60.Bölüm(özel bölüm)

896 27 10
                                    

Öncelikle acısıyla tatlısıyla koskoca 59 bölüm geride bıraktık ve bu 60.Bölüm herşeyin çok güzel olmasını istiyorum hem kendim hemde sizler adına.Benim bu kitabı yaparken hiçbir şekilde gözüm yükseklerde olmadı,basılması falan sadece hayal olarak vardı ve galiba hayal olarak kalacak ama olsun yine de birilerinin okuyup beğenmesi benim çok hoşuma gidiyor mutlu oluyorum.Benimle birlikte olan kim varsa teşekkür ederiyorum🤗🤗🤗

Keyifli okumalar!!!!

*************
İki buçuk saat süren yolculuğun sonunda Diyarbakıra gelmiştik.Herkesten bir nebze de olsa uzak kalmak hem bana hemde Maran'a iyi gelecek gibiydi.Maran etrafı çitle çevrili ve yemyeşil olan küçük bahçeli evin önünde durdurdu arabayı.

"Geldik"

Camdan baktığımda etrafta başka bir ev göremiyordum.

"Maran burası neresi?"

"Varlığını bile unutmuştum buranın aslında,en son annem ve babam hayattayken gelmiştik"

Arabadan indiğim için daha rahat görüyordum evi.Önce Maranın yüzüne baktım eve bakıyordu.Gerçekten de anıları aklına gelmiş gibi görünüyordu.

"İstiyorsan dönebiliriz Maran"

Elimi koluna hafifçe koyduğumda hızlıca bana döndü.

"Yo hayır,neden dönelim buraya seninle gelmek de hayalimdi"

Ellerimi tuttu ve gözlerimin içine baktı,belkide ilk defa bu kadar anlamlı.

"Bu güne kadar tutamayacağım hiçbir yemini sana vermedim Zerda.Biliyorum yalnız kaldığın günler oldu benimde yalnız kaldığım günler oldu ama ikimizin de hatalarını silmek için buraya getirdim seni.Gel herşeye yeniden başlayalım sevgilim,sen ben ve bebeğimiz burada büyütelim onu"

Elini karnıma koydu.İçimde bugüne kadar solmuş bütün umutlarım bir filiz gibi yeniden yeşerdi sanki.

"Büyütelim sevgilim"

Sıkıca sarıldım boynuna oda eş zamanlı belime sardı kollarını.

"Hadi üşümeden içeri gidelim aşkım"

Yavaşça demir kapıyı açtık ve küçük bahçeden içeriye girdik.
Çok şirin bir evdi,huzur veriyordu.Hatta evden çok yazlık gibi duruyordu.

İçeri geçtiğimizde tam karşımızda büyük L koltuk onun hemen yanında da büyük bir şömine vardı.

"Sen otur ben şömineyi yakayım"

Dediğini yapıp koltuğa oturduğumda dikişlerime bir ağrı saplandı.Henüz çok yeni olduklarından dolayı ağrı olması normaldi.Arkamdan Maran'ın sesi geldiğinde yavaşça kafamı çevirdim.

"Evettt bundan sonra senin özel hizmetini görecek aşçınla tanış bakalım güzellik"

Dikişlerimin ağrısını boşverip Maran'ın girdiği kılığa gülüyordum.Kafasında büyük bir aşçı şapkası vardı ve önlüğüde ise pembe renkli üstüne 'Zerdanın Kocası' yazılı bir baskı duruyordu.Gülmekten kendimi alamazken ciğerim parça parça oluyordu adeta.

"Maran bu halin neee!"

"Noldu aşkların bitanesi beğenmedin mi yoksa kocanı"

"Git çıkar şunu allah aşkına,gülmekten öldürdün beni"

TÖREMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin