Her başlangıç vedaya atılan ilk adımdır.
Gülçin Erva ve Ali Timur'un hayatı ve hikayeleri gibi.
BOZKURT İSİMLİ BÖLÜM BAŞLIĞINI OKUYUN!
KİTAP HEM KOMİKLİK HEM DE DUYGUSALLIK İÇERİR. UNUTMAYIN BU BİR KURGUDUR
İnşirah sûresinde Rabbim buyuruyor ki: Yalnız Rabbine yönel ötesi can sıkıntısı, ötesi kalp daraltısı. İşlerini tam teslimiyet ve tevekkülle Allah'a brak. Bırak ki göğsüne genişlik, inşirah gelsin..
"İki insan birbirini en çok ayrılırken tanır.."
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
~ 🍐 ~
Gidişleri seven bir adam ve her gidişine daha fazla tututan kadın.
Gitmeyi seven Ali Timur'du çünkü konu Vatandı.
Gidişine tutulan bendim çünkü Vatan için gidişine gurur duyuyordum.
Benim sevdiğim adam Vatanı için her şeyi yapardı. Çünkü konu Vatan olunca dil suspus olurken gönül konuşmaya başlar.
Gözlerimi sabaha bana burukça bakan Ali Timur'la açmıştım. Yanaklarımı okşarken söylediği kelimeler içimi burkmuştu. "Benim gitmem gerek." Demişti. İlk başlar korksam da sonrasın da, "Vatanımın bizlere ihtiyacı var." Demişti.
Şimdiyse Hatice teyzelerle beraber evin önünde Ali Timur'u uğurluyorduk. Herkes birbiriyle sarılırken ben ağlamamak için direniyordum. Alt dudağımı dişlerimin arasına aldım. Ali Timur sonunda bana bakarken, büyükler içeriye geçmişti. Bahçede ikimiz kalırken, gözlerimden akan yaşları durduramamıştım. Güveni ve huzuru tattığım kollarının arasına girerken, "Lütfen dikkat et Ali Timur...Yemin ederim kaldıramam. Sana bir şey olursa bunu kaldıramam." Dedim.
Bir eli başımı kavrarken, üniformasının yakasını kavradım. İç çeke çeke ağlamamı durdurmak istiyordum. Dudakları şakaklarım da yanaklarım da gezinirken, "Ağlama...Yemin ederim canım yanıyor. Ağlama iki gözüm." Diyordu.
Ağlamamı durduramıyordum ki!
Ben onunla beraber mezun olmak istiyordum hem. Onsuz nasıl mezun olacağım?
"Elim de değil. Durduramıyorum....Ali Timur ben sana daha yeni kavuştum. Gitmen beni çok üzüyor." Burnumu çeke çeke konuşmuştum.
Elleri yanaklarımdaki yaşları siliyordu bu kez. "Yaradanına kurban olduğum, nefesim, iki gözüm...Ben de sana daha yeni kavuştum ama biliyorsun. Gitmem gerek. Hem sen böyle ağlarken ben nasıl işime odaklanırım?"
Aniden ağlamamı durdurdum. Yüzüm normal halini alırken burnumu çektim. "Aklın bu aralar bir karış havada zaten. Tamam ağlamıyorum. Kalmasın aklın ben de."
Bakışlarıyla etrafı taradıktan sonra dudaklarını dudaklarıma bastırdı. Küçük bir öpücük kondurduktan sonra "Evimize gitmek istersen anahtarlar odamda ki çekmecede. Gerçi dün kaybederim diye almak istememiştin a—" diyecektiki lafını kestim.