Bütün olanlar üst üste geliyordu artık,herkesin tadı kaçmıştı.
Ellerim Maranın ellerinin arasında gözlerim gözlerine bakıyordu."Bütün bu olanlar ne zaman bitecek Maran?"
"Bilmiyorum ama seni onlara asla vermeyeceğim"
"Şey..."
Ellerimi Maranın elleri arasından çekip yüzümü ovuşturdum ve tekrar yüzümü Maran a döndüm.
Birşey dememi bekliyormuşçasına bakıyordu gözlerime."Şehnaz..."
Çekinerek söylemiştim,Ama Maran benden daha huzursuz olmuşçasına Oturduğu yerden şekil değiştirerek gözlerini benden kaçırıyordu.
"Bunu konuşmak-"
"Hayır Maran,bilmek istiyorum ya!Bizi bu hale sokan,şu anda olduğumuz durumun geçmişini öğrenmek istiyorum.kim bu Şehnaz!"
"Tamam herşeyi baştan anlatacağım,Ama inan bu olayların senle bir ilgisi yok sevgilim."
"Dinliyorum"
Boğazımı temizleyerek ciddileştim,oda aynı şekilde ciddileşip,yerdeki halinin desenlerine bakarak anlattı.
"Küçüktük daha,Mardinin en görkemli yerinde otursamda gönlüm,asmaköydeki o yare kaymıştı.
Bir gün bir düğün için asmaköye gitmiştik.Ben düğünleri hiç sevmezdim.
Ama istemeyerek te olsa,zorla götürmüşlerdi."Kendimi onun anlatımına kenetlemiş yüzünün hatlarını incelerken dinliyordum
"Daha on yaşında bir çocuktum.Düğünlerden nefret ederdim taki onu görene kadar.Prenses gibi giyinmişti,tülden bebek mavisi bir elbisesi vardı.Saçlarında minik bir taç,çok güzel görünüyordu."
Maran büyülenmiş bir şekilde anlatıyordu olanları,gözlerim dolsa da belli etmeden devam ettim dinlemeye
"Babama o kızın kim olduğunu sorduğumda,bana eli ile yaşlı bir kadını işaret edip,o kadının torunu dedi.Kadın çok güçsüz ve zayıf görünüyordu,Yanlarına gittim ve Şehnaz ile tanıştım.O günden sonra hep konuştuk,ben on beş o on dört olana kadar.Birtek Babam biliyordu ilişkimizi.
Varlıklı değillerdi veya bir ağanın torunu,dedem bu işe sıcak bakmayacaktı.Bizde gizli gizli buluşmaya karar verdik."Gözlerinden bir damla yaş süzüldü yanağına elimi uzatıp silmek istesemde içimdeki küçük çocuk kırılmıştı..
"Ama hepsi bitti,Davut her güzel şeyi bitirdi,Şehnaz öldü annem ve babam öldü sehnazin babannesi öldü.Herkes öldü!"
Daha da kendimi geri çekmek istedim.Sevdigi kızın ölmesinden kendimi de suçlu tutuyordum.Onun canını benim abi bile demek istemediğim kan bağım olan insan almıştı.Nasıl Dokunabilirdim ona nasıl katılım kız kardeşi olup dokunabilirdim ki ona..
"Özür dilerim Maran"
Kendimi geri çekeceğim sırada kolumu kavrayıp kendine doğru çekti.
"Bu kadar güzel olduğun için mi sevgilim"
Gözleri dolu dolu olsa bile beni kırmamaya çalışıyordu.
"Şehnaz..."
Durdum ve devam ettim.
"Fotografi var mı?"
Derin bir nefes alıp burnunu çekti ve yanağından süzülen bir damla yaşı eliyle silip çekmeyece doğru ilerledi.
Geri geldiğinde elinde bir kutu vardı,yanları minik işlemeler ile süslenmiş bir kutu.
"Bu.."
Konuşmasını beklerken bir andan da elleri ile kutuyu açtı.
Minik bir müzik kutusuydu,içinden çıkan balerin ince ve güzel bit melodi ile dans ediyordu,büyüleyici derecede güzel di."Bunu,istanbuldan getirmiştim Şehnaz için,bir gece bana bir türlü uyku tutmadığını söylemişti,bende onun uykusuna bile kıyamadığım için ona bunu almıştım.Çok hoşuna gitmişti."
Yine bir damla daha düştü yanağına,onun gözyaşları benim okyanusun gibiydi.Hep girdabında savrulduğum.
Elleri ile balerini kutudan çıkarttı ve dibinde çok güzel bir yüze sahip bir kız çocuğunun fotoğrafını çıkarttı."Yaşasaydı 23 yaşındaydı"
Daha fazla aktı gözyaşları,fotoğrafı elinden alıp yüzüne baktım kızın.
Gerçekten çok güzeldi,upuzun saçları vardı.Başında bir bandana,gözleri kehribar rengi ve simsiyah kirpikler.Maran ona neden aşıktı anlamış oldum.
Hızlıca fotoğrafı kutuya koydu ve çekmecede geri koydu.
Benimde bir kalbim vardı ama,eski sevgilisinin fotoğrafı bizim odamızda bizim çekmecemizde duruyordu.üzülmekte sonuna kadar haklıydım.
Maran yanıma geri geldi ve elimden tutup beni de havaya kaldırdı.
"Haydi aşşağı inelim"
"Tamam"
Kapıdan çıktığımızda Mustafa ile karşılaştık.
"Maran beyim,Sadık ağam siz ve Zerda hanımımı salonda bekliyorlar acilmiş"
"Tamam mustafa"
Maran ile anlamamış bir bakış atıp aşşağı indik.
"Dede bizi çağırmışsınız"
"Gel otur,sizinle çok ciddi bir mesele konuşacağım"
İkimiz de oturduğumuz da Dede yüzümüze baktı ve devam etti.
"Korkut ağa durmak bilmiyor oğul,eğer ki bu böyle devam ederse ne senin nede zerda gelinimin rahat nefes alması mümkün değildir.Bugün kendini bilmez niyat! Bizim şirkette silahlı saldırı düzenlemiş.Adamların biri bizim servete git o ağana söyle,bu dava burada kapanmamistir demiş!Bu köpeklerin artık susması gerek,bu iş ya kanla bitecek ya canla oğul,kimseye başımı eğdirmem ben,Yedi göbek köeoğlu aşiretinin Gücü Mardinin yedi odasından duyulur,Az dursunlar hele Biz daha ölmedik!"
"Gidip bu işi halledeyim dede"
"Yok,sen hiçbir şey yapacaksın,aksine sen ve zerda Mardinden gideceksiniz.Buralar durulana kadar !"
"Ama Dede se-"
"Lafımın üstüne laf söyletmem!"
Ağa ayağa kalktığında herkes ayağa kalktı,
"Bavulunuzu hazırlayın,bu gece yola çıkacaksınız,Sende Şilan!"
Herkes birbirine bakarken Maran elimi tuttu sıkıca.
"Gerçekten gidecek miyiz?"
"Dedemi duydun"
Oy yorum unutmuyoruzz:)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TÖREM
Teen FictionMardin'in dar sokaklarına sığdırılmış kocaman bir konak.. On dokuz yaşında zorla evlendirilen bir kadın. Hayatını intikam almaya adamış bir adam. İki yarım aşk,bir bütün hayat... " Bu kitap bir töre kurgusu üzerine uyarlanmıştır! •Kurgu tamamen bana...