7.Bölüm

22.2K 1.6K 746
                                    

~ 🍐 ~

Küçük bir kız çocuğu düşünün. Küçücük saçları iki yandan at kuyruğu yapılmış. Altında prima yazılı bezi, üstünde çocuk atleti olan.

Bu kız çocuğu Gülçin Ervaydı. Ve bilin bakalım ne yapıyordu. Daha üç yaşında bahçedeyken annesi ve babasından kaçmıştı. Ellerini yukarıya kaldırmış pıtı pıtı kovaladığı kedinin peşinden koşuyordu. Ağzındanda bilmediği sözler çıkarıyordu.

"Ağağağağ ağağağa ağağağa!"

Kedi aniden sağa doğru dönünce, hızını toparlayamadığı için dizleri üstüne düştü. "Uf uf uf." Kendi kendinin dizlerini üflemeye başladı. Şuan sadece kaçan kediyi bulmak istiyordu. Ellerini yere koyarak, poposunu yukarıya kaldırdı. Sonra kendide kalkarak tekrardan koşmaya başladı. Tâ ki önüne kaldırımda oturmuş, üç toplu dondurma yiyen on bir yaşındaki Ali Timur çıkana kadar.

Zar zor ikna etmişti annesine bu dondurmayı aldırana kadar. O iştahla dondurmasını yerken, buraya doğru koşarak gelen Gülçin Ervayı gördü. Öyle bir koşuyordu ki, ürkmeden edemedi. Ne diye geliyordu ki, bu kız? Tam önünde durarak salyaları akan ağzını açtı.

"Menim!" Kaşları kalktı. Ne diyordu bu kız?

"Ne diyon ya sen?" Diye sordu Ali Timur. Gülçin Erva dilini alt dudağında gezdirerek, "Domuma menim!" Dedi. Biraz daha vermezse alacaktı dondurmayı. Gülçin Erva rahat çocuklardandı. Hiç çekinmesi olmazdı.

"Domuma ne demek?" Sonra elindeki dondurmaya baktı. "Ha sen dondurmayı istiyorsun?" Gülçin Erva yutkunarak minik ellerini uzattı. "Mana mer!" (Bana ver!)

"Ama bu benim? Sana veremem ben bunu." Sonra etrafa bakarak, "Annenler nerede? Hadi onların yanına git."

Gülçin Erva daha fazla duramayarak avuç içlerini, Ali Timur'un ellerine yasladı. Sonra eğilerek, ucu kalmış dondurmanın yarısını yedi. Ali Timur, "Napıyorsun sen ya! Gitti dondurmam!" Dedi. Dudaklarını büzmüştü. Çok sevmişti ama bu dondurmayı! Gülçin Erva hâlâ eğili vaziyette dondurmayı kemirmekle meşguldu. Yetmiyor tüm salyalarını Ali Timur'un ellerine akıtıyordu.

Bu iğrenmişlikle sivilceleri çıkmasa iyiydi Ali Timur'un.

"Al al. Çekinme ye." Dedi uzatarak. Sonra elinde hissettiği ısırık ile bağırdı. "Dondurmayı ye dedim! Elimi değil." Bağırması ile beraber Gülçin Erva kenara çekildi. Yanakları burnu hatta alnı bile dondurma ve ekmek kırıntıları ile doluydu. Ali Timur'un sesinden korkmuş gözleri dolmuştu.

Ali Timur ne yapacağını bilemedi. "Tamam. Tamam ağlama." Elini uzattı. "Elimide yiye bilirsin ama ağlama." Oysa dinleyen kim. Ağzı bir karış küçük dili gözüken Gülçin Erva içli dışlı ağlıyordu.

"Ane! Papa!" Yutkundu Ali Timur. Onun yüzünden azarı yiyecekti şimdi. Eliyle ağzını kapatarak kucağına oturttu onu. Dizlerinde hissettiği ıslaklık umarım çişden kaynaklanmıyordu. Ardından cebinden lolipop çıkarıp açtı. Hemen kızın ağzına tıktı lolipopu.

Ağzında hissettiği şeker tadı ile gözlerini açtı. Burnunu çekti ardından. Hoşuna gitmişti. Yerine biraz daha sinerek başını Ali Timur'un sinesine koydu. İç çeke çeke lolipopu yedi. Ali Timur sinesine başını koyan kıza hayretle baktı. Utanmıştı.

BOZKURTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin