5.Bölüm

22.9K 1.7K 591
                                    

~ 🍐 ~

Küçük Gülçin bir elinde armut bir elinde misket az önce ağlattığı erkek çocuğuna bakıyordu. Isırdı armutun bir ucundan. İştahla kenarı, yerden aldığı için kumlu olan armutun keyfini çıkarırken, sırıtıyordu. Ön dişlerinin olmaması onun gülümsemeyeceği anlamına gelmiyordu bir kere.

Yere oturup ağlayan çocuğu, tombul bacağı ile itekledi. "Amma aladın şende be! At tayafı mispetini aldım. Hem hani eykek adam alamazdı? Şen şümüklü çıktın." Dedi anlamsızca dolu ellerini iki yana açarak. Anlamamıştı arkadaş bu işten. Erkek çocuğu burnunu çekerek, "Ağlar bir kerem! Hem senin yüzünden kaybettim!" Dedi.

Armudun suyuna bulanmış elini erkek çocuğunun omuzuna vururmuş gibi yaparak kirlenmiş elini üzerine sildi. Yapış yapış olmasın diye. Yoksa yapmazdı Gülçin Erva. Yüzünü buruşturdu sonra ona bakan erkek çocuğuna gülümsedi. Çaktırmamalıydı ağlayan çocuğa yoksa bu kezde bunun için ağlardı. Hiç çekemezdi bu sefer yapıştırırdı tokadı.

Tıpkı amcasının annesine vurduğu gibi. Ağlayan insanı susturmak için vurmak gerekiyormuş öyle demişti yengesi.

Oysa şimdi bilse bunu hiç çekinmeden savunurdu haklarını.

"En azından bana yinildin akıllım. Başkaşına yinilseydin senden hepşini alı veyiydi. Bak ben impaslı çıktım!" Dedi övünerek.

Karşısındaki çocuk ona garipçe bakarak, "İmpaslı ne ya? Ne konuşuyorsun sen öyle?" Diye sordu. Tam cevap verecektiki arkadan gelen 13 yaşındaki Ali Timur cevap verdi.

"İnsaflı diyor. Adil demek yerine bunu kullanıyor."

Gülçin Erva son zamanlarda peşine düşen Ali Timur'a hitaben, "Kaydeşim yine mi şen!" Diye sordu. Ne zaman birini ağlatsa ve ya oyun oynasa kenardan onu izleyen Ali Timur ile karşılaşıyordu.

"He ben! Beğenemedin mi küçük hanım?"

Elindeki ha bitti bitecek olan armudu sinesine doğru fırlattı. "Kene gibi papıştın- ay yapıştın kaydın bana! Bi git!" Ali Timur tişörtünde çıkan ıslaklığa birde sapından tuttuğu armuda baktı. "Iyyy! Ne üzerime fırlatıyorsun kızım? Hem insan bir yıkar üzerindeki toprağa bak!" Dedi.

Gülçin koskoca görünen armud ağacını gösterirken, "Napim. Yukayıya boyum yetmiyoy. Ben de buydan aldım." Dedi. Dudak büzmüştü. Ali Timur karşısında masumca bakan kıza kayıtsız kalamayarak, "Almamı ister misin? Hem yıkarım yersin." Diye sordu.

Sormasıyla beraber Gülçin Erva gözlerini pörtleterek bön bön baktı. "Haybi mi? Şaka deyil demi? Yoksa elimdeki mispetleyi fıylatıyım!"

Ali Timur gülerek ellerini iki yana kaldırdı. "Şaka yapar gibi bir halim yok. Aksine yardımcı olmaya çalışıyorum." Dedi. Gülçin Erva bir sağ taraftan bir de sol taraftan yüzüne bakarak. "Yokmuş. Hadi gidip alalım!" Dedi ağaca koşarken. Elindeki misketleri heyecandan fırlatmıştı. Konu armut olunca her şeyi unutu veriyordu.

Yerdeki misketleri almaya çalışan çocuğun ensesinden kavrayarak, "Onları bana ver Doğukan Artık sahibi sen değilsin." Dedi. Doğukan ondan yaşca büyük duran Ali Timur'a bakarak, "Ama abi! Bunlar benimdi." Diye söylendi. Ali Timur avuç içinden misketleri alarak, kızarmış gözlerle ona bakan Doğukana doğru. "Ben sana yenisini alırım. Sen merak etme tamam mı?"

BOZKURTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin