54.Bölüm

561 17 24
                                    

Gözlerime vuran ışıkla kendimi beyaz yataktan süzerek aşşağı attım.Bacaklarım yere değdiğinde sessizce bir süre bacaklarıma baktım.Ne kadar da acı çekmiştim bu güne kadar.Şimdi verdiğim kararı hayatımda uygulamak için...Belkide yepyeni bir sayfa açmak için kalkacaktım ayağa.Dün gece çok düşünmüştüm.Herşeyi bir kenara bırakıp üstüme bana verilen kıyafetleri giyinip hızlıca odadan çıktım.Aşşağı indiğimde karşımda upuzun ve üstü çeşitli yiyecekle dolu masanın önünde duran siyah elbiseli adamlara takıldı.

"O benim buzağıda kalkmış"

Sessizce kıkırdayarak içeriye girdiğimde Dağhan masanın baş ucuna oturmuş dururken benimle aynı hizzada masaya yaklaşan Mirza ve Delâl de heyecanla bekliyorlardı.

"Gelin oturun"

Mirza karnı acıkmış olacakki tabağına konulan patates kızartması ve sucukları ağzına hızlıca götürdü.
İçeriye Baran da girdiğinde sessizlik hakimleşti.Dağhanla sorunlarını halletmiş gibi duruyordu.

"Siz konuştunuz mu?"

Dağhan ben ve Barana bakarken sessizce konuya girdim.

"Daha değil efendim kahvaltıdan sonra kararımı söyleyeceğim"

Sessizlik tekrar ettiğinde önümdeki birkaç yiyeceği yiyip ellerimi ve ağzımı silip masadan Baranla aynı anda kalktık.

"Zerda konuşalım mı?"

"Olur,benimde sana söylemek istediklerim vardı zaten Alp....Yani Baran"

"Bana sinirli misin?"

Yattığım odaya geçtiğimizde sessizce kapıyı kapattım ve hiç beklemeden konuya girdim.

"Yok neden sinirli olayım ki,sonuçta sen ne yapmış olabilirsin en fazla.Taş çatlasın bir karın ve bir çocuğun vardır yada yıllar önce öldüğünü düşündüğüm ve bu yüzden hergün kendimi suçladığım ve vicdan azabı çektiğim adam hayattadır değil mi?"

"Zerda biliyorum diyeceklerim gerçekleri değiştirmeyecek ama lütfen dinle beni gülbahçem"

"Sakın,sakın bana öyle hitap etme"

"Dinle o zaman beni"

"Kendi ağzınla diyorsun gerçekler değişmeyecek boşuna ağzını dilini yorma"

"Zerda lütfen"

Derince bir nefes aldım ve tam karşısına geçtim.

"Bak Baran ben açıklama duymak amacıyla seninle konuşmak istemedim.Sen değil ben konuşacağım ve sende dinleyeceksin."

"Peki dinliyoroum"

"Yapma,orda seni bekleyen çok güzel bir kızın var ona bunu yapma.Senin zaten bir ailen var Baran.Senin zaten bakmaktan sorumlu olduğun bir ailen var"

"Evet ama bu seninle olmama engel değil bunu sende biliyorsun"

"Hayır,Biz diye birşey yok bunu aklına sok Baran.Sen o kıza bunu yaşatamazsın.Boşanma davasını açıyorum istediğin kadar boşanmak isteme ve istediğin kadar avukat tut dilersen ama mahkeme bana yapılanları duyduğunda bir celsede boşar bizi"

"Z-zerda ne-ne diyorsun sen"

Aniden gozleri doldu.

"Boşanıyorum senden"

"Hayır hayır hayır hayır zerda hayır"

"Benimde sorumlu olduğum bir ailem var üzgünüm"

"Ne yani baba evine geri mi döneceksin.Sana ne yaparlar biliyor musun Sen!"

"Umrumda değil.Olmam gereken yer burası değil hiçbirşeyden de korkmuyorum"

"Zerda kendine gel senden asla boşanmam"

"İstediğin kadar zorluk çıkar bu iş bitecek Baran"

"Seni bırakmam"

Kolumu tuttuğunda sinirle geri çektim.

"Baran dokunma bana"

Hızlıca elime çantamı aldım ve içine eşyalarımı koydum.

"Zerda yapamazsın!"

Odadan çıkıp aşşağı indim.

"Herşey için teşekkür ederim Dağhan abi,bana gerçek bir abi duygusu yaşattın bir günde de olsa.Umarım hayatınızda o boşluğunuzu dolduracak gerçek nedenleriniz olur."

"Gidiyor musun?"

"Evet.Baranla olan ilişkim de bitecek"

"En doğrusu,bir şeye ihtiyacın olursa adresi biliyorsun"

"Teşekkür ederim"

"Bizim çocuklar bıraksın seni eve"

Kafamı olumlu anlamda salladığımda arabaya bindim ve yaklaşık yarım saate kalmadan konağa vardım.Hemen arkamdan Baran da gelmişti.içeriye yavaşça girdim.

"Zerda"

Yukarı kata çıktım ve valizimi çıkardım.

"Zerda gidemezsin"

"Baran çekil"

"Yapamazsın seni daha yeni buldum"

"Çok umrundaysam neden evlendin ha?"

"O bir hataydı"

"Kusura bakma ama o kız senin hatalarının bedelini ödemek zorunda değil tamam mı ona güzel bir gelecek sunmalisin!"

"Bunu seninle evliyken de yapabilirim söz veriyorum ihmal etmem"

"Anlamıyorsun"

"Neyi ya neyi!"

"Çekil baran"

"Çekilmiyorum,gidemezsin"

"Baran bunu yaşatamazsın ona!"

Elimdeki valizi bir yandan kapatmaya çalışıyordum.

"Zerda bırakmam gerekirse buraya kilitlerim ikimizi ama bırakmam"

"Baran ailenin yanına git,kızının yanına git!"

"Senleyken de bunu yapabilirim.Söz veririm Mirzayı ihmal etmeyeceğim yeter ki gitme"

"Anlamıyorsun Baran!"

"Neyi zerda Neyi!"

"Sorumlu olan tek kişi sen değilsin!"

"Neyden!"

"Çocuğundan"

"Ne nasıl?"

Gözümden bir damla düştü.
Ve elimdeki valizi hızlıca bıraktım.

"Hamileyim"

Şoke olmuş gibi baktı bana.

"Ne-ne diyorsun sen zerda"

Kekeleyerek konuştuğunda ısrarla bakarak söyledim bu defa.

"Evet duydun Hamileyim.Hemde Marandan Hamileyim!"

"Zerda ne diyorsun sen ya ne diyorsun sen!"

"Bitti duydun mu.Bizim hikayemiz yıllar önce bitti.Ben ben unutamıyorum Maranı unutmayıyorum ondan her vazgeçişimde bir şekilde yine karşıma çıkması için zorluyor evren,anlıyor musun beni benim sorumlu olduğum bir çocuğum var.Karşında 17 yaşındaki Zerda yok senin.Ben ben büyüdüm."

Birsey demesine fırsat vermeden hızla elime valizimi aldım ve evden çıktım.

Ciğerlerime dolan nefes sanki koluma vurulan kelepçenin paramparça oluşunun kutlamasıydı.Zor olacaktı ama değecekti.Ben ben herşeyi itiraf etmiştim.Barana itiraf ettiğimi zannettiğim de aslında kendime etmiştim.Ben ona aşıktım.Marana çok aşıktım.Ve hayatını mahfetmeyecektim bu bebeğin.Bu bizim bebeğimiz di
Maranın ve benim...

Oy yorum unutmuyoruuuzz.

TÖREMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin