~ 🍐 ~
Başını elleri arasına alan Zeynep, "Çıkarın beni buradan!" diye bağırıyordu. Durmadan fare sesleri geliyordu ve karanlık olduğu için etrafını göremiyordu. Sesler yüzünden gözüne uyku girmiyordu. Bu durum Zeynep'i deli etmeye yetmişti.
"Allahım yoruldum. Yemin ederim yoruldum." Sol gözünden bir damla yaş süzüldü. Saatler önce birisi yemek getirmişti. Yememişti Zeynep. Tek yaptığı Gülçin'i sormaktı. Kadının söylediğiyse, iyi olduğu sadece kolunda alçı olduğuydu.
Zeynep bunu duyduktan sonra daha çok pişman olmuştu. O eve hiç gitmemeliydi. Zaten yaralı olan kızla kalarak bir de o canını yakmamalıydı. Ama Zeynep bunu hiç düşünmemişti ki...O sadece ilk kez savunmasız bir şekilde özgürlüğü tatmıştı.
Peşinden kimse gelmez sanmıştı. Artık bittiğini düşünmüştü...."Meğersem bitmemiş." Gözlerindeki yaşlar durmaksızın akıyordu. O belki bunları düşünmemişti ama düşündüğü tek şey çalışarak kendine yeni bir hayat kurmaktı. Kurduğu hayatta bu kez sevdiklerine önem vermek ve önem görmek istiyordu Zeynep.
Ama bunu bile becerememişti.
Başına iki kez vurarak, "Aptalsın kızım sen! Aptal! Değer miydi senin yüzünden can çekişmesine? Değmez! Sen değmezsin kızım!" diyerek konuşuyordu. Bir nevi kriz geçiriyordu. Görmediği oda da çığlık çığlığa ağlayarak saatlerini geçirdi. En son bedeni yorgun düşmüş, uykunun esiri olmuştu.
*******
Kendinden emin adımlarla koridorda ilerleyen Ali Timur etrafına bir kez bile bakmıyordu.
Bakışları sert, omuzları dik, gözleri alev alevdi. Daha bu sabah koynunda uyuduğu kadını bırakıp karargaha gelmiş, onu arayan Hikmet'in yerini bulmak için işlere başlamıştı. Tüm askerleri masa başındaydı. Hepsi Hikmet denen herifi arıyordu.
Hikmet sadece sözde iş adamı değildi. Terörle iş birliği yapan şerefsizin tekiydi. Bu nedenle bizzat kendisi ilgileniyordu bu işle. Tabii bir diğer nedenide, sözde ona çalışan, sevdiği kadının canını yakan korumayı bulmaktı. Evet korumalar ona ihanet etmişti. Bir kaç tehdit ve kuruşa.
Sinirle nefes aldı. Aklından geçenler o heriflerin hepsini öldürmekti. Kadınına yapılanların hepsini onlara yapmak ve canlarını yakmak istiyordu.
Kapıyı tıklatan Eymen ile, "Gir!" diye seslendi Ali Timur. Eymen içeriye girerek, "Bir iz bulduk komutanım." dedi.
Ali Timur hızla yerinden kalkarak, askerlerinin yanına gitti. Doğukan bilgisayar başına oturmuş, bulduğu izin nerede olduğunu arıyordu. Ormanlık alandı burası. "Bulduk komutanım!" Ali Timur bir elini masaya bir elini de koltuğun kenarına koyarak eğildi. Eğilirken künyesi havada sallanmaya başladı.
"Emin misin?"
"Eminim komutanım." Biraz daha araştırma yaparak, "Burası Hikmet'in babasından kalma orman evi. Bilerek burayı seçmiş olabilir." dedi.
Gözlerini kısan Ali Timur, "Polisler tarafından gözetim de olan ev mi burası?" diye sordu. Doğukan başını salladı. "İt herif! Bilerek seçmiş burayı. Biliyor tabii buraya ateş açamayacağımızı!"
Burası, zemini ve içerisi bombalarla kaplanmış evdi. Özel tasarım bombalar mermiyle çalışıyordu. Mermi küreye ve jeneratöre çarparak fisyon reaksiyonunu başlatır. Fisyon reaksiyonu başlar. Sonuç bomba patlar. (Umarım doğrudur!)
Ellerini yüzünde sertçe gezdirdi Ali Timur. "Ondan bu kadar rahat." diye konuştu Alphan.
"Oraya rahatça giremeyiz. Tek bir mermi tüm evin havaya uçmasını neden olur." dedi İbrahim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BOZKURT
General FictionHer başlangıç vedaya atılan ilk adımdır. Gülçin Erva ve Ali Timur'un hayatı ve hikayeleri gibi. BOZKURT İSİMLİ BÖLÜM BAŞLIĞINI OKUYUN! KİTAP HEM KOMİKLİK HEM DE DUYGUSALLIK İÇERİR. UNUTMAYIN BU BİR KURGUDUR