"Allah sizi kahretsin."
"Nur abla!"
Omzumdan itince geriye doğru sendeledim.
"İğrençsiniz."
"Sakin ol yanlış anlad..
"Dün sizi gördüm. Öpüşüyordunuz. Ben mi yanlış anladım yoksa abi dediğin herkesin kucağına oturuyor musun? Ahlaksız!"
Nur bağırdıkça küçülüyordum sanki.
"Konuşsana. Beni teselli ederken ne güzel konuşuyordun ama. Şimdi ne oldu?"
"Nur...
"Adımı o iğrenç ağzına alma. Aslında seni gördüğüm ilk anda anlamıştım senin sağlam ayakkabı olmadığını. Ama ciddiye alamadım. Aren'in sana dönüp bakacağına hiç ihtimal vermedim çünkü. Ama sen ne yapıp edip ayarttın."
"Ben kimseyi ayartmadım."
Sinirle güldü.
"Benimle dalga geçiyordun değil mi? Ben bahçede Aren'e olan aşkımı anlatırken içten içe gülüyordun değil mi?"
"Hayır..
"Masumu oynama bana. Aren sana acıdığı için inanmış olabilir ama benim için kör olman orospu olduğun gerçeğini örtmüyor."
"Kedine gel. Benimle böyle konuşamazsın sen."
Yüzüme inen tokatla sendeledim. Yüzümde hissettiğim ıslaklıkla elimi yüzüme götürdüm. Parmaklarıma değen yoğun sıvıyla kanadığını anladım. Tırnakları çizmiş olmalıydı.
"Asıl sen kendine gel orospu. Aren'in bir an kafası karıştı diye sana aşık olduğunu zannetme. Ne olacak sanıyorsun? Çok mutlu yaşayıp evlenecek misiniz? Aren'in en büyük hayali baba olmak. Ona bir çocuk verebilecek misin peki? Sen sadece onu tatmin eden geçici bir hevessin."
"Sus artık. Git buradan."
"Aren de görecek. Herkes ona sırt çevirdiğinde o da anlayacak ne kadar yanlış yaptığını. Herkes senin gibi değil. Kimse kabul etmez bu sapkınlığı. Seninle olduğu sürece herkes yüz çevirecek ona. Babası bile. Senin yüzünde yapayalnız kalacak. Sabahlara kadar çalıştığı, emek verdiği işini bile kaybeder belki."
"Yeter artık."
"Bence de yeter. Bırak Aren'i. Bırak normal insanlar gibi yaşasın hayatını. Sana söylüyorum çünkü Aren yapamaz. Senden vazgeçse bile yapamaz. Acır sana. Sen bırakmadığın sürece o bırakamaz."
"Sus lütfen." Gözyaşlarım yüzümdeki yaraya değdikçe yakıyordu. Ama içim o kadar acıyordu ki yarayı umursamadan yüzümü hızla sildim.
"Peki ya annen. Onu hiç hak etmiyorsun sen. Kadın yıllar sonra mutlu oldu sen ne yaptın? Kocasının oğlunu ayarttın. Annen öğrenince ne yapacak sanıyorsun? Seni kabullenmesini, hayal kırıklığını geçtim. Senin için, bu saçmalık için vazgeçmeyecek mi mutluluğundan?"
Gözyaşlarım hıçkırıklarıma karıştı.
"Sen busun işte Mavi. Sıkışınca ağlayan, kendinden başkasını düşünmeyen, önüne gelen her şeyi yıkıp yakan bir felaketsin."
Nur kapıyı çarpıp çıktığında olduğum yere çöküp ağladım. Söylediklerinin ağırlığıyla eziliyordum ama en çok acıtan haklı olmasıydı. Şu an mutluyduk ama sonsuza kadar saklanamazdık. Hem her şeyle herkesle Aren mücadele ediyordu. Ben sadece Aren'in arkasına saklanıyordum. Nur haklıydı. Aren bir gün yorulsa bile bırakamazdı beni. Annem de benim için çok çabalamıştı. Bunca yıl tek başına verdiği emeklerin karşılığını bu şekilde alacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavi
Romance(Tamamlandı) Mavi, göremediği bu dünyanın karışıklığına alışıktı ama annesinin yeni kocasının oğlu daha da karıştırıyordu aklını.