Not: sol altta bulunan yıldızı parlatmayı unutmayınız...
Not: satır arası yorumlarınızı esirgemeyiniz...
Not: wattpad hesabımı ve çınar mahallesi resmi instagram adresini takip etmeyi unutmayınız...
*
*
*
*
*
*
*Onur'un Ağzından;
Ne demişti Ahmet Kaya;
"Penceresiz kaldım anne..."
Şuan yaşadığım şey bunun özetiydi işte, penceresiz kaldım anne. Hatta pencere ile yetinmeyip kapısız, duvarsız, yıkık dökük harabe kaldım. Sanki bir evdim ama çatım yıkılmıştı, sanki bir çiçektim ama üstüme basıp geçmiş gibilerdi.
Yalnızdım, çaresizdim ve en önemlisi yıkılmıştım...
Sevdiğim kadın tarafından vurulup, yetmemiş ölüme terk edilmiştim.
Sevdiğim kadın tarafından iğrenç bir şeyle itham edilmiştim...
Sevdiğim kadını kaybetmiştim...
Açelya'yı kaybetmiştim...
Çocukluk arkadaşım, sırdaşım, sevdiğim kadın gitmişti...
Sevgi her şeye yeter miydi? Hataları görmezden gelmeye yeter miydi? Sevgi bütün kusurları örter miydi? Sevgi insanların birbirine bağlanmasını sağlar mıydı?
Yoksa sevgi yerine güven, sadakat ve saygı mı önemliydi?
Güvenim kırılmıştı, hem sevgilim hem de dost dediğim arkadaşlarım tarafından...
Güven kırılınca sevgi bir işe yarıyor muydu?
Annemin mezarı başında bütün olup biteni anlatıyordum.
Başka nereye, kime gidebilirdim ki ?
"Benim güzel annem, güven insanı çaresiz bırakıyormuş biliyor musun? Bir kere kırılan güven bin kere de istesen düzelmiyormuş. Ben ne yapacağım anne, bu kadar olan bitenden sonra bitirelim desem bile bende bitmeyen bu aşka ne yapacağım. Anne bana yol göster yalvarırım. Oğlun çok çaresiz kaldı anne, küçücük kaldım. Üstümde tonlarca yük varmış da ben altında kalmışım gibi hissediyorum."
Burnumu çektim ve gözyaşlarımı hırkanın koluna sildim.
"Nefes aldıkça göğsüm acıyor anne, yalvarırım bu acıyı dindir. Seviyorum anne köpek gibi seviyorum ama bana iğrenç bakışını, aldattın demesini unutamıyorum. Kaldıramıyorum. Yediremiyorum anne kendime bu aşağılık şeyi. Ben onun üzerine titrerken onun beni aldattın mı demesini unutamıyorum. Ne bakışı gidiyor gözümün önünden, ne de ses tonu gidiyor kulağımdan. Sana yemin ederim anne Beril benim sadece okuldan arkadaşım. Aldatmadım ben Açelya'yı, ben Beril'e büyük bir ayıp ettim ama sevdiğime etmedim. Bir taraftan sevdiğim kızı üzmediğim için sevinirken bir taraftan Beril'e yaptığım ayıp gözümün önüne geliyor. Bir kadını üzmedim ama bir kadını göz göre göre mahvettim ben anne. Hangi acıyı düşüneyim, hangisine derman arayayım bilmiyorum. Oğlunun sana ihtiyacı var anne, oğluna yol göster. Oğlun yolunu kaybetti..."
Burnumu tekrar çektim.
"Beril de kim oğul?"
Arkamdan gelen ses ile irkilip arkama döndüm. Ağlamaktan kızardığını düşündüğüm gözlerimle arkamda olan bedene baktım.
"Baba?"
Babam karşımda durmuş, bana kaşlarını kaldırmış anlamsız bir şekilde bakıyordu.
"Baba ya baba, eşek sıpası. Gelip bir derdin olduğunda bana anlat diye bekliyordum, evde yüzünü gören cennetlik. Valla hanımım hiç kusuruma bakma lütfen bu eşek sıpası babasını unuttu"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çınar Mahallesi
Ficción General"Sen benim reisim değilsin, sen benim sevdiğim adamsın..." BİR MAHALLE HİKAYESİ NASIL MI OLUR? Bu hikayede birbirinden güzel eğlenceli anlar, birbirinden ilginç ve çeşitli minik esnaf hayatları, birbirinden farklı dedikoducu teyzeler, kan bağının...