Yüzüne baktığımda utançla kafamı önüme eğecekken ellerini çeneme getirip yüzümü yukarı kaldırdı.
"Bir daha ne olursa olsun o yüzünü yere eğdirmeyeceksin"
Elleri yüzümde dolanırken gözlerim gözlerini bulmuştu.
Saatlerce bakabilirdim bu gözlere.
Kapının çalması ile ellerini yüzümden çekip kapıya doğru gitti."Oda servisi efendim"
"Gerek yok,arabamı hazırlayın dışarıda yiyeceğiz"Bana baktığında başımla onaylanmıştım.
Adam kapıyı kapattığı zaman Maran tekrar bana doğru geldi."Dün gördüklerin"
Derin bir nefes aldı ve benim onu bölmeyeceğimden emin olduktan sonra devam etti konuşmaya."Sana başta söylemem gerekti,Ayça benim eski nişanlım.İyi bir fizyoterapist olduğu için oraya gitmek istedim ama onun beni unutmadığını bilmiyordum.
Kendi hayatını kurmuştu,neden böyle yaptığını anlayamadım ve o gece oraya onu uyarmak için gittim ama o bir anda beni öpünce sen yanlış anladın"Gözlerim yine dolduğunda gözlerimi Maran'dan kaçırdığım sırada
"Tamam"dedim arkamı döndüm fakat Maran kolumdan tutup beni kendine doğru çevirdi.Ellerini boynumdan tuttu ve beni göğsüne doğru yaklaştırdı.
Parfümünün kokusu burnuma çarptığında içimi bir huzur kaplamıştı."Gidelimmi artık?"
Tamam der gibi kafamı salladığımda çoktan otelden çıkmış arabaya binmiştik.Uzun süren yolculuğun sonunda kimsenin olmadığı bir tepeye gelmiştik etraf yemyeşil ve çok huzurluydu.
Ve deniz görünüyordu."Neredeyiz biz"
Kahvaltıya gideceğimizi düşünürken bir tepeye gelmiştik,ve sahile iki dakika uzaklıkta bir yerdi burası.
"Kahvaltı yapacağımız yerde"
Arabadan inmeden bana baktığında,bende aynı anda arabadan indim.Yerde yemyeşil çimler vardı,Maran arabanın bagajını açarken bende derin ve temiz havayı ciğerlerime dolrdurucasına nefes aldım.
Maran bana seslendiğinde tek odağım kuş cıvıltılarıydı."Haydi gel ve birşeyler ye"
Çoktan elindeki örtüyü çimlere sermişti.
Bende örtünün üstüne geçip çıkardığı yiyeceklere bakıyordum.
Herşey hazır olduğunda mataradan çıkardığı sıcacık çayları Pet bardaklara doldurdu.
Hızla elime aldım ve ağzıma götürdüğümde aniden bir irkilme ile çayı hızla geri bıraktım."Zera,iyi misin?"
"Ağzımm"
Dilinimin sıcak olan çay ile uyuşması sonucunda Maran bana soğuk suyu uzattı.
Onunla bu anları yaşamış olduğum için kendimi şanslı sayabilirmiydim?Kahvaltıyı yaptıktan sonra Maran ayağa kalktı ve arabanın bagajına doğru gidip iki dakika sonra geri geldi.
Elinde şeffaf bir paketin içinde görünen mavi bir şey vardı.Anlamamış gibi ona baktığımda açıklama yaptı.
"Ayakların iyilestiğinde sana yüzmeyi öğretecektim ve şimdi buna engel olacak birşey göremiyorum"
Elinde tuttuğu mavi şeyi hava da salladıktan sonra paketi açtı ve mavi mayoyu bana taraf uzattı.
"Maran bu- bune?"
Şaşkın bir ifadeyle elimdeki mayo ya bakarken bir yandan da Marandan bir cevap bekliyordum."Yüzmeye bu kıyafetler ile gidemezdin"
Elimdeki şeye bakmaya devam ederken Maran çoktan giyinmişti.
"Haydi,güzelim sende giyin"
Ne o bana güzelimmi demişti?"Maran ben bunu giyemem bu çok a-"
"Sakın bana bu dağ başında açık giyemem deme sakın.Seni burada görecek 3 kişi var. Birincisi üstümüzdeki büyük gökyüzü ikincisi dibimizdeki büyük mavi deniz ve üçüncüsü ise seni denizle gökyüzü arasında seven adam "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TÖREM
Genç KurguMardin'in dar sokaklarına sığdırılmış kocaman bir konak.. On dokuz yaşında zorla evlendirilen bir kadın. Hayatını intikam almaya adamış bir adam. İki yarım aşk,bir bütün hayat... " Bu kitap bir töre kurgusu üzerine uyarlanmıştır! •Kurgu tamamen bana...