne diyecegim istersen sende gel?"

Daha ağzımı açamadan Zeynel girmişti söze.

"Zerdanın Dedesi bu gece bizi yemeğe bekliyorlar,o hiçbir yere gidemez"

Yüzüme sinirli bir ifade takındım.
Derdi neydi bunun?

"Babanne bence kendisi karar ve-"

"Gideceğimiz hakkında bilgi verdik insanlar yemek hazırtanıyorlar,Zerda nın keyfine kalmamış bu"

Ağzımı dahi açtırtmıyordu  bu kadın.

"Peki babanne.Benim uçağım yarım saate kalkıyor gitmem lazım.Dikkat edin kendinize"

Şilan ayağa kalkmış ve bana sıkı sıkıya sarılmıştı.

"Dikkat et kendine "

"Sende et Şilan"

Vedalaştıktan sonra sofrada sadece ikizmiz kalmıştık.
Ateş ve barut

Olay çıkartmadan gitmek istiyordum.Maranın zaten bir sürü işi vardı ve kafasına birde beni takmasını istemiyordum.

"Bakıyorum da baba evine gitmekten hiç hoşlanmıyorsun gelin"

Geldi yine başbelası.

"Siz yanlış görmüşsünüzdür efendim."

"O halde sevinmelisin,bu akşam aylar sonra baba evine gideceksin"

Yüzüme büyük bir öfke toplansada ses çıkartmamalıydım.

Hızla ayağa kalktım.

"Afiyet olsun size efendim"

Arkamı döndüğüm sırada arkamdan yine sesi geldi.

TÖREMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin