Güleyşa baktı kaldı önünden geçip gidenlere.
Bir selam bekledi belki bir tanışma Zahir'in eşiydi sonuçta.
Başını eğdi kendi üstüne baktı bir şalvar bir bluz vardı ve tepeden vuran güneş gözlerini kıstı..Biraz oyalandı çamaşır asarken sonrası betonları yıkadı, ne güzel giyinmişti Büşra'ydı değilmi adı okumuştu görgü vardı.
Zahir'e yakışırdı, omuzlarını düşürdü.Kaynansının seslenmesi ile eve geçti.
Kahve pişir diyordu kadın.Salona girdi ilkin, " hoşgeldiniz" dedi.
Orta yaşlı olan kadın şaşırdı
" Zişan gelininmiydi? ben sandım diğer evlerin kızı, sağol gelin hanım adın Gül mü? " diyerek elini uzattı.
Öptü alnına koydu Güleyşa
" evet Güleyşa adım hoşgeldiniz" diyerek .
Sonrasında soğuk bir merhaba da genç hanımdan geldi
" bende Büşra memnun oldum " diyerek göstermelik bir kucaklaştı.
" kızım amcana bir su getiriver" dedi kaynanası.Sonrada peşinden mutfağa gitti.
" niye çamaşır yikadin elinde makina bozuldumu" diye sordu.
" evet anne bozuldu bende yarına yetişsin dedim tarlada sınır çekilecekmiş Cevher pantolon nerde dediydi eksik olmasın gerek olur diye " diyerek açıklama yaptı Güleyşa.
" işli gelin, eline su dökme dedik ya kaç kez al sen penceredende curayı( macun) sür eline Zahir'in dilinden kurtar bizi " dedi kayananası gülerek.
Biryandan da kahveyi koydu ocağa.
" dün nereye vardınız" diye sormayida ihmal etmedi dikkatlede gelinin yüzünü mimiklerini inceliyordu varmıydı bir değişiklik herşeyin farkındaydı baştan beri.Gül anlattı kısaca, iki gün misafir olacaklarını da öğrendi gelenlerin sonra Büşra' nin çalıştığı yere gideceklermiş.
Sevmemişti ama bakışlarını sebebide aşikardı.Kahveleri götürdü sonra ikram etti.
Fazla oturmadan halalari ve yengeleri de hoşgeldine geldi, kadının onlardan da memnun olduğu söylenemezdi.Zişan hanımın hem akrabası hemde çocukluktan arkadasiydi ahiretlik derledi birbirlerine ve sözleri vardı ilk çocuklarını alıp verecek daha iyi akraba olacaklardı ama olmadı Zahir kesinlikle istemedi hatta küçük bile demişti kendisinden üç yaş küçük olan Büşra'ya ki şuan 18 yaşında bir kızla evliydi büyük konuşmuştu.
Arkadaşının kaçırılma olayı ve uzun bir süre memleketine hiç gelemeyişi yüzünden pekde hoşlandığı söylenemezdi zaten..Güleyşa sonrası mutfakta geçirdi sayılır.
İcerideki konuşmalar da kulağına geliyordu.
Belliki övülecek çok meziyeti vardı kızın, kaynanasıda bir güzel lafı bitirmeden öbürüne başlıyordu.
Onları sakince dinleyen adamada hayret etti hicmi sıkılmamişti.
Diğer kadınlar gelince avluya çıkmıştı iyiki.Ya kıza ne demeli insan bir yerinden kalkar boş bardağı neyin mutfağa iletirdi değilmi birde övgüler alıyordu mum gibi oturyordu geldi geleli.
Yüzü çok güzel olabilir herşeyde olabilir ama kibirliydi Güleyşa'ya göre.
Bir muhabbet olsun diye konuşulmazmiydi yani ne okuyorsun, nerelisin diye bari sorulurdu hiç olmazsa isim sorulur tanıştığına memnun olunur yalandan bile olsa.
Yaşıt sayılirdi ne sanki üç beş yaş kırk yıl değildi ya.
Sinirleniyordu sebebide yokken.
Güleyşa pek öfkelenmezdi ama
" huylarım mi değişiyor ya benim tövbe Bismillah" diyerek başını sağa sola salladı aklındakilerede kızdı.Zahir aradı bir iki kez sesindeki kırıklığı anlamaya çalışsada Güleyşa saklayabildiğini sanıp yanılıyordu.
Tandir evine gitmek için
" anne ben yemeğe bakıp geleyim " diyerek haber verdi ve kendini dışarıya attı.
Şirin'de dut ağacının altında otuyrodu ikindi güneyinden kaçmış keyif yapıyor gibiydi kulağında ki mp3 çalar ile şarkı söylüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
.. GÜLEYŞA...( Tamamlandı)
General FictionGüleyşa, aklına bile gelmeyecek şeyleri yaşayacak olan masum bir kız çocuğuydu.. Gerçek hayattan alıntılar ile kurgulanmıştır..