3.Bölüm

27.2K 1.9K 737
                                    

******

15.08.2014.

Okuldan gelen Gülçin Erva kısa boyundan dolayı zıplayarak zile bastı. Tombul parmağını zilden çekmeden kapının açılmasını bekledi. İçeriden duyduğu, "Geldim geldim!" Sesiyle gülümsedi. Annesi geliyordu.

Zilden elini çekerek sağ ayağını yana doğru uzattı. İki elinede çiçekleri alarak arkada sakladı. Ardından açılan kapıdan annesi ile karşılaşdı. Anneside ona gülerek bakarken, "N'apıyorsun deli kız?" Diye sordu.

Gülçin arkada sakladığı çiçeklerle beraber, "Sana sürpriz yaptım! Ama önce gözlerini yum!" Dedi. Annesi hemen gözlerini kapattı. Kızını sinirlendirmek istemezdi. Çünkü sinirlenirken hiç susmazdı.

Gülçin iki adımda annesine yaklaşarak, komşularının bahçesinden kopardığı zambağı annesinin yüzüne tuttu. Annesi en çok zambak çiçeklerini seviyordu. Bu yüzden komşusundan yiyeceği azarı bile umursamadan koparı vermişti. Tabii koparırken tüm üstünüde bulaştırmıştı ama olsun. Annesi için değerdi.

Gözlerini açtı Nilufer hanım. Kokusundan anlamıştı ne olduğunu. Çiçekleri alarak kızının boyuna uygun olarak eğildi. "Annem...Sen benim için çiçek mi koparttın? Bak topladın da demiyorum. Sadece koparttın diyorum." Diyerek güldü.

Gülçin Erva yine yapmıştı yapacağını. Her defasında yiyeceği azarı umursamaz bu çiçeklerden koparırdı. Sonuçta annesinin eşsiz gülümsemesini görmek daha önemliydi.

Ellerini arkaya yaslayarak sallandı. Bir öne bir geriye haraket ederken, "Beğendin mi?" Diye sormayıda ihmal etmedi. Yandan yandan annesine bakıyordu.

Annesi kızının yanaklarından öperken, "Beğenmez olur muyum hiç? Beğendim tabii!" Dedi. İkiside gülümsedi.

Ardından içeriye girerek yemek yediler. Nilufer hanım kızına ders çalıştırıp öğle uykusuna gönderdi. Sabah erkenden uyandığı için öğlen uyuyu vermişti. Genelde pek sevmezdi Gülçin ama o gün uyumuştu. Kızının üzerini örterek alnından öptü.

Odadan çıkarken, kalbinde garip bir kıpırtı hissetti. Sanki...Sanki birilerine bir şey olacak gibi hissediyordu. Oturma odasına geçerek, masada suya koyduğu zambaklara baktı.

Eğer şimdi ölse hayatının en mutlu günü bu derdi.

Kendine çay alıp oturma odasına girdi. Güzel bir çay eşliğinde televizyona bakmak istiyordu. Koltuğa oturup geriye yaslandı. İlk önce her şey normalken aniden nefeslerinin hızlandığını, kalp atışının değişini hissetti. Elindeki bardağı kenara koyarak elini kalbine yasladı. Ağzı durmadan açılıp kapanıyor gözleri doluyordu.

Ne oluyordu? Geriye yaslanırken, gözlerinin git gide karardığını kulaklarının uğuldadığını hissediyordu. En son gördüğü kızının bir eli gözünde uyanarak buraya gelmesiydi. Kulakları son kez kızının, "Anneciğim." Diye seslenmesi ile doldu.

Gerisi karanlık, ruhun bedenden can çekişerek ayrılmasıydı....

Gülçin Erva, koltukta gözleri açık televizyona bakan annesine doğru ilerledi. Seslenip duruyordu ama annesi cevap vermiyordu. İyi olmadığını düşünerek, "Anneciğim iyi misin?" Diye sordu. Cevap yoktu. Yanına oturarak koluna dokundu. "Anneciğim buz gibi olmuşsun? Yoksa dondun mu?" Diyerek güldü.

Kalkarak yanda duran battaniyeyi aldı. "Ev sıcak ama üşümüşsün anneciğim." Diyerek üzerini örtmeye başladı. Sonra boş duran kollarının arasına girdi. O an annesi sarılmadı. Oysa annesi küsse bile kollarını sarmadan durmazdı. "Anneciğim? Neden sarılmıyorsun?"

BOZKURTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin