Hepinize o kadar çok sarılmak istiyorum ki....Kiminiz yaralı kiminiz mutlu kiminiz dertli....Yaralarınızı sarmak ve sizinle yeniden yeni bir sayfa açarak devam etmek isterim güçlü kızlarım benim... (erkek yok galiba) Hepinize elbet yetişemem ama elimden geldiğince mutlu etmek için çabalarım...Çünkü size değer.
Allahın bana bahşettiği, kabul ettiği duamın karşılığı sizler oldunuz ve ben şükrediyorum❤️ 71 bin olduk ve bu çok güzel bir duygu. Hem emeğimin karşılığı oluyor hem de yeni yeni masum, naif, güzel kalplerle tanışıyorum...
Uzun lafın kısası iyi ki varsınız❤️ (Hepiniz maşAllah deyin chjdndjsn)
Pekâlâ bölüme geçelim🩶🩶🩶🩶
Keyifli okumalar....
~ 🍐 ~
Küçük Gülçin Erva üzerinde mavi çizgili mayosu, şişme kolluğu iki koluna takmış kuma oturmuştu. Yanındada kader arkadaşı Doğukan vardı. Doğukanın üzerinde beyaz iç çamaşırı ve Gülçin Ervadaki gibi şişme kolluk vardı.
Gülçin Erva iki elinide kuma vurarak bağırdı. "Papa! Del!" Baba! Gel! Doğukan elinde kemirdiği elmasıyla yan dönerek kız baktı. Hep bağırıyordu bu kız. Niye susmuyordu?
Karısının nazını çeken Vural hemen kızına koşarak, "Geldim kızım geldim." Dedi. Onun yanına oturarak kızına baktı. Saçını yukarıdan at kuyruğu yaptığı için at kuyruğunun ucu ağzına girmişti. Ve Gülçin Erva saçını iştahla kemiriyordu. Babası saçını çıkararak, "Kızım sende Doğukan gibi elma yesene! Neden saçını yiyorsun?" Diye sordu.
Gülçin Erva cevaben minik avucuna topladığı kumu babasına uzattı. "Yi. Papa yi!" Ye! Baba ye!. Vural yüz buruşturarak, "Yok kızım kalsın." Dedi.
Gülçin Erva ellerini yere dayayarak önce poposunu sonra bedenini kaldırdı. Elleri yukarıda haraket ederek dizleri üzerine şap diye oturdu. Babası, "Kızım yavaş!" Desede umursamadı. Elmasını yiyen Doğukanın eline vurarak elmasını düşürdü.
"Napıyoşun şen!" Dedi Doğukan.
Avuç içindeki kumu Doğukanın dudağına kapatarak, "Kum yi! Papa yimez!" Kum ye! Baba yemez!
Doğukan ağlayarak geri çekilmeye çalıştı ama boşa çabaydı. Gülçin Erva tuttuğunu bırakmazdı. Doğukanın ağzı yüzü tümden kum olu vermişti.
İki tarafın ebeveynleri her ne kadar ayırmaya çalışsada başaramamışlardı.
Sonuç kum yiyen Doğukan, kumu yedirdiği için mutlu olan Gülçin Erva...
~ 🍐 ~
"Hiç kimse kendisi için gizlenen müjde ve mutluluğu bilemez..."
Secde suresi 17 ayet.
Mutluluk neydi sahi?
Allaha edilen duaların daha da hayırlı bir şekilde kabul olması mıydı? Ya da Allaha hayırlı ve onun sevdiği kuldan olmak mı? Ya da iki çift göz mü yoksa dudak kenarında oluşan gülüşün çizgileri mi?
Benim için mutluk bunlardan ibaretti. Benim için mutluluk Allah ve onun bana nasip ettiği kuluydu. Ali Timurdu. Ali'mdi...Her ne kadar artık Ali ve Ervadan geriye hiç bir şey kalmasa bile.
Ben kendi kendime konuşurken araba aniden durdu. Durduğumuz yer askeriye binasıydı. Ben fark etmemiştim ama nöbetçi askerlerin yanında durmuştuk. Bizim arabamızda İbrahim, Çingiz, Akif ve Alphan vardı. Koskoca adamlar nasıl sığmıştı bilmiyorum ama sığmışlardı. Yol boyunca hiç birinden çıt çıkmamıştı. Tabi Alphanın horultularını saymazsak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BOZKURT
General FictionHer başlangıç vedaya atılan ilk adımdır. Gülçin Erva ve Ali Timur'un hayatı ve hikayeleri gibi. BOZKURT İSİMLİ BÖLÜM BAŞLIĞINI OKUYUN! KİTAP HEM KOMİKLİK HEM DE DUYGUSALLIK İÇERİR. UNUTMAYIN BU BİR KURGUDUR