Not: sol altta bulunan yıldızı parlatmayı unutmayınız...
Not: satır arası yorumlarınızı esirgemeyiniz...
Not: wattpad hesabımı ve çınar mahallesi resmi instagram adresini takip etmeyi unutmayınız...
*
*
*
*
*
*
*Açelya'nın Ağzından;
Hayatta beklemediğiniz anların sizlerde ne kadar büyük bir yıkım oluşturacağını bilemezsiniz. Sevdiğiniz, değer verdiğiniz insana aslında bunların hiçbirini vermediğinizi hissettiğiniz zaman bütün dengeniz bozulur. Hayat gördüğünüz, hissettirdiğiniz kısmı dışında bir de görmediğiniz ve hissettirmediğiniz kısmını da sizlere gösterir. Bunun için gerekli olan şey ise sadece zamandır, zamanla insanları tam olarak tanımış olur ya da tanımamış olursunuz.
Ben de zamanla aslında kendimi tanımadığımı anlamış oldum. Kendimi tanımayıp sevdiğim adama da tanıtamamıştım.
Odamda cenin pozisyonunda, yatağıma yatmış sessiz sessiz ağlamaya devam ediyordum. Kaç saattir bu pozisyonda ağladığımı bilmiyorum ama gözyaşlarımın isyanına dur diyemiyordum.
Odamın kapısını kilitlemiş, sadece ağlayarak kaç dakika kaç saniye geçirdim hesaplayamadım.
Çok büyük bir yanlış yapmıştım. Boyumu geçen bir yanlış.
Önce sevdiğim adamın zaafı olan annesini unutmuş, yetmemiş üstüne güle oynaya eğlenmiştim. Sonra sevdiğim adamın arkadaşına kötü imalarda bulunmuştum. En kötüsü de sevdiğim adama şerefsiz diyecek kadar düşmüştüm.
Onur'un beni aldattığını düşünmüş ve hiçbir dayanağım olmadan ona hakaretler etmiştim.
Ben beni seven adamın sevgisini ve aşkını yalanlayıp üstüne bir ton hakaret etmiştim...
Onur'un annesinden sonra bana çok değer verdiğini bildiğim halde ona aldatan erkek imajı yakıştırmıştım.
İnsan hayatını paylaşmayı göze aldığı insana bu kadar alçak bir imajı nasıl layık görürdü ?
Düşüncelerim beni daha çok ağlatmaya başlatmıştı.
Kendimden utanıyordum...
Yaptıklarımdan ve söylediğim o kadar sözden utanç duyuyordum.
Ben böyle iğrenç bir şeyi nasıl yapmıştım?
Onura olan aşkıma rağmen nasıl bizi bitirecek hareketlerde bulunmuştum?
Ben bizi bitirmiştim.
Onur ve Açelya devrini kapatmıştım...
Aşık olduğum, bana fedakarlık yapan bir adamı elimin tersi ile itmiştim..
Ben nasıl böyle biri haline geldim?
Nasıl kendi benliğimi unuttum?
Cevapları olan ama cevaplarını kendime söyleyecek cesareti bulamayıp hıçkırık krizlerine tekrar girerek hunharca ağlamaya devam ettim.
Elimden gelen tek şey ağlamaktı çünkü, başka bir şey de gelmiyordu zaten.
Ağladım, ağladım ve ağladım...
Çaresizlik içerisinden tek çıkış noktam olan ağlamaya sığındım...
Daldığım düşüncelerden ve ağlama krizime ara vermemi sağlayan şey ise çalan kapımın sesi oldu, kilitli olan kapım açılmak için zorlanıyor ve yumruklanıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çınar Mahallesi
Genel Kurgu"Sen benim reisim değilsin, sen benim sevdiğim adamsın..." BİR MAHALLE HİKAYESİ NASIL MI OLUR? Bu hikayede birbirinden güzel eğlenceli anlar, birbirinden ilginç ve çeşitli minik esnaf hayatları, birbirinden farklı dedikoducu teyzeler, kan bağının...