14.Bölüm

672 69 13
                                    

Kontrol etmedim yazmisken yayınlamak istedim devrik cümle kelime hatası için özür dilerim şimdiden.Fikirlerinizi yazarsanız sevinirim.

Güleyşa, pasından rengi kaybolmuş demir kapının kilidinde takılı olan kabloyu çekerek açtı sessiz ve karanlık olan avlu karşıladı onu içi ürperdi yine;
halbuki ne hevesliydi o gün bu ev tutulurken.
" ben yaparım herşeyi bir haftasonuma bakar mis gibi badana sonrada baştan aşağı yıkarız Fadomla yepyeni olur " demişti masumca.
Görünürdeki kiri pası arındırmak kolaydı da icerideki sızı değen yeri temizlemek zordu.

Yorgundu hemde çok yorgun, bedenindeki  yorgunluk ruhundakinin  yanında ise bir hiçti.
 

Kapı eşiğindeki  erkek ayakkabılarına baktı gözleri doldu kaç zamandır burdalardı.
Komşular ve yan tarafta oturan yaşlı teyze ayni zamanda ev sahibi olan, kocası geliyor sansınlar  diye koymuştu kendi aklınca.
Ne dedikodu kazanı kaynıyordu  mahallede.

Yine yoktu hergün ki gibi.Gelmemisti.
Gelmesi gerekirdi artık, bukadar kolay olmamalıydı yarı yolda bırakılmak, güvenmişti genç kız ona!
Söz demişti bundan sonra hep yanında olacağım.
Kolay verilirmiş  meğer sözler..
Tükenmişti artık.

Yanliz kalmak en büyük korkularındandi  alışık değildi ki tek başına kalmaya.
Kendini bildi bileli yurttaydi kalabalık içindeydi.
Korkuyordu  karanlıktan da.
Avluyu geçti dört beş adımla;
     Bodrumdan bozma evinin ahşap kapısını açtı eski model anahtarı ile burnuna anında küf kokusu değdi

     Eli ışığın düğmesine gitti açtı sarı yanan lambayı, vakit hayli geçti, bu gecede iş yerinde kalmazdı uygun düşmezdi..

Zaten vizeleride  finalleride   istediği gibi olmadı daha ilk yılından ilk dönemden bıktı okuldan, bırakacaktı galiba, büyük bir hata yapmıştı çünkü aklınıda hayatınıda  bulanık bir suya çalmıştı....
 
Çantasını koydu kanepenin üzerine, birtane kanepeleri vardı evde ve  bir halı, komşuların verdiği mutfak eşyaları ile eski bir dolap.
Bir oda içindeydi ev dediği, köşede tuvalet banyo onun yanında minik bir beton tezgah ve buz dolabı.

Yeterdi Ali ve Güleyşa'ya.
O, olsa yeterdi ikiside öyle diyordu "sen olsan yeter".
Ev hevesi, aile olma hevesi, eş olma hevesi sevdiğiyle bir olma hevesi yeterdi eşya kimin umrunda  dört duvar dediğin neydi ki.
Yalan oldu hepsi.

Umdukları gibi olmadı ne yazıkki.

.................................................

   "" Alo, efendim emmi alo alo, sesin gelmiyor Zübeyir emmi" diyerek kapattı Güleyşa telefonu ödü kopuyordu  duymuşlarmıydı yoksa evlendiğini!
Duymuşlarsa eğer Fatma söylemiş olurdu, telefon numarasında o vermişti zaten yengesi aradığında.
Vermese de olurdu yani ama okul içinde çok görüşemedikleri için son zamanlarda " seni görene kadar gün geçiyor kızım merak edip arıyorlar o yüzden verdim " demişti Fatma, Güleyşa sitem edince.

Fatma derslerine çok iyi odaklandı ilk dönem birinciydi hatta bölümünde.

Güleyşa ise dağılmıştı malesef.

O gün Ali yi kampüste gördükten sonra çok şeyler değişti.

"Güül  dur,Gülyeşa "dediğinde
Geriye dönmeseydi  böyle olmazdı kesinlikle ama söz geçiremedi kalbine seviyordu onu.
Döndü Ali'nin kendine doğru gelişine baktı gözünü kırpmadan.

" Gülüm niye öyle el gibi geçtin gittin" demişti Ali sanki hicbirsey yoktu normaldi sanki herşey.

" neden acaba, arkadaşın ile gitseydin Ali bey tesadüf olmasa zaten görmeyecektin" dedi imalı ses tonu ile Güleysa.

.. GÜLEYŞA...( Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin