Kurban bayramınız kutlu olsun balalarım❤️🐏
~ 🍐 ~
Genç adam başını secdeye koyarken, omzuna binen kız çocuğunun bacakları yukarıda sallandı. Bacaklarını sallamaya başlayan Gülçin Erva, aniden yere düşerken anlık hayatı sorguladı.
Ne olmuştu ya az önce?
Babası namaza odaklanmış şekilde namazını kılarken, Gülçin Erva hâlâ ters bir vaziyette başı önüne eğili iki bacağının arasından babasını izliyordu.
Hayır yani kalkamıyordu da. El mecbur namazın bitmesini bekledi. Babası namazını bitirir bitirmez ağlamaya başladı.
"Men uştum papa!" Dedi kendince. (Baba ben uçtum!) Babası Vural bey gülerek kızını kucağına aldı. Başı dönen Gülçin Erva, "Çif çif yuk!" Dedi. (Civ civ yok!)
"Evet babam, kafamız da uçan civ civ yok." Dedi. Kaç zamandır diretiyordu kafada civ civ uçar diye. Anlatmalarına rağmen banamısın demiyordu.
"Ama umalı! Papa umalı!" (Ama olmalı! Baba olmalı!"
"Bebeğim yok ama. Ben nasıl olmayan bir şeye var diyeyim?"
Yerinde zıplamaya çalışan Gülçin Erva, "Bay! Papa çif çif bay!" Diye bağırmaya başladı. (Var! Baba civ civ var!)
Vural gözlerini yukarıya kaldırırken, "Anası kılıklı." Diye mırıldandı.
Elinde mont, eldiven, bere tutan Nilufer hanım oturma odasına gelerek, "Anası kılıklı ha?" Diyerek sorguladı.
Annesinin geldiğini gören Gülçin Erva babasını iterek dolmuş bezinin izin verdiği kadarıyla ellerini iki yandan yukarıya kaldırarak annesine koştu.
"Ane! Çif çif!"
Kızını kucağına alan Nilufer, "Evet kızım civ civ. Hadi gel seni giydirelim. Babayla kar topu oynamaya git." Dedi.
Kar kelimesini duyan Gülçin Erva, "Liş! Liş!" Diye bağırmaya başladı. Annesi ve babasının kaşları çatılırken, Vural bey, "Kızım Liş ne demek?" Diye sordu.
Sol bacağının ayak parmaklarını kemirmeye çalışan Gülçin Erva, "Liş! Kay!" (Liş! Kar!) Diye bağırdı.
"Liş ne ya? Nereden duydun da hemen uydurdun kızım?" Kızları fark etmeksizin duyduğu isimleri kendi isteğiyle çevirip farklı bir kelime söylebiliyordu. Vural ve Nilufer artık bu duruma alışsa da zaman zaman duraksıyorlardı. Mesela şimdi olduğu gibi.
"Ane pop! Dam!" (Anne top! Kardan adam!)
"Bebeğim sen ne tür bir bükücüsün öyle ya? Hayır yani bükmediğin, çevirmediğin tek bir kelime yok." Dedi Vural bey.
Nilufer eliyle kocasının kolundan vururken, "Çocukla dalga geçme! Hem daha küçük o. Elbet yanlış söyleyecek." Dedi.
Vural karısının yanağından öperken, "Yanlış söylese anlarım. Çocuk direkt kelime değiştiriyor." Dedi.
Nilufer cevap vermemişti bu kez. Sıkıca giydirdiği kızını koltuktan indirirken, giydiklerinin ağırlığından dolayı Gülçin Erva hemen poposunun üstüne düştü.
Sonra anne ve babasına bakarak. "Men üştüm." (Ben düştüm.)
Kızını yerden kaldıran Vural, "Evet babam düştün." Dedi. İkisi de hazırlandıktan sonra Niluferi öperek evden ayrıldılar. Gülçin Erva heyecanla etrafa bakarken, babası da onun bu heyecanlı hallerine bakıyordu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BOZKURT
General FictionHer başlangıç vedaya atılan ilk adımdır. Gülçin Erva ve Ali Timur'un hayatı ve hikayeleri gibi. BOZKURT İSİMLİ BÖLÜM BAŞLIĞINI OKUYUN! KİTAP HEM KOMİKLİK HEM DE DUYGUSALLIK İÇERİR. UNUTMAYIN BU BİR KURGUDUR