16.Bölüm

11.7K 983 322
                                    

Medya Gülçin Erva'nın giydiği elbise.

~ 🍐 ~

Yatakta huzurla uyuyan Gülçin Erva sessizce mırıldanırken, Ali Timur onu gülümseyerek izliyordu. Gülçin Erva dudaklarını büzerek, "Hıhı biliyorum onu." Diyerek kendince kıkırdadı. Ali Timurda onun rüyalar aleminde kendince konuşmasına güldü. Çok tatlı gözüküyordu. Onun yanaklarını ısırmak istiyordu hatta ama kıçına yiyeceği şaplağı düşününce bu isteğini durduruyordu.

Aklına beraber namaz kılmaları geldi. Onunla namaz kılmayı çok seviyordu. Düşünsenize, Allah'ın huzuruna sevdiğin kadınla aynı anda çıkıyorsunuz. Bu çok başka ve güzel bir histi.

Kıkırdayan Gülçin Ervayla bakışları tekrar ona döndü. Hafif saçları gözüküyordu. Onunla uyurken bile tülbentini takmayı bırakmıyordu. Bu kez şeffaf iç gösteren bir tülbent takmıştı. Pembe renkteydi ve ona çok yakışıyordu. Ali Timur biraz daha yaklaşarak ellerini kafasının altına koydu.

Ondan bir hafta bile ayrı kalmaya dayanamazken uzun süren görevlerde ne yapacaktı Ali Timur?

Gülçin Erva gözlerini aralamaya başlarken Ali Timur hemen gözlerini kapadı.

~ 🍐 ~

Ali Timur'un rüyamda beni güldürmesiyle beraber gözlerimi araladım. Rüyamda olması yetmemiş olacak ki şimdi yatağımdaydı. Gözleri kapalıyken, göğsü sakin bir ritimle haraket ediyordu. Dudaklarımda tebessüm yer edinirken, dudak kenarından öptüm.

Nefes alış verişleri hızlanmıştı. "Uyumadığını biliyorum." Dedim. Uyumuyordu. Çünkü Ali Timur rüyasında asla huzurlu olmazdı. Bu benim yanımda olsa bile.

Gözleri açılırken, "Nereden anladın uyumadığımı?" Diye sordu. Şaşırmıştı. Eh tabi! Bir bordo bereli değildik ama bizimde bir giderimiz vardı.

"Bilirim ben." Dedim büyük bir özgüvenle. Gülerek bana baktı. "Allah Allah? Biliyormuş. Yerim seni kızım."

Gözlerimi kırpıştırdım. "Ali Timur hadi gizleme, söyle. Geceleri sen ne izliyorsun?" Alttan bana şaşkınca bakarak konuşmaya başladı.

"Seni?" Dedi sorgulayarak. Haklıydı. Bazı geceleri beni izleyebiliyordu.

"Ondan yani bu romantikliğin?"

"Evet. Ben bir sana romantiğim."

Dudaklarım büzülürken, "Leylaya romantik değildin galiba?" Diye sordum. İlk kez bana bakarken bakışları sertleştti. E adam haklı. Sabah gerginliğine hiç gerek yoktu.

"Leylayla aramda aşk diye bir şey olmadığını bilmene rağmen bu soruyu sorman çok saçma." Evet aralarında aşk olmamıştı ama bu zamanında sevgili olmadıkları anlamına gelmiyor.

"E niye sevgili oldunuz o zaman? Sonuçta insanlar aşık olarak sevgili oluyor."

"Sadece denemek istediğini belki bir umut onu seveceğimi söyledi. Kaç kez diretti bir kez bile kabul etmedim. En son ağlayarak bana geldi. Ben de el mecbur kabul ettim. Ben onunla sadece arkadaş gibiyken o kendi kendine gelin güvey oluyordu. Olay bu." Diyerek yataktan kalktı. Çıkardığı tişörtü giyerken ben de yataktan kalktım.

"El mecbur derken? Ne demek istiyorsun sen?"
Diye sordum. Bıkkın bir nefes verdi. Sonra bana bakmaya başladı. Önünde durmuş alttan ona bakıyordum.

"Cevabı duymadan rahat durmayacaksın değil mi?" Başımı iki yana salladım. Durabileceğim bir konu asla değildi.

"Hani ilk kez Ahmetle sen sözde sevgili olduğumuzu öğrenmiştiniz ya. Bir de neden suratınız sirke satıyor diye soruyordunuz. Hatırladın mı?" Diye sordu.

BOZKURTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin