Hiç Bırakma

4.3K 258 18
                                    

Burnuma kondurulan öpücükle uyandım. Sonra yanağımı öptü. Sırayla yüzümün her yerini öpüyordu. Gülümsedim. Gamzemi öptü.

"Günaydın." dedim.

"Günaydın sevgilim." Sesi boğuk çıkıyordu. Dudaklarımızı birleştirdi.

"Sabah sabah çok enerjiksin."

"Dün gece çok güzel uyudum çünkü."

Bana sıkıca sarılınca yüzüm göğsüne geldi. Çıplak bedenlerimiz buluşunca utandım.

"Sen nasılsın?" Boynumu öptü.

"İyiyim. Saat kaç?"

"Boş ver saati."

"Nasıl boş vereyim? Okula gideceğim."

"Şey...ben alarmı kapatmış olabilirim."

"Ne?"

"Çok güzeldik. Kıyamadım bize. Kollarımın arasında çok huzurluydun."

Güldüm.

"Yaramazlık yaptın yani."

Eskimo öpücüğü verdi.

"Cezalandırmak ister misin?" diye fısıldadı kulağıma.

"İsterim." dedim onu taklit ederek.

"Bana ne istersen yapabilirsin."

Eli sırtımı okşayarak kalçam doğru ilerledi. Elini tuttum.

"Tamam o zaman cezan bir hafta boyunca bana hiç dokunmamak." dedim.

"NE?"

"Yaramazlık yaptın ben de ceza verdim."

"Vicdansız kedi. Ceza dedik sen öldürdün."

Güldüm. Yüzüne dokunduğumda onunda güldüğünü anladım. Dudaklarını okşayan parmaklarımı öptü. Yanaklarını okşadım. Yüzünü zihnime kazımaya çalıştım. Elmacık kemiklerini, burun kemiğini okşadım. Sakince onu keşfetmemi bekledi. Saçlarını geriye doğru taradım. Alnına dokundum. Yanağını tutup dudaklarını öptüm. Belimden tutup beni kendine çektiğinde çıplak bedenlerimiz tekrar buluştu. Aren yanağımı ısırdı.

"Yine kızardın."

"Çünkü çıplağız." dedim sessizce.

"Haklısın. Hazır çıplakken değerlendirsek mi?"

"Olmaz." Birden doğrulunca kalçam acıdı. Acıyla inledim. Dün gecenin acısı yeni çıkıyordu.

"Çok mu acıyor?"

Kafamı salladım.

"Duşa girelim sonra krem süreriz."

"Ben sürerim." dedim hemen.

"Bana alışsan iyi olur kedicik dün geceden sonra sana dokunmadan duramam."

"Aren, utandırma."

"Gel seni alıştırma turlarına başlayalım."

Yataktan çıkıp elimi tuttu. Utanarak örtünün altından çıktım. Tel elimle vücudumu kapatmaya çalıştım. Belimde tutup beni bir kapıdan içeri soktu. Sonra su sesi geldi. Aren beni kucağına alınca irkildim.

"Ne yapıyorsun?"

"Seni küvete taşıyorum."

"Ben kendim...

"Ayağın kayar. Hem fırsatçıyım unuttun mu?"

Güldüm. Küvete oturtup sırtımı göğsüne yasladı. Su yavaş yavaş dolarken ona yaslanıp dinlendim.

MaviHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin