Neden,bu hayatt neden hep bana zordu.
Bitmek bilmeyen gözyaşlarım suskundu bilmediğim bir evin avlusunda Ağlıyordum.
Ama beklediğim gibi değildi...Dün
Bana doğru döndü yüzünü,yavaşça yaklaştı,onu istemesemde zorlada olsa evlenmiştik.O bana yaklaştıkça dahada geriye çektim kendimi.
Kafasını boynuma getirdiğinde gözlerimi sıkıca yumdum.
Ama beklediğim gibi olmamıştı.Artik yanımda hissetmediğim bedeni görmek için sıkıca yumduğum gözlerimi açtım.
Ne olmuştu öyle?Yatağın yanında oturmuş yüzü duvara dönüktü ve aniden ayağa kalktı.
Ellerini ensesine koyduğunda derin bir nefes aldı."Korkma sana dokunmayacağım"
Bana dönderdigi yüzüne baktım.Ne diyeceğimi bilmiyordum.Anlamsızca yüzüne baktım."Gördüm rızan yoktu,seni zorlamayacağım.Zaten benimde gönlüm yoktu bu işte dedemin zoru ile evlendim"
Saşkın bir ifadeyle ona baktım.
"Ama mutluydun"
"Evlendiğim için üzülmem,sevmediğim biri ile evlendiğime üzülürüm."Çok güzel konuşuyordu.Türkcesi buralar gibi değildi.
"Teşekkür ederim,ben"
"Ne diye teşekkür ediyorsun?"
"Bana dokunmadığın için yani"
Ellerini giydiği takım elbisenin kumaş pantolonundan çıkardı ve odanın dolabına doğru ilerledi.
Eline aldığı pijamaları giyindi.
Soyundugu için kafamı geriye çevirdim,
Ama ilk defa birine güven duymuş gibiydim.Yanıma doğru geldiğinde yatakta yana doğru kaydım ve sırtımı döndüm ona taraf.
Işığı kapattı ama beklediğim gibi olmadı.
Yanımda hissettiğim el ile arkamdaki yastık ve örtü artık yatakta değildi.
Yavaşça Arkamı döndüğümde onu yatakta göremedim.
Küçük kanepeye doğru ilerledi ve yastığı oraya indirdi ve içine girip örtüyü üstüne örttü.Çok garip hissediyordum.Yavasça Arkamı döndüm ve uyumaya çalıştım.
********
Sabahın ilk ışıkları camdan içeriye vurduğunda yavaşça gözlerimi araladım.
Önce tereddütle kendimi yokladım.
Sözünde durmuştu,bana dokunmamıştı.
Ama odada değildi belkide banyodaydı.
Şimdi ise tekerlekli sandalyemle bakisiyordum.Eskiden hep bahar ve Mercan yardım ederi bana şimdi yalnızdım kendi başıma kalkmak zorundaydım.Ellerimi yavaşça sandalyeye uzattım ve kendime doğru çektim.Peki nasıl binecektim?
Önce yatakta oturur biçimi aldığımda bir elimi sol bacağıma götürüp yataktan aşağı indirdim ve sonrada sağ bacağımı indirdim tek yapmam gereken şey bir bacağımı sandalyeye koymaktı.
Sağ bacağımı sandalyeye koyduğumda kendimi sandalyeye doğru ittigimde acı bir inlemeyle kendimi yerde buldum.
Bacaklarımı kullanamadigim için ağırlaşmışlardı.
Gözlerim dolmuştu.Aklıma yine beni bu hale getiren insanlar gelmişti.
O ev tam bir cehennemdi ama şimdi nerdeydim onu bilmiyordum.Yavaşça ellerimi yere bastırdım ama olmuyordu kalkamıyordum.
Yüzümü sinirle yere vurdum ve ellerimi yere vurmaya başladım . Ağlamıştım."Kalk artık kalk lanet olsun sana lanet olsun,nefret ediyorum kendimden nefret"
Canım yanıyordu düşmenin etkisiyle bileğim acımıştı.
Kolumdada bir acı vardı çünkü yan düşmüştüm.
Ve ağlıyordum.Yerde hissettiğim ayak sesleri daha çok yaklaştı ve başımın önünde dikilen onu gördüm.
Bana bakıyordu.
"Neden beni çağırmadın?"
Yere düşmüş küçük bir çocuk gibi ona bakakaldım.
Yüzüme yapışmış saçlarımın arasından görünüyordu yüzü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TÖREM
Novela JuvenilMardin'in dar sokaklarına sığdırılmış kocaman bir konak.. On dokuz yaşında zorla evlendirilen bir kadın. Hayatını intikam almaya adamış bir adam. İki yarım aşk,bir bütün hayat... " Bu kitap bir töre kurgusu üzerine uyarlanmıştır! •Kurgu tamamen bana...