1.Bölüm

5.5K 113 21
                                    

GÜLEYŞA

Hoşgeldiniz....
Okuyan gözler sağolsun...

Hikayemde klasik töre veya köy olayları yok.
Normal hayattan kesitler var yaşanmış ve yaşanılabilir..

"Güleyşa'm tamda türküde dediğin gibi bende senden önce ölmek isterim, sensizliğe dayanamam. Allah, beni önce alsın canıma cansın sen "

" Ali, Ali'm konuşma böyle niye ölümü başımıza çağırıyon, ölme ya sende bende ölmeyek.Mutlu olmak istiyom ben, senle yaşlanmak istiyom, birdaha söyleme ağzından yel alsın kimim var senden başka da benden önce ölecekmiş ben bir başıma kalacam yani, tövbe tövbe Allah'ım tövbe, demedi Ali öyle demek istemedi yazma kadere Allah'ım, hepten yalnız koyacak beni biz çekeriz bu dünyanın derdini eli elime olsun yeter " dedi Güleyşa içindeki tüm korkulara inat umut etti yine de..

Güldürdü Ali'yi sevdiğini..

" Kız tamam tamam demedim tövbe, hemen döktün dilini " diye sardı kollarını sevdiğine yârine Ali....

Güleyşa, başını yasladi Ali'nin göğsüne daha sıkı sarıldı.
" Bırakma beni Ali " dedi..

Sert bir yel esti sırtlarına bir kamçı gibi değdi geçti .Güleyşa'nin içi ürperdi soğuklarda yoktu daha neyin nesiydi bu şimdi...
Oturdukları yer yüksekti, yüksekçe bir tepe köy ayaklarının altındaydı gençlerin..

" Söz sevdiğim, güzel gözlüm bu nefes olduğu sürece senin yanındayım " dedi Ali.

Sözler, hep böyle kolay mı verilirdi?
Ya tutamazsan! O zaman ne olacaktı unutulacakmiydi bu an, mümkünmüydü olmamış gibi, yaşanmamış gibi saymak...
.
.
.
.
Güleyşa ve Ali gittikleri yatılı okulda tanıştılar çok küçüktü ikiside Ali ikinci Gül birinci sınıf..

Güleyşa yatılı okula verildiğinde çok ağlamışti çok yalvardı " Kalamam ben ilçe uzak köye, yurda gitmem Zeynep'in ablası kötü biryer dedi dövüyomuş oradaki çocuklar küçükleri"
diyerek göz yaşı döktü ama nafileydi mecbur gidecekti..
Dağ'lara yakın bir köydü onlarınki öyle büyük falan da değil en fazla yirmi ev vardı köyde ama güzeldi yaşadıkları yer heryer yeşil, her mevsimi ayrı bir güzeldi.
Kötü yanı ise ilkokul ilçeye yakın olan büyük köylerde vardı oraya gitmek için bile araç gerekliydi özelliklede kışın.
Onlarda en kolay yol olan yatılı okula gidiyorlardı...

Ama, Güleyşa küçüktü minicik bir kız çocuğu ne yapardi bir başına oralarda hemde abileri çoktan büyümüştü yatılıda kalan yoktu.

Kim bakacakti ona kim koruyup kollayacakti.
Mehmet abisi gelse, evet o çok severdi Gülüm diyordu ona hep, bakardı o.
"Memo abi sende gel ne olur ya benle kal korkuyom ben " dedi sessizce gözlerinde bir umut kırıntısı belirdi küçük kızın.

" Kız delimisin Gül ne olacak ağlama analttım ya erkekler kızlar ayrı senle kalamazdık ki, hem büyüdüm ben almazlar beni küçükler için orası ben başka yarde kalacam yanına gelirim ama okulunda bakarım sana görüşürüz" dedi kuzenine sevgi dolu gözlerle onu çok iyi anlıyordu kendide geçmişti bu aşamalardan.

Fakirlik vardı yokluk bir avuç toprak ekilir biçilir varsa uç beş hayvan ondan çıkan ağartı( süt ) ile karınlar doyar geçim olurdu.
Ah birde sevgi olursa tamamdı herkes özü gibi davransa gözü gibi baksa hiç sorun olmayacaktı gül geçinip gideceklerdi ama öyle olmadı.
Güleyşa'nın annesi ile dirlik edemedi kaynanası ve onlarda gitmek istedi sonra olanlar oldu işte...


Ayrılık vakti geldi okullar açılıyordu bu hafta ve cumartesi den yurda giderdi tüm çocuklar...

Etrafı tahtalarla çevrilmiş avluda,
Amcası Zübeyir, yengesi Emel ve nenesi ile dedesi vardı Gül'ün.

.. GÜLEYŞA...( Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin