15.05.2000

9K 832 108
                                    

Gülçin Erva Yıldırım'ın doğum gününe özel...

🍐🍐🍐

Nilufer bir elinde tuttuğu armutu ısırırken diğer elini karnına koydu. Yavaşca büyümüş hatta kocaman olan karnını okşarken okşadığı yerlerden tekme yiyordu. Çok hiperaktif kızı vardı. Ne zaman armut yese kızı yerinde duramıyordu.

O kızıyla ilgilenirken elinde poşet Vural içeriye girdi. "N'apıyor benim güzellerim?" Diye sordu. Nilufer tebessüm ederek yaslandığı yerden belini kaldırdı. Poşetin içindeki yiyecekleri çıkartırken bir yandan kocasıyla konuşuyordu.

"Hiççç. Kızımızın canı armut çekmiş ben de armut yiyordum."

Ellerini yıkadıktan sonra havluyla kuruladı Vural. "Yaa. Benim çiçek kızım armut mu aşermiş?" Diyerek dizleri üzerine çöktü. Elini karnına koyarken, babasının sıcaklığını hisseden kızları hemen haraketlenmeye başladı.

"Bu aralar çok haraketli. İnşAllah ters bir durum yoktur." Dedi kocasının elinin üzerine elini koyarken. Dudaklarını Nilufer'in alnına bastırdı. Sonra geri çekilerek, "Doğuma az kaldı ya ondan böyle. Yoksa sessizdir benim kızım." Diyerek ayağa kalktı.

Nilufer'in ellerini tutarak onu da kaldırdı. "Gidip bir duş al. Tenin buz gibi olmuş. Hayır yani mayıs ayında üşüyen ilk insan olabilir misin?"

Elini kaldıran Nilufer, "Peki sen karısı tarafından kıçına şaplak yiyen ilk koca olmak ister misin?" Diyerek sordu.

İki elini önce yukarıya kaldırdı Vural. Sanki teslim olduğunu gösterir gibi. Sonra karısın belinden tutarak kendine çekti. Kızları çokta yakınlaşmalarına izin vermemişti. "Sen atacaksan sorun yok."

Nilufer eliyle omzuna vurdu. "Utanmaz arlanmaz." Dedi. Vural gülerek karısının hamilelikten tombullaşan yanaklarını öptü. O karısını öperken, Nilufer yüz buruşturdu.

"Galiba bizi kıskandı." Vural yüzünü durmadan buruşturan karısıyla tedirgin olmaya başladı. Elinin tersiyle Nilufer'in alnındaki terleri sildi. "Geçmedi mi?"

"Hayır. Daha çok artmaya baş-Ah!" İki büklüm olurken, "Galiba kızımız geliyor Vural!" Diye dişlerinin arasından konuştu.

"Ne demek geliyor? Daha 2 haftası vardı ama! Babacığım sen gelme biraz daha kal."

"Vural ne saçmalıyorsun? Gidip hastane çantasını alsana! Doğuruyorum şurda!"

"Kafamı kaldı ben de! Geliyorum ben hemen."

İkili hastaneye kadar birbiriyle tedirgin konuşmuştu. Sedyeye yatan Nilufer kocasının elinden sıkıca tutarak, "Bizi bırakma! Sen de gel." Dedi. Oysa nereden bilecekti ki, kocasının onları bırakacağını.

"Bırakmam. Ben sizi bırakamam ki. Doktor hanım ben de girebilir miyim?" Diye sordu. Doktor telaşla, "Çabuk olun lütfen." Dedi.

O gün Gülçin Erva içeride daha fazla duramayarak dünyaya gelmişti. Diğer çocuklardan farkı doğarken kilolu doğması olmuştu.

"İsmi ne olacak?" Diye sordu hemşire.

Karı koca aynı anda gülümseyerek, "Gülçin Erva." Diyerek fısıldadı.

BOZKURTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin