Medya, Mavi'nin çaldığı parça.
"İki ay mı?"
"Evet. Söylediğini yaptı. İki aydır zorunlu olmadığı sürece eve uğramıyor. Geldiğinde de ben yokken geliyor." Gizem başını dizimden kaldırdı.
"Bu kadar ciddi olacağını düşünmemiştim."
"Bende. Bana çok kızdı galiba."
"Ya da gerçekten dayanamıyor."
Sıkıntıyla nefes verdim.
"Onunla karşılaşmayınca kalbim soğur zannettim ama tek yaptığı onu özlemek." Gizem kolumu okşadı.
"Pişman mısın peki?"
Kafamı iki yana salladım.
"Annem çok mutlu Gizem."
"Sen peki?"
"Geçecek. Umut nasıl geçtiyse, Aren de geçecek."
"Mavi!" Annem seslendi.
"Yemek hazır galiba." dedim.
Birlikte aşağıya indik. Ben son merdiveni indiğimde Gizem kolumdan tuttu.
"Aren burada." dedi sessizce.
Kalbim hızla çarptı. Terleyen ellerimi pantolonuma silip masaya doğru yürüdüm.
"Merhaba." Aylar sonra sesini ilk kez duyuyordum. Sadece kafamla selam verdi. Konuşursam sesim titrerdi.
"Merhaba Aren. Nasılsın?" dedi Gizem.
"İyiyim Gizem. Sen nasılsın?"
"İyiyim Mavişimi ziyarete geldim."
"Sen nasılsın Mavi?"
Bana sormasıyla irkildim. O konuştukça özlemim artıyordu sanki.
"İyiyim Aren abi."
Sesimi kendim bile zor duyuyordum.
"Aren abin ve Nur ablan düğün tarihini belirlemiş." dedi annem.
Elimdeki çatalı düşürünce çıkan sesle irkildim.
"Affedersiniz." dedim. Sesim titrek çıkmıştı. Gözlerim doldu. Gizem elimi tuttu.
"İyi misin oğlum?" dedi annem.
Kafamı salladım.
"Tebrik ederim Aren abi." dedim.
"Teşekkür ederim." sesi soğuktu.
"Ne zaman peki?" Gizem'in sesi de sert çıkmıştı.
"Haziranda."
Sadece iki ay sonra düğünü vardı. Onu kesin olarak kaybetmiştim. Hem de kendi ellerimle vermiştim başkasına. Dolan gözlerimi sildim.
"Aslında bizim ders çalışmamız gerekti. Yemeğe odada devam etsek olur mu Hanife teyze?" dedi Gizem.
"Ama Aren ne zamandır gelmiyordu. Birlikte yer...
"Çok önemli anne. Sonra ineriz yine." dedim.
"Tabi siz dersinize bakın." dedi Aren.
Masadan kalkıp odaya çıktık. Kapıdan girer girmez gözyaşlarımı serbest bıraktım. Gizem sarıldı.
"Bu da şerefsiz çıktı. Hani aşkından ölüyordu?"
"Ben bunu hak ettim. Söylemişti zaten. Unuturum demişti. Sözünü tuttu."
"Ama bu kadar çabuk muydu?"
Ağlamam daha da şiddetlendi.
"Bunu ben istemiştim ama neden kalbim bu kadar acıyor."
Gizem saçlarımı okşadı.
"Geçecek. Biraz sabredeceksin sonra geçecek."
Gizem ben sakinleşene kadar yanımda kaldı. Onu geçirirken tekrar sıkıca sarıldı.
"Merak etme sen beni. İyi olacağım." dedim.
"Yarın okula tamamen toparlamış olarak gel. O güzel burnunu da dik tut."
Gülümsedim.
"Tamam."
Gizem gittikten sonra bende kış bahçesine geçtim. Şömine yanmadığı için içerisi soğuktu. Piyanonun başına oturdum. Tuşlarda parmaklarımı gezdirirken aklımda Aren'in bana piyano çaldığı gün vardı.
"Çalmayı bitirdiğimde hislerimde bitecek." dedim kendi kendime.
Parmaklarım tuşlara değdikçe kalbim sızlıyordu. Her notada biraz daha kopuyordum sanki ondan. Parça hiç bitmesin onu hiç unutmayayım istiyordum. Sonunda bitirdiğimde gözlerimde yaşlar vardı. Elimin tersiyle gözyaşlarımı sildim. Derin bir nefes aldım. Eve döndüğümde salon sessizdi. Ben de direkt odama yöneldim. Üst kattan da hiç ses gelmiyordu. Yatağa girip yorgana sıkıca sarıldım. Kalbimin sızısına alışmaya çalıştım.
Saçlarımda dolaşan parmakları belli belirsiz hissediyordum. Bir süre saçlarımı okşayan parmaklar yanağıma geldi. Hafifçe okşadı.
"Anne." dedim uykumun arasında. Ama cevap yoktu. Uyku beni tekrar esir aldığında yüzümü okşayan el yoktu artık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavi
Romance(Tamamlandı) Mavi, göremediği bu dünyanın karışıklığına alışıktı ama annesinin yeni kocasının oğlu daha da karıştırıyordu aklını.